20. Bölüm

166 14 2
                                    

Medidaki- Ceren

 Ceren heyecandan bağırınca Poyraz ile Bulut kahkaha atarak ona baktılar. Belki de bu evde ilk defa içten gülümsemeler vardı. İlk defa bu ev bir yuvaydı. Ceren ile oyuna başladıkları anda Poyraz gizlice elini kalbinin üstüne koyup Ceren'e baktı. Ona her baktığında hızlanan kalbine şaşırıp kaldı. Poyraz "Sen sevda mısın?'' diye mırıldandı. Tıpkı Ceren'in yıllar önce ona uzaktan söylediği gibi. Onu kimse duymasa da kendi kalbi çoktan duymuş ve doğrulamıştı. Aşk Poyraz'a yeniden merhaba diyordu.

****

Kerem açtı gözlerini yeni güne. Umutsuzca odaya bakındı. Sevdiği kadının mis kokusunu içine çekerken elinde ki çerçevede kayboldu.

"Ne? Yapacağım güzel gözlüm? Sensiz ben ne yapacağım?'' diye mırıldandı. Barış sessizliğe hâkim olan odaya girdiğinde Ayşe'nin boş yatağında uzanmış olan Kerem'i gördü. Yavaş adımlarıyla yaklaştı kardeşine. Onun mutsuzluğuna nemli gözleriyle baktı bir süre. Yatağın yanında ki koltuğa çöküp gözyaşlarını yanaklarına bırakmaya devam etti. Barış'ta üzgündü, pişmandı, yorgundu. Unutamıyordu olanları. Unutamıyordu yaşadıkları kâbusu. Zaten nasıl unutulsundu ki? Hiç bitmeyen bir kâbus nasıl unutulurdu? Onlarda herkes gibi bu sorunun cevabını bulamadı.

Barış gözyaşlarını eliyle kurulurken derin iç çekti.

"Kerem! Abi kalk artık. Yedi aydır gömdün kendini bu odaya. Bizim de canımız yanıyor. Ayşe bizim her şeyimizdi. Ama ne yapalım? Kader bu.''

Kerem yatakta doğrulup sırtını başlığa yasladı. Hala elindeki fotoğrafa bakarken "Ben kimseyi onun gibi sevemedim. Biliyor musun? Lise çağlarımda nasıl peşinden koşardım. Nasıl onun gözünün içine bakardım? Çok sevdim be çok! Ondan onun mutluluğu için vazgeçtim. Aşkımı kalbime gömerim sandım, gittim başkasıyla evlendim. Ama olmadı. Nisan'ı Ayşe'yi sevdiğim gibi sevemedim.''

"Neden be abi? Neden Ayşe'den vazgeçemedin? Neden Nisan'ı kandırmayı bırakmıyorsun? Yazık değil mi ona?''

"İçim acıyor Barış! Nisan'ı takacak halde miyim? Kızım ile oğlum olmasa onun için Ayşe'nin yaşadığını Poyraz'a hiç söylemezdim bile.''

Nisan duyduğu sözlerle kaşsısında yıkılmıştı. Kapının yanındaki duvara sırtını yaslarken gözyaşları yanağına dokundu. Keşke dedi içinden. Keşke seni merak edip gizlice Barış'ı takip etmeseydim. Keşke burada olduğunu öğrenmeseydim. Keşke tüm bu sözlerini duymasaydım. Keşke hayalimde o mert adam olarak kalsaydın. Keşke...

"Kerem sen ne söylüyorsun? Nisan sana âşık!''

"Umurumda değil! Bende Ayşe'ye aşığım!''

Nisan gözyaşlarını silemeden yavaşça merdivenlerden inmeye çalıştı. Bir eli karnındaydı. Bu eve ne umutlarla gelmişti ama dünyası başına yıkılarak çıkıyordu. Kayıplarıyla, aşkıyla, hayal kırıklığıyla dışarı çıktı. Derin nefesler almaya çalışsa da olmuyordu. Nisan delirecek gibi hissetti. Ellerini saçları arasından başına koydu. Dünya etrafında dönüyordu sanki. Nisan ne yapacağını, hangi yöne gideceğini bilemedi. Tek bildiği her şeyin yalan olduğu. Son kez nemli gözlerini acı dolu eve çevirdi.

"Neden? Neden hep ben kaybediyorum? Benim sevilmeye hakkım yok mu?'' diyebildi. Sonra kalbini bu evde bırakıp yorgun adımlarıyla eli karnında ıssız sokakta kayboldu.

****

ÜÇ HAFTA SONRA

Ceren, Ceren olalı hiç böyle mutlu olmamıştı. İlk defa, hayatında umut vardı. İlk defa gözlerinde hayat vardı. Poyraz'ın her tavrında kalbi titriyordu. Hayatında ilk defa sevilme şansı olduğunu hissetti. Çünkü aşk vardı. Aşk varsa da Poyraz vardı. Çünkü Ceren kendini bir an olsun onsuz düşünemedi.

SENDEN BANA KALAN...Where stories live. Discover now