#Bölüm4#

91 24 0
                                    

Önümde ki geometri test kitabında duran, son soruyla bakışıyorduk. Hayır onuda çözmiycektim! Sadece üç saatte 150 geometri sorusu çözmek nedir yahu?

Bakışırken soruyu okumuş ve kafamdan çözmüştüm bile!

Nereden geliyordu bu geometri sevda ve başarısı? Odamda -Ki hâlâ odam olduğuna alışamadım- rastgele bulmuştum ve uyuyabilmek için çözmeye çalışacaktım fakat şu işe bakın ki üç saattir kendimi durduramıyordum! Sabah Burak'la konuştuktan sonra hayvan barınağına geri dönmüş, hayvanlarla ilgilenmiş, ve henüz yeni öğrendiğim banka hesabımdan bağış yapmıştım.

Hayvanları çok seviyordum.

E şıkkını işaretledikten sonra test kitabını kapattım. Bitirmiştim yahu! Gerçi önceden çözülmüştü ve neredeyse çeyreği kadar kalmıştı.

Kapı çalınınca, "Girebilirsiniz." diye seslendim. Şu birkaç günde ne kadar kibarlaşmıştım yahu? İçeriye giren annemi görünce bir an donup kaldım. Burçin'in dediğine göre işlerine daha çok önem veriyor ve benimle pek ilgilenemiyorlardı.

"Anne?" dedim meraklı bir ses tonuyla. Acaba bir şey mi olmuştu?

"Rüya? Burak'la ayrılmışsınız galiba. Dertleşmek için geldim." diyip çok tatlı bir şekilde gülümsedi. Kadın sen hangi ara böyle gülümsemeyi öğrendin?

"Dertleşmeye mi? Böyle şeyler yapıyor muyuz?" Bence kesinlikle yapmıyorduk.

"İyi misin? Tabii ki yapıyoruz kızım. Her hafta anne - kız günümüz var ya hani?" Öyle bir şey mi varmış?

"Şey... Otursana?" dediğimde yanıma bir sandalye çekip oturdu.

"Pekala, sanırım anlatmalıyım." dediğimde bakışları hemen beni buldu.

"Neyi? Burak olayını zaten anlatmalısın kızım, bunun sanırımı yok." dediğinde kafamı olumsuz anlamında salladım.

"Ben hafızamı kaybettim," dedim ve o dehşet yüz ifadesine karşın hemen devam ettim. "Ama çoğu şeyi hatırlıyorum. Sadece yanlışlıklar kaynamış araya."

"Neleri hatırlıyorsun? Biliyorsun ben doktorum." güldüm. "Sorunda bu ya. Senin annem olduğunu hatırlıyordum ama doktor olduğunu bilmiyordum. Ayrıca böyle bir tarzın olduğunuda bilmiyordum." diyip kıyafetlerini gösterdim.

"Pekala, sanırım sağlık durumun ciddi değil ama özel hayatında büyük olaylar olabilir bunun yüzünden." Cidden doktor muydu bu kadın? Benim annem yani.

"Birde Burak var," derin bir nefes aldım. "Beni hiç sevmemiş." dedim üzgün rolü yaparak. Şu an onu sevmiyordum ama önceden seviyormuşum sonuçta.

"Peki, üzgün müsün?" bütün içtenliğimle cevap vermeye çalıştım.

"Bilmiyorum. Bunu, o söylediği an pekte umursar gibi durmuyordum. Sadece tostumu yemek istiyordum," güldüm. "Ama sonuçta ona o kadar zaman harcamış. Harcamışım yani. Pardon harcadım." Annemle beraber kısa bir an güldük.

"Hatırlamadığım şeyler arasında ona aşık olmamda var. Ona aşık olduğumu hatırlamıyorum. Sanki hiçbir şeyim değilmiş gibi. Ama sanırım bir şey var," hatırlayınca gülümsedim. "Bugün pizza sipariş ettim," dedim ve pizza kutusunu gösterdim. "Sanırım pizzayı getiren çocuktan hoşlandım. Aşk kadar büyük değil ama hoşlandım işte." yüzümde ki silinmeyen gülümsemeyle beraber anneme baktık. Bana bakıyordu ve gözleri parlıyordu.

"Burak için acı çekmemene sevindim," dedi sadece. Hadi ama! Fikir ver bana anne!

"Ve sana bir öneri... Çocuğu görmek için ikide bir pizza sipariş etme. Genç deneyimci konuşuyor. Kilolardan kurtulamazsın sonra." dedi ve ayağa kalktı. "Gidiyor musun?" dediğimde kafasını onaylarcasına salladı.

Rüya KızıNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ