Bölüm 32∞ Final

4K 224 28
                                    

Lütfen okuyun...

Bu hikayeyi yarım bırakmadığım için o kadar mutluyum ki. Kafamda ki finalle uyuştu diye düşünüyorum. Belki daha iyi olabilirdi. Belki olaylar daha yavaştan alınabilirdi. Fakat üniversite sınavı yaklaştığı için sanırım stresten ve hikayeyi bitirememe kaygısından dolayı yalpaladım. Ama ben bu yola çıkarken bile hikayeyi uzatmayı düşünmüyordum. Hikayeyi tekrar düzenlemeyi düşünüyorum. Belki yeni olaylar eklerim belki de herhangi bir şey. Okuyanlar, yorum yapanlar ve hayalet okuyucularım... Hepinizi çok seviyorum. Bu hikayeyi okumanız bile benim için büyük bir onur. Her ne kadar her zaman yorum yapmasanız da olsun. Gerçekten hepiniz benim için ayrı bir değerlisiniz. Düşüncelerimi, hayallerimi, gerekse hayatımdan kısa alıntıları yazdım buraya. Ve sizler de okudunuz. Bunun için hepiniz benim için arkadaştan ötesiniz.

Buraya final yazmış olabilirim. Ama bu hikayeden hala daha kopabilmiş değilim. O yüzden özel bölümler yazmayı düşünüyorum. Beni destekler misiniz? Çünkü size ihtiyacım var. Yanımda olduğunuzu hissetmeye ihtiyacım var.

Yorum ve votelerinizi bekliyorum.

Keyifli okumalar...

---

Farklı bir yerdeydim. Hatırladığım son anımdan daha sakin bir yerdeydim. Ellerimin üzerinde hissettiğim yumuşak doku insanı rahatlatan cinstendi. Üzerinde yattığım şey de.. Sanırım bir yataktı. Gözlerimi açmaya çalıştım fakat birbirlerine yapışan göz kapaklarım açılmamakta direniyordu. Sanki yıllardır açmıyordum gözlerimi. Sanki göz kapaklarım yapışmıştı birbirine. En az birkaç denemenin sonunda başarabilmiştim. Yavaşça gözlerimi açarken etrafımda bir hareketlenme oldu. Biri elimi sıkıyordu sanki. Sevinçle, mutlulukla...

"Uyanıyor"

"Tanrım, sana şükürler olsun" Bu ses? Destiny! Annem? "Onu bize bağışladığın için sana şükürler olsun" Destiny'in sesi titrek geliyordu. Ağlamıştı.

Benim için...

"Sana söylemiştim, hayatım" Jonathan! Ba-babam? "Kızımızın güçlü olduğunu söylemiştim"

Kızımız...

Gözümden bir damla yaş dökülürken gözlerimi tamamen açıp ışığa alışması için bekledim. Sonunda ışığa alışan gözlerim ilk önce Destiny seçti. Ve onun yanında ki Jonathan'ı.

"Katie" dedi Destiny yanıma gelip elimi sıkarken. "Senin için o kadar çok endişelendim ki"

Bana kırgın değiller miydi? Onların kalbini kırmıştım.

Gözlerim dolarken ağlamamak için dudaklarımı ısırmaya çalıştım.

"Ne oldu Katie" dedi Destiny yüzümü okşayarak. "Neden ağlıyorsun?"

"Ben" Çatlak ve güçsüz çıkan sesimle birlikte boğazımı temizleyerek tekrar konuşmayı denedim. "Ben özür dilerim" Gözlerimden akan yaşın hesaplamasını yapamıyordum artık. "Sizi kırmak istememiştim. Ben-"

Jonathan elini omzuma koyup beni sakinleştirmek ister gibi sıktı.

"Kendini yorma Katie. Bizi kırmak istemediğini ve kafanın karışık olduğunu biliyorduk" dedi Jonathan gülümseyerek. "Özür dilenecek birşey yok"

"A-ama ben"

"Katie" dedi Destiny de benimle birlikte ağlayarak. "Lütfen yapma böyle. Biz sana kırılmadık. Ama sen bize-"

"Asla" dedim karşı çıkarak. "Ben size hiçbir zaman kızmadım"

"Teşekkür ederim" dedi Destiny buruk bir gülümsemeyle. Gözlerini kısa bir süre kapatıp derin bir nefes aldı. Sanki konuşmak zor geliyordu ona. Aynı benim gibi... "İnan bana seni bırakmak istemezdim Katie. Lütfen affet..."

GİZEMLİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin