18. Bölüm

189 15 6
                                    

Mediadaki- Koray

**

"O pislik tüm bunları ödeyecek aşkım. Sana söz veriyorum. Söz bir tanem... Gerekirse öleyim ama bu davamdan asla vazgeçmeyeceğim. İntikamını alacağım boncuk göz. Sana bu yaptıklarını bir bir o şerefsize ödeteceğim!''

****

Aşk yaralı kalpleri çok yormuştu. Artık ne eskiye dönebiliyorlardı ne de yeniden başlayabiliyorlardı. Yaralı kalpler artık yalnızlığı seçmişti. Çünkü artık her şey bitmişti.

Poyraz'ın zeytin gözleri acıya yenikti. Eskisi gibi gülmüyordu. Artık o hep geçmişe bağlı yaşayacaktı. Ne olursa olsun unutamadığı bir geçmişle doluydu hafızası. Kalp isyan ederse, gözlerde isyan edermiş. Çünkü kalbin acısı bir tek gözlere işlermiş. İrmik irmik...

Poyraz artık hiçbir zaman tam olamayacak sandı yüreğini. Ama her seferinde Ceren'in kitabını okuduğunda gözyaşlarına yenik düştü.

Yine teknenin ucunda oturuyordu. Gözleri ayın aydınlattığı denizdeyken, elinde 'Yarım Aşk'' kitabı vardı. Yavaşça açtı yeni sayfayı.

( Ruhum kayıp, kalbim yaralı, ben yarım bir aşka esirim...

Seni kimler aldı? Demek isterdim Poyraz. Sanki hiçbir şey bilmiyormuşçasına, saf bir halde, bu soruyu sormak isterdim. Ama olmadı. Ben ne yazık ki bildim her şeyi. Sen ne bildiysen, onu bildim. Sen ne gördüysen onu gördüm. Sen kimi sevdiysen ben de onu sevdim. Senin kadar olmasa bile Ayşe'yi ölesiye sevdim. Canım bildim. Kardeşim bildim...

Çok sevdim...

Sen beni görmesen de, bilmesen de inan seni çok sevdim. Toprağın suya aç olduğu gibi, bitkinin suya aç olduğu gibi, bende sana açtım. Sen de benim suyumdun. Sen olmazsan kururdum ben, yok olurdum. Ölürdüm...

Yine aklıma geldi mazi. Öyle ansızın...

**

Sen basketbol oynuyordun. Tıpkı ilk gördüğüm günkü gibi çok özeldin. Ben ise tribün de oturmuş seni izliyordum. Sen her atışında bana bakıyordun. Hem de uzun uzun...

Dünya durdu bir anda. Sen bende ben sende kaldım uzun süre. Hayat bazen oyunlar oynardı. Hiç anlamazdın ne olduğunu. Tam mutluluğu yakaladım dediğin anda her şey alt üst olurdu. Sende de öyle oldu. Tam mutlu olurum seninle derken bir kız yaklaştı yanına. Boynuna sımsıkı sarıldı. Ben o an ne yapacağımı bilemedim. Tek yaptığım ağlamak ve hızla oradan uzaklaşmak oldu.

Okuldan çıktığımda ağlayarak yürüdüm. İstanbul boğazına geldiğim de kız kulesinin karşısında ki taşların üzerine çöktüm. Denizi izledim uzun süre. Seni düşündüm ama bir çıkar yol bulamadım. Gözlerim ağlamaktan kızarmıştı. Kalbimde ise acıdan güç kalmamıştı. Yorgun gözlerim uzun süre baktı denize. Yapayalnız bir başıma kaldım öylece. Sonra yanımda bir hareketlilik hissettim. Sol yanıma döndüğüm an zeytinlerinle karşılaştım. Elinde iki elma şekeri, sıcacık gülümsemen ile bana bakıyordun. Öldüm mü diye düşünmeden edemedim. Sen elma şekerin birini bana uzattın.

"Al bakalım.'' Dedin. Bende aldım elinden. Şaşkın halde hala sana bakıyordum. Sen sağ elinle gözümün önüne gelen saçlarımı kulağımın arkasına ittin.

"Neden kaçtın bir anda? Sana çok seslendim Ceren.''

"Ben şey...''

"Seni bir anda kaybettim kalabalıkta. Çok korktum. Seni bulamam sandım. Sonra denizi çok sevdiğini hatırladım. Buraya koştum. Ne oldu?''

SENDEN BANA KALAN...Where stories live. Discover now