Gökkuşağı -32-

13.8K 940 343
                                    

Uğur Akyürek - Aşk İzi

İyi okumalar...

Son birkaç gün kesinlikle çok yoğun geçmişti. Nikah tarihimizi almıştık. Nişanı ve kız istemeyi beraber yapacaktık. Ve hepsi bir hafta içerisinde olacağı için bize oldukça fazla iş düşmüştü. Günlerdir annemle ve Gökçe'yle alışverişteydim. Her şey için büyük bir enerjim vardı ancak iş alışverişe geldiğinde bu büyük enerji anında sönüyordu. Nişanda giymek için kaç elbise denemiştim, hatırlamıyordum. Ancak nikah için giyeceğim elbiseye ilk görüşte vurulmuştum.

Aslında beyaz, uzun bir elbiseydi. Oldukça da sade bir görüntüsü vardı ama baktıkça bakasım geliyordu. Alkım'a elbisenin fotoğrafını atmamıştım. Sürpriz olmasını istiyordum. İlk tepkisini nikah günümüzde görmeliydim.

Ellerimi yere yaslayıp kafamı arkaya attım ve yüzüme vuran güneşin tadını çıkardım. Onca işten sonra çimenlere uzanmak kesinlikle iyi hissettirmişti. Gözlerimi bana doğru ilerleyen Alkım'a dikerken ellerinde bir düzine papatya olduğunu fark etmiştim. Gülümseyerek konuştum. "Bana çiçek mi vereceksin?"

Alkım'ın alaylı gülümsemesi dudaklarını şenlendirirken kaşlarını kaldırıp o çok sevimli bulduğum mimiğini yaptı. "Hayır."

Pekâlâ... Cevabı o kadar da sevimli değildi, somurttum. Elindeki çiçeklerle yanıma otururken çiçekleri önündeki çimenlerin üzerine koydu. Parmaklarıyla çenemi sarıp yüzümdeki somurtmayı dağıtmaya çalışırken ne yazık ki başarılı olmuştu çünkü ona asla dayanamıyordum. "Ama sana çiçek tacı yapacağım."

"Merakla bekliyorum." Yüzünü önündeki çiçeklere çevirip iç geçirdi ve eline birkaç papatya alıp birbirine dolamaya başladı. Çiçek tacı mı yapıyordu yoksa çiçeklere düğüm mü atıyordu belli değildi. Belli olan tek şey, Alkım'ın bu işi doğru düzgün yapamamasıydı.

Hırsla kaşlarını çattı ve çiçekleri birbirine dolamaya devam etti. Birkaç çiçekten sonra işi çözmüştü ama biraz da geç kalmıştı çünkü ortaya çıkan çiçek tacı, çiçek tacından başka her şeye benziyordu. Sanki yapımında papatya değil de başka bir şey kullanılmış gibiydi. Özensiz değildi, özendiği aşikardı ancak... Beceriksiz bir taçtı.

"Olmadı." diye homurdandı çiçek tacına umutsuzca bakarken. Onun bu haline kısa bir kahkaha attım, Alkım ayaklanarak diğer çiçeklere yürümeye başladı, son anda bileğinden yakalamıştım. "Nereye?"

"Başka papatya alacağım, bu güzel olmadı." Sarı saçlarıma birkaç saniye baktı. "Sana layık değil."

Bileğindeki elimi kendime doğru çekerek dengesini bozarken Alkım, son anda toparlanarak yere düşmekten kurtuldu. Yine o tatlı mimiğini yaptığında elimi bileğinden çektim. "Ne demek layık değil?" Yerde duran çiçek tacını narince tuttum. "Bence bu çok güzel olmuş."

Çiçek tacına kısa bir bakış atıp gözlerimi Alkım'ın gözlerine dikerken surat ifadesine bariz bir şaşkınlık oturmuştu. "Kendimi yermek hoşuma gitmiyor ama elindeki taç berbat."

Kaşlarımı çatarak tacı biraz daha kaldırdım. Tamam, haklıydı. Taç berbat durumdaydı ancak bu benim için önemli değildi. Önemli olan Alkım'ın uğraşmış ve yapmış olmasıydı. Başarılı olamamış olabilirdi ama bu ilk denemesiydi, ortaya sanat eseri çıkacak değildi ya?

Tacı saçlarımın üzerine taktım ve kocaman gülümsedim. "Ben çok güzel olmuş diyorsam öyledir."

Alkım, bir saçlarıma bir gözlerime bakarken bakışları aniden ayaklarıma indi. Yalan söylediğimi anlamasın diye ayaklarımı sürtmeyi kestim, çok güzel olduğunu düşünmediğimi anlamıştı ancak... Yine de bu taç benim için değerliydi, Alkım'ın elinden çıkmıştı ve üzerinde bir emek vardı. Emek gösterilen her şey güzel olmuyordu ancak saygı göstermek lazımdı. Emek gösteren Alkım olunca istemsizce sevgi de gösteriyordum.

GÖKKUŞAĞIWhere stories live. Discover now