#Bölüm8#

70 20 2
                                    

Tam karşımda ki çocuk! Evet! Bu kesinlikle, o gün kaza yapmama sebep olan çocuktu. Pekala! O an orada yoktu ama beslenme çantasını unutmuştu. Dolaylı yoldan kazanın sebebi oydu. Beynim bana bir oyun mu oynuyordu bilmiyordum ama bu imkansızdı. Bu çocuk varsa, ki görebiliyorum! Hatırladığım anıların gerçek olması gerekirdi. Ama şu an ben zaten yaşıyordum. Hatırlamıyor olabilirim ama şu an yaşadıklarımın rüya çıkıcak hâlide yoktu, yahu!

Çocuk dalgınca karşıdan karşıya geçerken, o yönden hızlı sayılabilecek bir araba geliyordu. Her şey birkaç saniyede oldu... Sağıma, soluma bakmadan koşuşum... Çocuğun üzerine atlayarak onu ittirişim... Ve etraftakilerin bağırışları...

Neyse ki çocuğada, banada bir şey olmamıştı. Fakat, bir şey olmamasına rağmen başımızda ötüşen insanlar! Kafamı kopartmak istiyorum, azıcık sessiz soramaz mısınız?

"İyiyiz teyzecim, iyiyiz," bir amca şok geçiriyor diyince kafamı olumsuzca salladım. "Yok amca şok geçirmiyorum," birinin telefona uzandığını görünce, "Ambulansa gerek yok!" dedim. İnsanlar abartmayı ne çok seviyor!

Ben çoktan ayağı kalkmıştım ama umut olduğunu düşündüğüm çocuk, yeni kalkıyordu. "İyi misin?" diyerek kısa boyuna karşılık biraz eğildim. "Rüya gibiydi! Az daha ölüyordum, ne ekşın ama!" diyen çocuğa baktım. Psikopat mısın? Diye sorasım gelmişti. "Ben olmasam ölüyordun!" diye hafifçe bağırdım. "Ama sen vardın." diyip sırıttı ve ilerlemeye başladı. Kolunu tutup bana dönmesini sağlarken, hemen bir şeyler bulmalıydım, "Ne olur ne olmaz seni bırakayım. Nereye gidiyorsun?" dediğimde biraz düşünüyormuş gibi yaptı. "Okula gidiyorum, senin okulun yok mu?" dediğinde kafama dank etti! "Bir saniye bekleyebilir misin?" dediğimde kafasını yukarıya ve aşağıya doğru salladı.

Hızlıca, Burçin'in numarasını tuşladım.

"Rüya? Biz geldik nerdesin, Rüya ya! Geç kalma bak... Rüya! Ya Rüya ses versene!"

"Of Burçin! Rüya kadar başına taş düşsün. Benim önemli işlerim var, okula gelemiycem. Yok yazdırma diycem ama imkansız," diyip biraz sırıttım. "Yokluğumda sevgili yapma." dedim ve telefonu kapattım.

"Pekala küçük adam. Dersine kaç dakika var?" dediğim sırada ilerlemeye başlamıştık. "Bir saat falan vardır. Futbol oynamak için erken gidicektik bizim çocuklarla." dediğinde sırıttım. Bir saat bana yeterde artardı.

"Buralarda bildiğin bir pastane varsa, sana bir şeyler ısmarlayabilirim?" dediğimde güldü, "Pişman olursun."

***

Umut sandığım çocuk siparişlerini verdikten sonra gözlerim yuvalarından çıktı ve o gözlerimide yedi!

Bu ne böyle yahu!

Param yeter umarım. "Pişman oldun, değil mi?" dediğinde güldüm, "Biraz."

"Rüya abla ne olduğunu söylede bizimkilerin yanına gideyim artık." Tam ismimi nerden bildiğini soracaktım ki, Burçin'le konuştuklarımı hatırladım. Burçin'le konuştuğumu hatırlamadan önce ki bütün saçma düşünceleri attım kafamdan.

"Öncelikle adını öğrenmek istiyorum, ufaklık." dediğimde güldü.

"Dalga mı geçiyorsun? Umut işte." dediğinde beyin felci geçirmek üzereydim. Tabii, mantık fışkıran tarafım, 'TESADÜF!' diye bağırıyordu.

"Peki, Umut. Annenin adınıda öğrenirsem, seni rahat bırakabilirim." dedim. Hem kendi isimi hemde annesinin isimide tesadüf olamazdı ya?

"Fatma." dediğinde hızlıca cüzdanımı çıkarıp, orada duran tek parayı, 100 TL'yi gönlüm el vermesede masaya bırakıp ayağıya kalktım. "Kalan para senin olsun, Umut'cuğum. Sonra yeniden görüşürüz." zorla gülümsemeye çalışarak söylediğim bu sözlerden sonra ağlayacağımı biliyordum. Çabuk ağlamazdım ama arada kalmış gibi hissediyordum! Sanki iki hayatım var! Şu bayılma her neyse beynimi çok fazla etkilemiş olmalıydı!

Rüya KızıKde žijí příběhy. Začni objevovat