#Bölüm6#

76 22 6
                                    

“Amca ama anlattım ya işte öyle oldu.” dediğimde amcam kafasını olumsuzca salladı. Huysuz amca candır desem fikrini değiştirir miydi?

"Rüya ben seni kovmuyorum ki. Dinledim bütün olayı işte. Haksız değilsin, hatta haklısın. Ama tokat attığın için hem haklı hem haksız oluyorsun. Çocuksa haksız. O kovulucak. Hem sana ne oluyor böyle?"

"Amca! Ben haksızca kovulan birini savunuyorum sadece. Neyse ya. Bende bırakıyorum işi. Haksızlıklar pizzacısında hayırlı günler." dedim ve elimi, alnıma koyup selam vererek odadan çıktım.

"Ne dedi?" beni gülerek bekleyen Görkem'e baktım. Başarabileceğime inanmıyordu ki, başaramamıştım.

"Başaramadım." dedim ve gözlerimi kaçırdım. Dalga geçicekti.

"Neyse. Buraya kadarmış." diyip ilerlediğinde yüzünün son halini görememiştim. Böyle, kolayca bırakıp gidebilir miydi? Niye gidemesin ki? İki gördü, bir konuştu sonuçta. Bırakmaması gereken bendim şu anda. O sonradan bırakmasın beni. Şu an sıra benim.

"Bekle!" diyip yanına yetiştim, "Beraber iş bulmalıyız." diyip sırıttım.

"Ne iş bulması? Kovulmuş olman imkansız." dediğinde biraz daha sırıttım. "Kovulmadım," kahkaha atmamı engellemek için elimi, ağzıma koydum. Birkaç saniye sonra elimi geri çektim ve devam ettim, "İstifa ettim." önce biraz donup kalsada sonra benimle birlikte gülmeye başladı. Biraz ilerlediğimizde durdu. "Beraber iş bulmalıyız mı dedin sen?" dediğinde ona doğru döndüm. "Evet?" güldü. "Aşık mı oldun bana?" dediğinde güldüm. Nadir kızarırdım neyseki. "Evet 2 günde aşık oldum. Hatta biraz ileride nikah salonu falan bulursam seninle zorla evlenmeyi düşünüyorum. İlk görüşte aşk benimkisi." bir insan gerçekleri anlatırken nasıl espri yapıyor gibi gözükürdü? Benim gibi. Gerçekler dediysem nikah salonu isteğim gerçek değil. Evlilik için erken.

"Sorma! Sorma! Bende belki ilk görüşte aşık olurdum ama o pizzayı getirdiğim gün... Devam edemiycem." konuşurken çoktan sahile gelmiş, boş bir bank bulup, yerleşmiştik.

"Ne varmış o gün ki halimde?" dedim ve bankta ona doğru döndüm. O da bana doğru dönmüştü.

"Saçlar yağlı, topuz yapmışsın ama saçının çoğu dışarıda, altında bolunda bolu bir eşofman, üzerinde ki bol t-shirt. İkinci görüşüme kadar seni 110 kilo sanmıştım."

"Sen benim kıyafetlerime mi baktın?" dediğimde güldü ve üzerimdekilere baktı.

"Bakamaz mıyım? Bak şimdide baktım." dedi ve tekrar güldü. Bende güldüm. Keşke hep böyle gülsekte onu böyle izleyebilsem.

"Bu kız sevgilin mi, abicim?" ikimizde birden sesin geldiği tarafa dönünce dışarıdan çok komik gözüktüğümüzden emindim. Elinde çiçek sepeti olan bir kadın başımızda dikiliyordu. Çiçek satmak için sevgili arıyordu belli ki.

"Yok, sevgilim değil." dediğinde kadın güldü.

"Olmasın zaten şu sıfata bak. Ama şimdi bunun hiç sevgiliside olmamıştır, kimse buna gül almamıştır. Sen sevaptır şuna bir gül al be abicim." Kadına bak be! Ekmek parası için salladıda salladı! Ama parayıda fazlasıyla götürür bu kadın böyle. Zekiymiş.

"Kadına bak ya! Çirkiniz ama bizimde biraz çirkin şansımız var. Sevgilim oldu ablacım tamam mı? Yani kimse çiçek almadı ama..."

"Ver ablacım ordan bir demet gül," yüzüm bir anda Görkem'e dönerken, o bana bakıp sırıtıyordu, "Sevaptır sonuçta, yazık." kadın hızlıca bir demet gül uzatırken ben hâlâ Görkem'e bakıyordum.

"25 TL." Görkem hızlıca bana bakmaktan vazgeçip kadına dönerken kahkaha atmak istemiştim ama bu duruma hiç yakışmamıştı.

"Ne yaptın ablacım be! Neyse neyse." diyip cebinde ki sanırsam ki son parayı kadına verdi. Sevinsem mi, üzülsem mi?

Rüya KızıTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang