3. bölüm

166 8 0
                                    

evettt... ara verdim kusura bakmayın okunma sayısı az diye :/ neyse yazıyim yine.Multimedia'daki Mina'nın annesi :D müziği unutmayalım.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Mutfağa koştuğumda düşündüğüm manzara yoktu. Oh çektim çünkü anneme bir şey oldu sandım ama sadece yemeği yakmıştı. Ah hamarat olmayan annem. Oturmuş sandalyede fırına üzgün bir şekilde bakarak:

-Yine yaktım yine yapamadım kızıma yemeğini.

-Anne... saçmalama boşver ben pizzayı seviyorum zaten hadi pizza söyleyelim.

-Sen var ya sen... Cadım benim gel buraya.

Ardından bana kocaman sulu bir öpücük verip sipariş vermeye -telefona- gitti. Bende mutfakta bir ileri bir geri gidip durdum tam odama doğru gidiyordum ki antreman odasının önünden geçince kanat sesleri duydum. Hışımla odaya girdim. Lakin tek gördüğüm kaçmaya çalışan bir melekti. Ah yazık annemin büyülü zincirleri bunu imkansız kılıyordu. Ona pis pis sırıttım ve:

-Ah böyle boşa çaba harcayınca gerçekten komik oluyorsun.

-Ah öyle mi patlamış mısır alıp bu komedi-dram filmini izlemeye ne dersin?

-Dram mı ne dramı senin için üzülmem mi gerekiyor?

Bunu söyledikten sonra onunla yüz yüze olduğumu fark etmiştim nasıl gelmiştim? doğru ya onda öyle bir çekim gücü vardı ki farkına varmadan yanında bitebiliyordum. Bir çekim gücüydü ve bundan kurtulamıyordum. Az önceki sözü söylediğimde tuttuğum omuzlarından ellerimi çektim ve onun önüne -onun gibi- çöktüm. Kafasını ilk defa yere eğmişti. Gözlerini görmemi engelliyordu bu hareketi. Neden bilmem ama gözlerine bakma ihtiyacı duymuştum. Aynı bir vampirin kana ihtiyaç duyduğu gibi. Ellerim çenesinde bitmişti. Kafasını kaldırım bana bakmasını sağlasamda gözlerini kaçırdı. Bunu neden yapmıştı?

-Neden kaçırıyorsun gözlerini?

-Bilmiyorum sadece gözlerine bakmayı hak etmiyor gibi hissediyorum.

Sustum sadece sustum. Çünkü ne diceğimi bilmiyordum. Tam elimi çekmiştim ve kalkıyordum ki bir anda zincirli elleriyle elimi tutup:

-Gitme!

-Neden?

-Bilmiyorum. Ah... Ne oluyor bana böyle. Sadece gitme olur mu burda kal bir süre daha varlığın iyi geliyor.

Ne diceğimi bilmiyordum. Ona güvenmem gerekir miydi hiç bir fikrim yoktu. Ama sanki meleklere olan öfkem kalkıyordu. Yani en azından onun için böyle hissediyordum. Ne olduğunu anlamadan kendimi yine onun önünde çökmüş halde buldum. Susuyorduk. İkimizde yere bakıyorduk. Dediği gibi varlığı banada iyi geliyordu. Tam kafasını kaldırıp bir şey diyecekken annem elinde pizzalarla geldi. Ve bana kafasının karıştığını belirten o meşhur bakışı attı. Ah!! Lanet olsun ne dicektim? Annemin yanına koşarak gittim ve hiç bir şey söylemeden pizza kutusunu alıp öptüm:

-Ben odamdayım.

-Peki afiyet olsun.

Odama gittim ve pizzayı masama bırakıp kapıyı araladım. Annem hala ordan çıkmamıştı. 10 dk. geçmişti. Dayanamayıp anneme bir şey sorma bahanesi edip gittim. Annem ona büyü yapıyordu daha doğrusu büyülü sopa ile vuruyordu ve ağzından bir şeyler sayıkladı bir süre sonra Castiel'ın sesi çıkmaz oldu. Korkuyla kapının önünde durdum Castiel'ın beni fark etmesiyle annemde arkasına dönmüştü.

- Ah.. Ben büyü üstünde çalışıyordum yemeğini bitirdin mi?

-Hayır. ne büyüsü bu?

-Şey...

Bu sırada Castiel'ın ağzını açtığını ama bir şeyler söyleyemediğini gördüm. Anneme kızgınca bakıp:

-Ona ne yaptın böyle!!

-Sadece fazla konuşmasını engelledim.

-Onu eski haline çevir.HEMEN!

Annem bana bomboş baktı:

-Sen ne dediğinin farkında mısın?

-Evet.

-Bence değilsin. O bir melek. Onlar kötüdür. Onlar bab...

-Bab.. ne?!

-Boşver sonra anlatırım.

-Hayır hanfendi şimdi anlatıcaksın!

-Ben senin annenim! Düzgün konuş.

-Ben az önce ne dedim? Küfür mü ettim! HAYIR! Ben sadece neden böyle bir hayat sürüyorum onu soruyorum ve buna hakkım var!

Annem bu konuda haklı olduğumu biliyordu. Sıkıla pıkıla ağzını açtı:

-Melekler... Baş melekler babanı öldürdü.

NE! Hayır gerçek olamazdı.

-Ne... Ama..

-Evet öyle.. Babanı öldürenler bu meleğin arkadaşları olmalı.

-Ama... Castiel öyle değil. O..

-Sohbet etmişsin bakıyorum. Bak kızım ben senin iyiliğini istiyorum bu yüzden meleklerin hiç birine acımamalısın.

Ellerinle kollarımı tutup samimi gözleriyle söylemişti ama hayır kalbim böyle hissetmiyordu. En azından Castiel için. Neler oluyordu böyle. Ben neden böyle hissediyordum ki. Çok saçmaydı. Annemi yavaşça itip:

-Onu düzeltmeni istiyorum.

-Ama..

-Düzelt. Lütfen.

Birkaç sihirli sözcük ve tadaa... Yine konuşabilen bir melek olmuştu. Annem olduğu için bana sadece teşekkür eden gözlerle baktı.Anneme:

-Bizi yalnız bırakır mısın? Lütfen..

-Peki.

Odadan çıkınca:

-Teşekkür ederim.

-Bunu neden yaptım bilmiyorum.

-Bende bunu sorucaktım.

-Bir şeyler var. Sende farklı bir şeyler.

-Sende de öyle.

-Annemin senin için planlarını çok merak ediyorum doğrusu.

-Merak etmiyorum.

-Neden? Canın yanabilir.

-Yanmaz.

-Nasıl? Büyü canınızı yakıyor ama.

-Evet. Ama sen varsın.

Yine yanındaydım işte. Bir nefes uzağımdaydı. Nefesim yüzüne değdikçe yavaş yavaş gülüyordu.

-Ben ne yapabilirim ki. Annem o benim.

-Az önce ona kafa tuttun ama.

Haklıydı. Az önce ilk defa anneme kafa tutmuştum.Derin bir nefes alıp verdiğimde.Nefesimi içine çekmişti. Gözlerini kapattı. Sanki büyülü bir kokuyu içine çeker gibi. Acaba yolda çiğnediğim çilekli sakız yüzünden mi. Gözlerini açtığında ona bu yaptığını anlamaya çalışır gözlerle bakıyordum. O ise gülümsemişti. Ve ah yine o gamzeler. O gamzeleri öpesim geliyordu. Birden çenemde ellerini hissettim. Ardından o ıslak ve yumuşak hissi.

Camdan KanatWhere stories live. Discover now