FİNAL

3.3K 132 51
                                    

Düğünden 3 gün önce:

Kuzey'in bana evlilik teklifi etmesinin ardından tam üç ay geçmişti. Kuzey bu durumu bir hafta olarak planlamıştı ancak düğün hazırlıklarını bitirmek o kadar kolay değildi. Zaten bu durumu ailelerimize söylediğimizde, iki aileyi de endişe sarmıştı. Annem hunharca çeyizimi düzerken, Şermin hanım düğün organizasyonu ayarlamakla meşguldü. Kuzey bu üç ay boyunca beni tam on kez kaçırmaya kalkmıştı. Artık üzerimize o kadar büyük bir stres kurmuşlardı ki, kafayı sıyırmak üzereydik. Tüm bunların sonunda düğünümüze sadece üç gün kalmıştı. Kalbimin ritmi son günlerde düzensizleşmişti. Mutluydum. Kaybettiğimiz yıllarda yaşadığım acılar artık bitmiş, yerini sonsuz bir mutluluk almıştı. Aynadaki yansımama baktıkça gözlerim nemleniyordu. Bembeyaz gelinliğimin içinde Kuzey'ime kavuşacaktım. Bu son gelinlik provamamdı. Şermin Hanım harika bir moda evi bulmuştu ve söylemem gerekirse hayalimdeki gelinlik üzerimdeydi. Derince nefes aldım ve gözyaşlarımı geri göndermeye çalıştım. Artık ağlamak yoktu. Mutluluk olsa bile.

"Hazal hadi seni bekliyorum. Burada dikilmekten ayaklarım kökleşmeye başladı." Kuzeyin dışarıdan gelen sesiyle kıkırdadım. Gelinliğimi görmek için can atıyordu ama bende düğün gününe kadar göstermemekte kararlıydım. "Tamam, çıkarıyorum," dedim muzipçe. Kapının arkasından pufladığını duyabilmiştim. Gelinliğin fermuarı arkadaydı ve tek başıma açabilmem çok zordu. "Kuzey, içerideki kızı çağırır mısın? Gelinliği çıkartamıyorum," dedim fermuara ulaşmaya çalışırken. Keşke gelinliğin fermuarını yana diktirseydim. Çıkarırken başkasına ihtiyaç duymazdım. "Kıza gerek yok. Açılacak bir fermuar varsa onu ben açarım," Kuzeyin cevabı üzerine gözlerimi devirdim. Son günlerde Kuzey fazla korumacı olmaya başlamıştı. Bunu onunda düğün stresine veriyordum. Bende gergin ve stresliydim ve bu yüzden en olmadık yerde olmadık şekilde patlayabiliyordum.

"Kuzey delirtme beni. Git kızı çağır!" diye bağırdım kabinin içinden. Zaten gelinliğin içinde durmaktan yorulmuştum. Düğün günü akşama kadar nasıl gezecektim bu gelinliğin içinde kara kara şimdiden düşünüyordum.

"Ne var yani görsem gelinliği? Şu hurafelere nasıl inanıyorsunuz anlamıyorum. Altı üstü beyaz perdenin üzerine dikilmiş dantel bir şey gelinlik. Yok yani görsem ne olur? Uğursuzluk getirirmişte bilmem neymişte. Zaten o gelinliği çıkartan ben olacağım. Hem ben senin kocanım. İmam nikahımız kıyalalı iki gün oldu. Çık bakayım dışarıyı. Ben açarım fermuarı. Hem gerdek gecesini prova etmiş olurum." Kuzey dışarıda lafları boy boy dizerken, kendimi zor tuttum. Beni kışkırtmaya çalışıyordu ve başarıyordu da. Ona kadar saydım içimden ve öfkeli nefeslerimi hazmetmeye çalıştım. İstediğini vermeyecektim ona. Dışarı çıkmayacaktım.

"Kuzey, rica ediyorum çalışan kızı çağırır mısın?" dedim sıkılı dişlerimin arasından. İki dakikada delirtiyordu beni.

"Çağırırmıyorum ne yapacaksın, kabinin içinden?" kıkırtıları resmen kulağımı ısırıyordu. Öne doğru eğildim ve sırtımdaki fermuara yetişmeye çalıştım. Ben fermuarla cebelleşirken, Kuzey hala dışarıda onlarca laf ediyordu. Onlarca denemenin sonucunda fermuara ulaştım ve dikkatli bir şekilde belime kadar indirdim. "Bak, kocaya trip atılmaz. Allah günah yazar. Hadi çık kabinden. Ben açarım fermuarını," Kuzeyin laflarını duymamazlığa verdim ve gelinliği üzerimden çıkarttım. Üstümü giyindikten sonra kapıya doğru yaklaştım. Dışarıda bekleyen Kuzey beye küçük bir numara oynayabilirdim dimi ama?

"Bak çıkıcam ama gözlerimin içine bak sadece. Gelinliğe bakmak yok tamam mı?" dedim. Ellerini birbirine sürttüğünü hissedebiliyordum.

"Tamam bir tanem. Sadece birazcık fermuara bakacağım o kadar."

UMUDUN ADI AŞKWhere stories live. Discover now