1. Bölüm

822 28 4
                                    

Merhaba arkadaşlar. Nasılsınız?

Çok zaman olmuştu 'Ne olur gitme' hikayemizin bitmesi. Bende uzun süre ikinci bir kitap üzerinde düşündüm. Ve yeniden bu hikayeme 'Senden Bana Kalan' ismi altında devam etmeye karar verdim. Bu kitapta Poyraz ve oğlu Bulut'un, Ayşe'den sonra nasıl bir hayat yaşadığını? Ve en önemlisi Poyraz'ın hayatında yeni aşk var mı yok mu? Onu öğreneceğiz. Ve en önemlisi bu kadar acı çeken bir adam başkasını sevebilir mi? Aşk gerçekten sonsuz mu? Bulut ve Poyraz'ı nasıl tehlikeler bekliyor olabilir? Bunları göreceğiz. İnanın ilk kitabı kadar en az bunu da seveceğinizi düşünüyorum. İlk kitapta Ayşe ölünce iki yıl zaman geçirip anlatmıştık. Şimdi o iki yılın üzerine on yıl daha ekleyip tam Ayşe'den sonra on iki yıl sonrasını anlatacağım. Hadi başlayalım.


mediadaki - Poyraz :D


SENDEN BANA KALAN

Ne Olur Gitme- 2

***

ON YIL SONRA...

POYRAZ

Yine bir güne uyandım. Nasıl anlatılır bilmiyorum. Çok sevdiğim bir yazarın deyişiyle ''Ne günlere uyanır insan başlara son, sonlara baş'' bir gündü. On iki yıl önce o günde kaldım. Sevdiğim kadın ölünce benim için yaşam bitmişti. Sadece oğlum için nefes alıyordum. Sevdiğim kadından bana kalan güzel oğlum 'Bulut'...

Soğuk yatağımdan doğrulup ayaklarımı boşluğa sarkıttım. Her zaman yaptığım gibi boncuk gözlere baktım. O an boğuldum o gözlerde. Kalbimde ki bitmeyen acıyla zeytin gözlerim bir kez daha yaş doldu. Ve aktıkça aktı yanağıma, yaktıkça yaktı tenimi. Tam karşımda boydan boya duvarı kaplayan resminde kaldım uzun bir süre. Ayşe'ye olan özlemim hiç bitmedi. Acım hiç geçmedi. Onsuz koca on iki yılı ağlayarak geçirdim. Sanki her günüm oydu. Her anım, her saniyem, her nefesim Ayşe.

Yavaşça yataktan destek alıp kalktım. Giysi dolabımı açtığımda çok sevdiğim kokuyu içime çektim. Dolabın sağ tarafında ki elbiselerine uzattım sağ elimi. Beyaz tişörtünü alıp burnuma bastırdım. İçime çektim özlediğim kokusunu. Ama hissedemedim yine. Sanki gidişiyle kendine ait her şeyi almıştı. Beni bir başıma öylece bırakmıştı. Gözlerimden süzülen her damla dokundu tişörtüne. Hıçkırıklarımı bıraktım bir kez daha. Kalbim sökülürcesine ağladım. Tutamadım sitemli sözlerimi.

''Ne zormuş senden kalanlarla, paramparça yaşamak. Ne zormuş avuçlarıma akıttığım gözyaşlarıyla sensizliğe sarılmak. Boncuk göz ben seni özlemekten çok yoruldum.''

Evet, çok özlemiştim onu. Ve öyle ki bu özlem ağır geliyordu. Katlanamıyordum. Çok yorulmuştum. Düşüncelerimi içimi kemirirken banyoda aldım soluğu. Aynadaki simam çok yabancıydı. Saçlarımın arasına tek tük aklar düşmüştü. Aynı şekilde hafif çıkmış sakallarımda öyleydi. Sol elimle musluğu açtım. Hafif eğilip yüzüme sayısızca soğuk suyu çarptım. Her defasında daha derin nefes almaya zorladım kendimi. Ama ne yazık ki olmuyordu. Onsuz nefes almakta çok zordu. Aynada ki çökmüş gözlerime odaklandım. Aşkımın bu gözlerimi severken söylediği sesleri tekrarladı beynim.

''Zeytin göz...''

O gidince bir daha kimseden duymadım buz sözü. Zaten asla izin vermedim. Nasıl izin verirdim ki? Nasıl ondan başkasına yârim derdim? Diyemezdim ki?

Ayşe giderken baharı da kendiyle götürmüştü. Kar yağmıştı yüreğime.Giderken çaresiz yüreğimde bir daha asla güneşi görmeyen bir dünya kurmuştu.

SENDEN BANA KALAN...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin