1. bölüm

1K 18 2
                                    

Sonunda ilham perilerim toplaştı ve bana bir kaç fikir fısıldadılar bende madem boş zamanım var yazıyim bari dedim :) işte benim en fazla 1 saatte aklıma gelip düşünmeden yazdığım hikayem... (Düşündüm ki belki benim hikayem Türkiye'de geçerse farklı olurdu :D ) Multimedia'daki şarkıyı tavsiye ederim ayrıca fotoğraftaki Mina

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ben size şu sırandan iyi meleklerin olduğu hikayelerden anlatmicam. Ben size çocukken annemin meleklerden nasıl korunacağımı, onların nasıl insanlara zarar verdiklerini anlatıcağım. İşte bu benim hikayem...

Her zaman ki gibi zilin bir an önce çalmasını bekliyordum sıramda. Nedense bugün kendimde değildim. En sevdiğim dersi -ingilizce- bile dinlemiyordum. Off... ne aptalım ama. Size kendimi tanımadım. Ben Mina ve 16 yaşındayım. Evet adım farklı çünkü ailem yabancı. Sadece yabancı olsa ayrıca farklıda. Annemin anlattığına göre kökümüz çok eskilere dayalı bir aileymişiz. Eskiden nerdeyse tüm dünyaya hakim olan biz safkan cadıların araları açılmış. Savaşlar çıkmış böylece tüm bu safkan cadılar dağılmış. Kimisi hayatını ailesine adamış kimisi ise intikam peşindeymiş. Ne kadar ürkütücü bir hikaye dimi. Neyseki benim için değil ben çocukluğumdan beri bunlarla büyümüş biriyim. Babam öldükten sonra annem beni meleklere karşı özel bir eğitime soktu. Nedenini hiç söylemedi. Söyleyecek gibi de değil. Bana her zaman "zamanı gelince" diyip durdu. bu zamanın ne zaman olduğunu merak ediyorum açıkçası. Sizinle konuşmayı çok isterdim lakin zil çaldı ve ben mayıs sıcağında sınıfta kalmayı düşünmüyorum. Ve şuraya bakın kendini güzel sanan okulun popüler kızı geçiyor. Ah o maymun suratına yumruk atmayı ne kadar çok istiyorum!!! Kendine gel Mina. Bunu şu an yapamazsın. Yani en azından okulun bitene kadar. Sıkıntıdan patlamak üzereyken sevgili kankalarım yanıma geldiler kolumdan tutup bahçeye sürüklemeleri komik çünkü bahçede hiç bir şey yok. Aaaa...!! Tabi ya unutmuşum. Berrin ve Simay erkek avlicaklardı. İşin komik yanı Simay bazen cidden kendini kaptırabiliyor hele ki okulun en tatlı çocuklarını görünce. Berrin ise daha çok sadece kesmekle yetiniyor. Çünkü kısa süre önce ailesiyle erkek arkadaş sorunu yaşamıştı ve bir daha yaşamak istemiyordu. Berrin ile Simay erkek keserken ben, Aylin ve Eda kantinde ne yiceğimizi seçiyorduk. Ve her zaman ki gibi 10 dakika geçmesine rağmen karar verememiştik ve zil çalmıştı. Bizim son dakika kurtarıcımız olan çikolatayı -canga- alıp sınıfa çıkmıştık. Iyy her gün bu maymun suratlıyı görmek bir eziyet. İlk başlarda iyi gibiydi lakin birden g*tü mü kalktı anlamıyorum kendini bir şey sanmaya başladı belkide bizim sınıfın yüz vermesinden kaynaklı olmuştu. Başta Simay ve Berrin ona gıcık oluyodu çünkü onlara laf sokup duruyordu. Gerçi çoğunlukla Aylin ağzının payını verip susturuyordu. Her zaman ki gibi saçma sapan bir laf atışının sonunda Aylin kazanmıştı ve bizde sıramızda pis pis kıkırdıyorduk. Bana sataşmış değillerdi ama yinede arkadaşlarıma sataşmak bana sataşmak demekti. Bana kalsa onu sınıfta dövüp rezil ederdim. Buna gücüm vardı çünkü eğitilmiştim. Hayatta kalmak ve kimseye kendini ezdirmemek için. Ama anneme göre henüz bu gücümü kullanmam gerekmiyordu. Bana yakında hayatımın değişeceğini bu yüzden şu son bir kaç -artık ne kadar kaldıysa- zamanı normal biri gibi geçirmemi söylüyordu. Ayrıca bana yakında bu dövüşme gibi yeteneklerimden daha çok büyük bir yeteneğim olucağını söylemişti. Sanırım cadılıktan bahsediyordu. Der dil anlatımdı bu da büyük bir korku yaratıyordu -benim için değil- çünkü hocamız gerçekten çok disiplinli ve sert bir hoca. hatta bir ara askerlik yapmıştır kesin diye bir konu açmıştık bizim kızlarla. tabi bu soru askıda kaldı çünkü böyle bir şeyi sormaya cesaret edemezdik kim bilir bize nasıl bağırırdı kesin herkesin önünde bizi ezik durumuna düşürürdü. Başta zevk alacak kişi maymun suratlıydı. Eğitim hayatımın bitmesini istemiyordum. gerçi notlarım pek iç açıcı değildi. şu son aylarda kendimi hiç veremiyordum neden bilmem. ama öyleydi. İçimde bir şeyler değişiyordu lakin anneme söyleyip söylememeye karar veremedim. sürekli kendime bu durum düzelicek ve yine iyi olucam desemde bu yalana kendim bile kanmıyordum. ve... bu derside atlattıktan sonra eve gidebilirdik. "YAŞASIN ÖZGÜRLÜKKKK!!" diye küçük bir haykırış yaptım tabiki sınıftayken ve hoca yokken. Kızlar kıkırdamaya başladılar ve bana sürekli "hadi Mina en son biz çıkıyoruz sınıftan sıkıldık seni beklemekten!" bunu söylerlerken bile gülüyorlardı yani açıkçası onları ciddiye almak imkansızdı. Onları seviyordum çünkü onlar benim şu saçma sapan hayatımda neşe kaynaklarımdı. onlarlayken gülmemek imkansızdı. tabi onlar benim nasıl bir hayata sahip olduğumu bilmeden yaşıyorlardı. hatta babamın olmamasına rağmen çok mutlu bir hayat yaşıyormuşçasına gözüküyordum. Yürümeyi seviyordum özellikle arkadaşlarım varken. Simay servisle gitmediğinde benle gelirdi. Onun dışında Nazan ve Serenay ile yürüyordum. Ah bu ikisinide çok seviyorum. Bazen nazan saçma sapan espiriler yapıp yüzümün ekşimesini sağlasada yinede gülüyordum. yani bu bir çeşit sahte yüz ekşimesiydi sırf onu sinir edebilmek için. Serenay'la ise sürekli konuşacak bir şeyler oluyordu. 3'ümüz yürürken yaptığımız saçmalıkları kimse yapmaz her halde. Neyse yine biz yürüyoruz ve tahmin edin ne oluyor erkek lisesi yine laf atıyor. Arada nazan karşılık veriyor ve bizde nazan'daki cesarete gülüp duruyoruz. her gün bir macera yaşıyoruz sayesinde. neyse ki en fazla 1 saatta eve varıyorum ve yorulmuş bir halde kendimi yatağa atıyorum. tam uykuya dalıcakken annemin hadi çalışmamız gerek kalk uykucu diyor. Lanet olsun hani normal yaşamamı istiyordu bıraksın bari biraz uyuyim "normal!" insanlar gibi. yinede istemsizce kendimi yerde buluyorum çünkü annem sözünü dinlemeyince hemen büyüye başvuruyor. bunu yapmasından gerçekten sıkıldım. sürünerek dolabıma gidip antreman kıyafetlerimi giyiyorum ve annemle bizim gizli antreman odasına gidiyorum. ve annem gayet enerjik bir halde:

- Evet... bugün çok çalışıcaksın bebeğim. ve sana bir süprizim var!

Üstü beyaz bir örtüyle kaplı bir cismin yanına gidip örtüyü çektiği an hayretle bir anneme birde ona baktım.

beğenmeniz dileği ile bugünlük bu kadar... akşam yeni bölümü yazmayı planlıyorum.

NOT: Fark ettim de bir çok kişi ilk bölüm dışında diğer bölümleri pek okumuyor bi baksanız diğerlerine de iyi olurdu :/

Camdan KanatWhere stories live. Discover now