Gökkuşağı -6-

18.9K 1.3K 401
                                    

Halsey - Gasoline

Yazım hataları olabilir, nokta koyun ben düzeltirim. İyi okumalar. ♥

Sessizlik.

Alkım'ın sessizliği geçen her bir saniyede beni daha da rahatsız ediyordu. Kardeşiyle ilgili konunun onu derinden yaraladığını ve hatta onu öfkelendirdiğini hissediyordum ancak sormaktan başka çarem yoktu. İçimdeki eksikliğin, cevabı verilmeyen onlarca sorumun cevabının Altan olduğunu düşünüyordum bir şekilde. Onunla ilgili neredeyse hiçbir şey hatırlamıyordum.

Yüzünü hatırlamıyordum, yüz hafızam hiçbir zaman iyi olmamıştı zaten. Üstünden 3 yıl geçmiş lise hayatım için onun yüzünü unutmam benim adıma çok da şaşılacak bir şey değildi. İsmi tanıdıktı, kitabında yazım bulunduğuna göre birkaç kere konuşmuşluğumuz da vardı. Ama Alkım'a kardeşiyle alakalı bir şey söylediğimde onun yüz ifadeleri... Bunu tanımlaması benim için zordu.

"Neredesin sen?"

Alkım, nihayet konuştuğunda sorumu umursamadığı oldukça açıktı. Yeniden sormayı düşünüyorken Alkım, araya girdi. "Araba sesleri geliyor, evde değilsin."

"Balkonda olabilirim."

"Böyle dediğine göre değilsin. Neredesin? Yine evden mi kaçtın?"

"Sadece birkaç saat için yalnız kalmak istedim. Bence buna hakkım var."

"Madem yalnız kalmak istiyorsun, neden beni aradın?"

"Sana nedenini söyledim. Altan'a ne olduğunu öğrenmek istiyorum."

"Sen... Cidden inanılmazsın." Sinirle soluduğunda yüz ifadesi de gözümün önünde canlanmıştı. "Nerede olduğunu söyle."

"Ne yapacaksın nerede olduğumu?"

"Seni oradan alacağım ve konuşmak için daha uygun bir yere götüreceğim." dedi kelimelerin üzerine bastıra bastıra. Karşısındaki çocuğa laf anlatmaya çalışan bir yetişkin gibi davranıyordu. Kafamı iki yana sallayıp silkelendim ve konuşmaya başladım.

"Soruma cevap vermedin. Altan'a ne oldu?"

"Öldü."

Sanki tenime tonlarca iğne batırıyorlarmış gibi bir his dolmuştu içime. Titremeye başlamıştım. Yumruğumu sıkıp yutkundum, söyleyecek bir şeyler arıyordum ancak bulamıyordum. Sessizliğim uzuyordu ve Alkım, telefonun diğer ucunda bekliyordu. Altan'la ilgili bir şeyler olduğunu biliyordum. Bora'nın söylediği gibi ailevi nedenlerden dolayı okuldan ayrılmadığını biliyordum. Ama bana neden onun öldüğünü söylememişlerdi ki?

"3 yıl önce mi öldü?"

"Evet." demişti sadece. Bu konuyu konuşmanın bile onun için ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyordum. "Neden öldü peki?"

"Gerçekten bilmiyor musun?" diye sordu sakince. Sesinde her zamanki gibi bir alay yoktu. Aksine, bu sorunun cevabını cidden bilmek istiyor gibiydi. Kaşlarım çatılırken kafamı iki yana salladım. Onun görmeyeceğini bile bile neden bunu yapmıştım bilmiyordum.

"Gerçekten bilmiyorum. Öldüğünü senden öğrendim."

"Sana ne anlattılar?"

"Son dönem ailevi meselelerden dolayı okuldan ayrıldığını ve il dışında okuyan abisinin yanına gittiğini söylediler."

"Yarı yarıya doğru. Altan ölmeden önce benim yanıma geliyordu."

"Kaza mı geçirdi?"

"Cidden nasıl bilmiyor olabilirsin? Evet, üstünden biraz zaman geçti ama..." Alkım bir anda sessizleştiğinde kalbim inanılmaz bir sancıyla kasılmıştı. Elimi kalbimin üzerine koyup sanki bir yararı olabilecekmiş gibi bastırdım.

GÖKKUŞAĞIWhere stories live. Discover now