11-Kalbimin İçine Kazınmış En Güzel Yarasın.

4.3K 169 133
                                    

"Doktor bey Bora iyi değil mi? Yalvarırım kurtuldu deyin!" dedi Rüzgar, gözlerinden düşen yaşlara hakim olamayarak.

Doktor Rüzgar'ın bu haline dayanamadı ve son derece üzgün olan gencin omzuna elini koyup parmaklarıyla omzunu sıktı. Ne olur güçlü olun, eminim oda sizi yukarıdan güçlü görmek ister. Üzgünüm çok üzgünüm hastayı kaybettik!

"Hastayı kaybettik!"

"Hastayı kaybettik!!"

"Rüzgar, Rüzgar uyan artık."

"Boraaa ölemezzzz!" diye aniden fırladı oturduğu sandalyeden.

"Rüzgar kardeşim iyi misin, kendine gel Bora ölmedi sadece yoğun bakımda" dedi Sinan hemen Rüzgar'a doğru koşarak.

Herkes Rüzgar'ın tepkisine çok şaşırmıştı o kadar çok bağırmıştı ki hastane onun sesiyle inlemişti resmen. Yanındaki Tuğçe ve Kaya'da şaşkınlıkla onun yüzüne bakmaya başladı.

Rüzgar nefes nefese kalmıştı gördüğü kabustan sonra.

"İyi-iyiyim kardeşim kötü bir kabus gördüm, doğru ya Bora yoğun bakımda" dedi durumu toparlamaya çalışarak Rüzgar.

"Rüzgar lütfen kendine gel artık! Çok aşırı tepkiler veriyorsun, tamam hepimiz üzüldük ama artık yeter!" dedi Tuğçe genç adama sertçe bakarak.

"Anlamıyorsun Tuğçe, anlayamayacaksın da. Onun benim hayatımdaki etkisini hiç bir zaman göremeyeceksin. Bora'yı senin gibi geçici duygularla sevmiyorum. Tuğçe ben hayatımda ilk defa aşık oldum, ilk defa gerçek kimliğimi kabullendim, onu gördükten sonra. Ona aşık olduktan sonra gay olduğumu kabullendim. Bu saçma sapan hayatta bana iyi gelen tek şey onun varlığı oldu bana ama o olmadan ne yapabilirdim onun verdiği kedere boğuldum. Evet itiraf ediyorum ben ilk defa bu kadar çok korktum, aşkımı kaybetmekten korktum. Peki ya sen Tuğçe söylesene, sen hiç Bora'yı benim kadar sevdin mi? Sevemezsin..." dedi içinden Rüzgar. O kadar çok derinden dedi ki hem de, kalbinin sızladığını hissetti ve yavaşça ona ağır gelen bedeni yüzünden oturmak zorunda kaldı.

Rüzgar karşısında ona sinirle bakan kıza cevap veremedi, sadece kafasını yere eğmekle yetindi.

"Ne zamandan beri uyuyorum ben" dedi kafasını kaldırıp karşısındaki yakın arkadaşı Sinan'a bakarak.

"Bilmem bir saat falan oluyor sanırım" diye cevapladı karşısındaki genç onu.

"Sağol kardeşim" dedi ve ardından "Ben kantine iniyorum istediğiniz bir şey var mı" dedi, kendine gelmesi için buradan biraz ayrılmalıydı.

"Yok kardeşim." , "Hayır teşekkürler." "Bende istemiyorum" dediler arkadaşları ve Rüzgar tam yanlarından ayrılacaktı ki Kaya "Bende geleyim seninle" dedi.

Rüzgar ise "tamam, gel" dedi ve ikisi yan yana merdivenlerden, en aşağı inerek kantine vardılar.

Kantindeki masalardan birine oturdu, iki yakışıklı genç karşılıklı. Rüzgar başını iki elinin arasına aldığı kahve bardağına indirmişti. O sıcacık bardaktan çıkan buharları izledi bir süre. Kaya ise Rüzgar'a bakıyordu sadece, saçlarının her bir telini ezberlemek istercesine.

"Sen" dedi "Sen iyi misin?" diye ekledi ardından Kaya, onun gözlerinin içine bakan bedeni burada ama ruhu başka yerlerde olan, gence.

"Bilmem, bir şey hissedemiyorum. Sence iyi mi olmalıyım?" dedi Rüzgar yine başını masaya indirirken.

"Evet sen her zaman iyi ol" dedi Kaya tebessümle...

"Neden" dedi bile başını kaldırmadan Rüzgar.

KARANLIĞIMDAKİ CENNETWhere stories live. Discover now