Bölüm 27 ∞ Beklenilmeyen

3.2K 212 17
                                    

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Boşuna yazıyormuş gibi olmayayım. Ben bu hikayeyi en başta kendim sonra da okuyanlar için yazıyorum. Ve yorumlarınızı da merak ediyorum. Lütfen yorumsuz bırakmayın.

Yalnızca birkaç cümle. Sizden istediğim tek şey bu.

Multi de Lisa var.

Keyifli okumalar...

----

"Çünkü işini benden daha çok seviyor gibisin" dedi Steven mırıltıyla. Nefesi yüzüme çarptığında gülümsemem silindi. Kalbim deli gibi atmaya başladı. Gözlerini gözlerime esir etmişti. Bakışları dudaklarıma kaydığında farkında olmadan nefesimi tuttum. Onunla beraber benimde gözlerim dudaklarına kaymıştı. Steven tekrar gözlerime baktı. Ve sonra...

Eğildi...

Beni öptü.

Steven elini hafifçe yanağıma koydu. Öpüşü yumuşaktı. Ama bir o kadar da sahipleniciydi. Fakat ben şaşkınlıktan tepki veremiyordum. Steven' ın beni öpmüş olduğu hatta öpüyor olduğu gerçeğini bir türlü kabul edemiyordum. Tamam, beklemediğim bir şey değildi. Fakat şuan da da pek beklediğim sayılmazdı. Nasıl hissettiğimi bile bilmiyordum. Duygularım gibi her şey birbirine karışmış gibiydi. Doğrularım yanlışlarımla müttefik kurmuş gibiydi. Aklım başımdan gitmiş gibiydi. Steven' ın etkisini ilk kez bu kadar güçlü hissediyordum. Bu rüyamda beni Ethan' ın öpmesine benzemiyordu. Kesinlikle benzemiyordu. Bu daha gerçekçiydi. Daha etkileyici. Bedenim titriyordu. Midem kasılıyordu.

Steven yavaşça geri çekildiğinde kalbimin ritmi göğüs kafesimin hızla inip kalkmasına sebep oluyordu. Gözlerimi kaçırarak Steven haricinde her şeye bakmaya başladım. Kıpkırmızı olduğumu biliyordum. Ve bu duruma her zaman ki gibi lanet ediyordum.

"Saat epey geç olmuş" dedim saçmalayarak. "Eve mi gitsem ben artık?"

Steven güldü.

"Gel hadi" dedi Steven utancımı daha fazla suratıma vurmamayı tercih ederek. "Seni evine bırakayım"

Yavaşça ayağa kalkarak motora doğru yürümeye başladım. Steven mavi kaskı bana uzatıp gözlerimin içine bakmaya başladığında bile gözlerine bakamıyordum. Kaskı hızla kafama geçirip Steven' ın motora binmesini bekledim. Kısa bir süre sonra Steven bana bakmayı kesip motora bindiğinde ben de hızla arkasına bindim. Fakat bu sefer biraz daha fazla mesafeli durmaya çalışıyordum. Steven hızını arttırdığında bile ona yaklaşamadım.

Steven evimin önünde geldiginde acı bir fren sesi eşliğinde durup motoru kapattı. Hızla inip kaskı ona verdim.

"Teşekkür ederim" dedim mırıltıyla hala yüzüne bakamazken. Arkamı dönüp gidecekken Steven kolumu tutup beni durdurdu.

"Sakın bir daha yüzüme bakmayacağını söyleme"

"Saçmalama" dedim hala yüzüne bakamazken. Tuttuğu yer resmen yanıyordu. "Öyle bir şey yapmıyorum"

"Bunu derken bile yapıyorsun" dedi Steven alayla. "Katie yapma böyle"

"Ben hiçbir şey yapmıyorum" dedim gözlerine zorda olsa bakarak. Kolumu hafifçe çekerek onun tutuşundan kopardım.

İyiydi böyle ya...

İç sesimin homurdanışına aldırış etmedim.

"Sorun da o!" dedi Steven hafif bir sinirle. "Hiçbir şey yapmıyorsun. Seni öptüm ve hiçbir tepki göstermedin. Alınmalı mıyım?"

"Şunu demeyi kes" dedim mırıldanarak. "Çok utanç verici"

"Seni öpmemden mi bahsediyorsun?"

GİZEMLİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now