Gökkuşağı -14-

17.5K 1.1K 347
                                    

Model - Bir Melek Vardı

Bölüm içinde Hira rüya görecek. Size rüyasını geçmiştekinin birebir aynısıyla yazdım ancak Hira, olan olayı farklı bir şekilde rüyasında görecek haberiniz olsun. ♥

İyi okumalar...

Ne söyleyebilirdim?

Karşımda, söylediklerinden duyduğu utançla omuzları çökmüş ve gözlerime bile bakamayan Alkım'a nasıl bir cevap verebilirdim ki? Bana benden hoşlandığını söylemişti, ona mesafe koymamı istemişti. Benim de ondan hoşlandığımı söyleyecek halim yoktu elbette.

"Anlıyorum." diye mırıldandım ilk başta. Gerçekten de anlıyordum. Ölen kardeşinin ilk aşkına bir şeyler hissettiği için kendini suçluyor olmalıydı. İtiraf etmem gerekiyordu ki biraz rahatsız bir durumdu. Her ne kadar Altan'ı hatırlamıyor olsam da ben bile kendimi kötü hissediyordum. "Ben mesafe koyarım."

"Teşekkür ederim." dedikten sonra gözlerime bakacak gibi olmuş ancak bakışlarını yine kaçırmıştı. Ucuna oturduğu yataktan kalkıp yere serdiği minderlerin üzerine uzandı ve bana sırtını döndü. Ben de yeniden başımı yastığa gömdüğümde deli gibi uykum olmasına rağmen uykuya geçişim çok uzun sürmüştü.

İçimde gittikçe büyüyen rahatsızlık bedenimi ele geçirirken sıkıntıyla bacaklarımı sallamaya başladım. Sessizce gözümün önünden akıp giden yolu izliyordum. Aklımda birçok düşünce dolaşıyordu. Kızgındım. Aileme olan kızgınlığım bitmemişti ancak o anki öfkem biraz dinmişti. Ve şu an biraz daha ferah olan kafamla bunun çok da iyi bir fikir olmadığını düşünmeye başlamıştım.

"Hira?" Başımı bana seslenen Altan'a çevirdiğimde gözlerini birkaç saniye için yoldan ayırmış, bana bakmıştı. "İyi misin?"

"Ben..." diye söze başlasam da devamını getirecek kelimem yoktu. Yaptıklarım yeni yeni aklıma geliyordu. Resmen evden kaçmıştım. Altan'ın beni götürmesine izin vermiştim. Bunu o anlık sinirle yapmıştım ve şu an bu kararımdan deli gibi pişmandım.

"Geri dönmek istiyorum." diyerek bir anda içimdeki sıkıntıyı söyleyiverdim. Altan, arabayı aniden durdurduğunda yolun bomboş oluşuna şükrediyordum. Neyse ki kimseye çarpmamıştık.

"Anlamadım? Neden geri dönmek istiyorsun? Ben mi bir şey yaptım?"

"Hayır, hayır. Seninle bir ilgisi yok. Sadece bu kötü bir fikir."

Altan, onaylarcasına kafasını salladıktan sonra kemerini çözüp bedenini bana doğru çevirdi. "Bunu söylemek için en iyi zaman olmayabilir. Ama ben..." Yutkundu, gözleri gözlerimi bulurken yavaşça gülümsemişti. "Sana deliler gibi aşığım, Hira."

Söyledikleriyle şaşkınca ona bakmaya başlamıştım. Söylediklerinin beklemediğim şeyler olduğunu söyleyemezdim. Az çok hissetmiştim ama şu an, burada söylemesi beni gerçekten şaşırtmıştı. Ona nasıl bir cevap verebileceğimi de bilmiyordum üstelik. Birlikte kaçma teklifini kabul ederek ona umut vermiştim. O an o kadar sinirliydim ki mantık benim çok uzağımdaydı.

"Seni evine geri götüreceğim, hiçbir şekilde acelem yok. Ben seni beklerim." Altan, koltuğunda hareketlenip bana doğru yaklaşmaya başladığında elini yanağımın üzerinde hissetmiştim. Dudaklarıma doğru eğiliyordu.

"Altan, yapma." diye fısıldadığımda geri çekilmemişti. Beni duyuyor gibi bir hali yoktu ve yaklaşmaya devam ediyordu. Gerileyip koltuğa iyice yapıştım, kalbim hızla çarpıyordu. Korkuyordum. Çok korkuyordum ve Allah kahretsin ki bu bomboş yolda bizden başka kimse yoktu. Son bir çare bağırdım.

GÖKKUŞAĞIWhere stories live. Discover now