#Bölüm1#

199 29 8
                                    

Gözlerim bana, 'Beni açma.' der gibi yalvarırken yavaşça gözlerimi araladım. Hastanedeydim ama hiçbir ağrı, sızı hissetmiyordum. Gözlerimi tam olarak açınca, ilkte güneşten gözlerim tekrar kapansada sonradan açabilmiştim gözlerimi. Yanımda kimse yoktu. Annemlere belki söylememiş olabilirlerdi ama Burçin görmüştü. Neredeydi? Kapı açılınca, Burçin'in gözleri kocaman oldu.

"Uyanmışsın." dedi şaşırarak. Elim ilk olarak burnuma gitti ama hiçbir iz, hiçbir ağrı yoktu. Burnumun kanadığına yemin edebilirim!

"Burnum. Burnum kanamıştı. Hiçbir şey yok?" dediğimde Burçin bana anlamsızca baktı. "Ne burun kanaması? Okulda aniden bayıldın," gözlerimin kocaman olduğunu hissedebiliyordum. Burçin devam etti, "Bizde seni hastaneye getirdik."

"Sizde? Annemlerde mi, burada?" dediğimde güldü. "Sence? Söyledik ama umurlarında bile olmadı. Her zaman ki gibi." dediğinde gözlerimin git gide büyüdüğünü hissedebiliyordum. Burçin tekrar konuştu, "Sen iyi misin? Burak çok merak etti ama sınavı yüzünden gelemedi." Burak kim, dememe kalmadan içeriye koşarak, tanımadığım bir erkek girdi. Bu kimdi yahu? Bana sarılınca kasıldığımı hissedebiliyordum. Cidden, bu kimdi?

"Neden kasıldın? Ağrın mı var?" dedikten sonra konuşmama ve anlamsızca bakışlarıma devam etmeme izin vermeden, Burçin'e döndü. "İyi demiştin!"

Burçin ellerini, ben masumum anlamında kaldırdı, "Doktorda, Rüya'da iyi olduğunu söyledi. Serumun bitmesini bekliyorduk."

İsmi Burak olan kişi bana dönünce ve bakışlarımı görünce ifadesi değişti. "Ne? Neden öyle bakıyorsun?" dediğinde gözlerimi bile kırpamıyordum. "Sen kimsin?"

Gözleri bir anda büyüdü, "Ne demek sen kimsin? Hatırlamıyor olamazsın," Burçin'e döndü. Burçin ben bilmiyorum der gibi kafasını salladıktan sonra devam etti, "Üç yıllık sevgilinim? Hatırlamıyor musun?" dediğinde kafamı olumsuz anlamında salladım. "Sen girmeden hemen önce, Burçin ismini söyledi. Tam kim olduğunu soracaktım ki içeri koşarak girerek, bana sarıldın." kafasını olumsuz anlamında sallamaya başladı. "Bir şeyler olmuş olmalı. Kesinlikle bir şeyler olmuş olmalı. Hafızasını mı kaybetti?" diyerek Burçin'e dönünce, "Beni hatırlıyor," diyerek cevap verdi, Burçin. "Ama... Annesinin burada olup olmadığını sordu. Birde benim tek geldiğimi falan sanıyor. Ablasınıda sormadı." dediğinde yerimde doğruldum.

"Benim ablam yok ki. Ben evin tek çocuğuyum. Babam çok korumacıdır. Annem altın günü ve ev işi meraklısıdır. Bir tek arkadaşım var, o da sensin. Sabahta okula giderken seni gördüm, tam yanına koşuyordum ki araba çarptı. Burnum kanamıştı!" dediğimde ikiside bana deliymişim gibi bakıyordu.

"Doktoru çağır!" diye bağırdı, Burçin. Neler dönüyordu, burada? Doğum günüm diye şaka falan mı yapıyorlardı.

"Doğum günüm diye şaka yapıyorsanız, hiç hoş değil." dediğimde Burak denen çocuğun bakışları dahada kötüleşti.

"Senin doğum günün haftaya! 6 Haziran!" diye tekrar bağırdı, Burçin. Hayır benim doğum günüm 6 Haziran falan değildi. Tamam. Doğum günümün hep haziranda olmasını isterdim ama mayıstaydı işte!

"Burak! Git! Doktoru! Çağır! Bakma aval aval!" diye tekrar bağırdı, Burçin.

"Burçin sakin ol. Bugün ayın kaçı?" Diye sordum. Kimse ben burdaymışım gibi davranmıyordu. Burak kendine gelince birden koşarak odadan çıktı. Sanırım doktoru çağırmaya gitmişti. Hey! Ben iyiyim.

Burçin odada neredeyse depar atıcak hızda bir o tarafa bir bu tarafa ilerliyordu.

"Rüya?" dediğinde sesi tedirgin çıkıyordu. Ah, hadi ama. Ben iyiyim, görmüyor musunuz?

Rüya KızıWhere stories live. Discover now