Bölüm 12∞ Düşman

3.8K 311 12
                                    

Bölüm kısa biliyorum. Bunun için beni affedin. Sık sık bölüm atmaya çalışacağım. Fakat lütfen sizde yorum yapın. Bu bölümü yorumlarını eksik etmeyen bir tanecik okuyucuma adıyorum.

Üçüzlerin Kapak Sitesi/Facebook -->Kapak yaptırmak isteyenler buraya uğrayabilir. 

Artık Kapak yapımı videoları çekiyoruz. Yoruma linkini koyuyorum. Lütfen bir bakın.

----

Okulun çıkışına geldiğimizde Steven birden durdu. Onun aniden duruşuna karşı hazırlıksız olduğum için az daha sırtına yapışıyordum. Bir geri giderek dengemi sağlamaya çalıştım.

"Ne yapıyorsun sen?" diye homurdandım sinirle.

Kendime gelebildiğimde ise Steven' ın ıslığının durdurduğunu ve bedeninin kasıldığını fark ettim.

"Siktir" diye mırıldandı Steven.

Bu aşırı tepkisine anlamak için kafamı kaldırarak yana doğru eğildiğimde ağzım hayretle açıldı.

"Yok artık"

"Sana da merhaba Katie" dedi neşeyle Ethan.

Onun burada ne işi vardı.

Şaşkınlıktan konuşamıyordum bile. Dilim tutulmuştu. Hayal mi görüyordum yoksa? Peki hayal görüyorsam Steven' ın garip tavırlarını kim açıklayabilirdi? Onun bu anlaşılmaz tavırlarını...

Steven çenesini o kadar çok sıkıyordu ki dişleri parçalanacak gibiydi. O bal rengi gözleri avını gören bir aslan misali kısılmış saldırmaya her an hazırlıklı duruyordu. Sanki birazdan ateş fışkıracaktı gözlerinden. O gözlerin hedefine acıdım bir an. En azından o böyle bakarken. Derin bir nefes alarak ellerine indirdim bakışlarını. Solgun ellerini birer yumruk haline getirmesi dövüşe hazırlanacak bir insanı hatırlatıyordu. Aldığı sık ve sinirli nefesler göğsünün ritmini hızlandırıyordu.

Karşımda bambaşka bir Steven duruyordu sanki. Onu ilk kez böyle, bu şekilde görüyordum. Ve bu hali beni korkutuyordu. Ben alışık değildim bu Steven' a. Ben sessiz, sakin, gizemli, güzel gülüşlü Steven' a alışıktım. Neden bu kadar fazla bir tepki verdiğini bile anlamıyordum

Gözlerimi yönünü değiştirerek Ethan' a baktığımda onun bana baktığını gördüm. Gözlerini kısmış merakla ne tepki vereceğimi bekliyordu sanki. Ama şaşkınlıktan bir şey yapamıyordum. Ethan' ın adımı bildiğinden bile emin değildim. Beni tanıdığını bile sanmıyordum o zamanlardan. Bu şaşkınlığım normaldi.

"Se-senin" dedim sonunda konuşabildiğimde. "Burada ne işin var?"

Ethan güldü. Yüzünü eğerek gülüşünü daha etkileyici kıldı. Bunu eskiden de yapardı. Bütün kızların derin bir iç geçirmesinden de anlayabildiğim gibi herkesi etkiliyordu bu hareketi.

"Artık buralardayım" dedi o etkileyici sesiyle. "Yeni okuluma ve arkadaşlarıma bir merhaba demek istedim "

"Ama neden?" dedim şaşkınlıkla. "Neden geldin?"

"California'dan mı?" dedi alayla. "Birçok nedenim var. Hangisini sayayım?"

"En mantıklısı olabilir?" dedim merakla.

"Oldukça güzel bir sebep" dedi ciddiyetle. "Oldukça güzel."

Kafam karışmış bir şekilde ona baktım. Ne demekti 'oldukça güzel bir sebep'? Neler oluyordu böyle.

Steven anlamsızca mırıldandığında gözlerim ona kaydı.

"Seni anlayamadım Stev'cik" dedi alayla Ethan. "Bir şey mi söyledin?"

"Bu yılın oldukça güzel geçeceğini söyledim" dedi Steven imayla. "Oldukça güzel"

"Ben de öyle düşünüyorum" dedi Ethan gözlerini Steven' dan ayırmayarak. "Bu yıl unutulmaz olacak."

"Senin açından belki" dedi Steven alayla.

Ethan alayla gülerek kafasını bana doğru çevirdi. O derin mavi gözlerini benimkilerle buluşturduğunda ürperdim.

"Beraber bir şeyler yapmayı çok isterim" dedi Ethan. "Umarım tekrar görüşürüz"

Şaşkınlıktan sadece kafamı sallayabildim. Ethan son kez Steven' a baktıktan sonra okula girdi. Yanımdan geçerken bana göz kırpmasına bile tepki veremedim.

Ethan gittikten birkaç dakika sonra Steven' ın karşısına geçip ona baktım. Eski sinirinden eser yoktu ama izleri hala yüzündeydi. Sinirden gerilen ağzı ve hala ateş saçan gözleri bunu kanıtıydı belki de. Ellerimi uzatarak sıktığı ellerini tuttum. Bembeyaz olan elleri bana hayaletleri anımsatıyordu. Ya da vampir mi demeliyim? Benim tutuşumla birlikte irkilip az önce Ethan' ın durduğu yerde olan gözlerini bana çevirdi. Gözlerinin yumuşaması ve ellerini yavaşça açması ile ne zaman tuttuğumu bilmediğim nefesimi dışarıya verdim. İşte ben bu Steven' ı tanıyordum. Ya da tanıdığımı zannediyordum.

"İyi misin?" dedim merakla.

"Kötü olmak için bir nedenim mi var?" diye sordu soruma karşılık.

"Bilmem" dedim gözlerimi kısarak. "Sana sormalıyız bence"

"Onu nereden tanıyorsun?" dedi beni duymamazlıktan gelerek. "Seni nereden tanıyor?"

"California' dan" dedim sakince. "Aynı okuldaydık."

"Bu" dedi Steven tıslayarak. "O eski arkadaş mı?"

Birden irkildim. Daha önceden konusu açılan konuşma geldi aklıma. O zaman da garip davranmıştı.

Gözlerimi Steven'nın gözlerine çevirdiğimde bana anlamlandıramadığım bir şekilde bakıyordu.

"İyi misin?" diye sordu soğuk bir sesle. "Sarsılmışsın görünüyorsun."

Onun bu tavrına anlam veremedim. Hoş zaten konu Steven olunca birçok şeye anlam veremiyordum ya.

"Evet, evet. İyiyim. Teşekkür ederim. " dedim cılız çıkan sesimle. "Bahçede eski bir arkadaşımı gördüğümü sandım sadece."

"Eski bir arkadaş...." Diye mırıldandı Steven. "O eski bir arkadaş erkek miydi bari?"

"Evet. Nereden bildin?" diye sordum şaşırarak.

"Tahmin gücüm kuvvetlidir diyelim"

Kafamı sallayarak kendime gelmeye çalıştım. Hala cevap bekleyen Steven' a odaklandım tekrar.

"Evet" dedim zaten bildiği bir şeyi doğrulayarak. "O eski arkadaş."

Steven sinirle homurdandı. Bana niye kızmıştı ki şimdi? Ben ne yapmıştım? Hatırladığım ayrıntıyla birlikte nefesim kesildi.

"Peki ya sen?" dedim kaşlarımı çatarak. "Sen onu nereden tanıyorsun?"

"Ne saçmalıyorsun sen?" dedi Steven şaşkınlıkla.

"Ethan" dedim açıklama gereksinimi duyarak. "Ethan sana adıyla seslendi."

"O benim arkadaşım olamaz Katie" dedi gözlerime bakarak. "Sakın ona inanma."

"Neyden bahsediyorsun?" dedim sinirle. "Açıkça söyle"

"Benim gitmem gerek" dedi Steven gözlerinin odağını değiştirerek. "Sonra konuşuruz."

Steven aceleyle giderken bende arkasından bakakaldım. Yine kaçmıştı işte. Sorularımı cevapsız bırakmıştı. Beni de karmakarışık. Adaletsizlikti bu. O istediği cevapları alıyorken benim cevapsız kalmam sinir bozucuydu. Steven'ın ne ilgisi vardı ki Ethan ile? Nereden tanıyorlardı birbirlerini? Neden düşman gibilerdi? Belki de eskiden arkadaşlardı ama sonradan araları bozulmuştu. Bir kızdı belki de aralarını bozan?

Yok,yok. Çok klişe olurdu bu.

Peki neydi olay? Neydi onları rüyalarımda bile düşman yapan şey ya da kişi?

Aklıma gelen fikirle birlikte gülümsedim.

Eğer Steven' dan bir şey öğrenemiyorsam ben de şansımı Ethan' dan yana kullanırdım. 

GİZEMLİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin