7.Bölüm.

128K 4.6K 914
                                    

Multimedia mutlaka dinleyin. İşte bölüm. Yorum lütfen.

Bir an için acıdı Barlas karşısındaki küçük kadına. Ama acıma kendini öfkeye bıraktı. Bu kadın ne diyordu. Ne saçmalıyordu böyle? Ne kuması?
''Sen ne saçmalıyorsun kadın!'' diye gürledi elini çekip ayağa kalkarken.

Heja afalladı ama kendini toplayabildi.

''Kumamla bu evde yaşayamam Barlas!'' demişti titreyen bir sesle.

Barlas güldü. Bu kadın sahiden aptal!

Heja gülen Barlas sayesinde daha da afalladı ve kaşlarını çatarak ''Ben gitmek istiyorum.!'' dedi.

Barlas sinirle ''Sen ne dedin!?'' dedi.

Heja korku ile sözlerini tekrarladı. ''Gitmek istiyorum. '' Barlas sinirle Heja ya doğru gelerek elini çenesine koyup sıktı.

''Gidebileceğini sanmıyorum.''

Sevda hayretler içinde abisine bakarken donmuştu. Bu adam ne yapıyordu böyle.

''Bana bak kadın sinirimi bozma. Kendi aklında senaryo yazıp oynama.!'' diyerek odadan çıkmıştı.

Heja gözyaşlarını serbest bırakırken. Odaya doktor girmişti.

Barlas aşağı indiğinde gözleri dolu olan Yüsrayı gördüğünde ona doğru gelmiş ve sarılmıştı. Sımsıkı.

''Ne oldu Yüsra?''

Genç kız sarıldığı kollarda güvende hissederken mutsuzdu.

''O kadın karın mı?''

Barlas gelen soru ile anlamıştı bu kızın şimdi neden böyle baktığını. Sıkıntı ile nefesini verip ''Evet karım!'' demişti.

Boğazından hıçkırık kopan Yüsra daha sıkı sarılmıştı Barlas'a.

Yüsra Barlas için Sevda ile aynı konumdaydı. Ama genç kız bunu anlamıyordu. Aşıktı çünkü. Hemde deli gibi.

Sozdar hanım salona giren kocasına baktı. Mirza ağa gördüğü manzara karşısında gür sesi ile ''Barlas!'' demişti.

Barlas Yüsra dan ayrılıp babasına dönerken Yüsra yanında durmuştu.

''Ne oluyor burada Kuremın?'' diye sormuştu.

Cevabı Barlas vermeden Sozdar hanım vermişti.

''Oğlun karısını burada bir başına bırakıp gidiyor sonra yanında bir kızla eve dönüyor.'' demişti.

Yüsra bu bakışlar altında ne yapacağını şaşırmıştı.

''Heja nerede?'' işte Mirza ağanın deli olmasını gerektirecek cevabı olmayan soru.

Herkes susmuş birbirine bakarken Sozdar hanım birkez daha konuşmuştu.

''Ayağı biraz yandı yukarı odasında dinleniyor!''

Mirza ağa duyduğu şeyle beraber oldukça sinirli bir şekilde bağırarak ''Barlas hemen odama!'' demişti.

Barlas bu sinir karşısında soğuk bakışlarını korumuş ve tereddüt etmeden babasının çalışma odasına doğru ilerlemişti.

Sozdar hanım ve tek kalan Yüsra sadece bakışlar ile konuşup duruyordu. Sonunda Sozdar hanım ''Hoşgeldin kızım'' dedi.

Yüsra utanmış bir tavırla ''Hoşbuldum efendim'' dedi. İkisi salona girerken yukarıdaki Heja ise doktoru dinliyordu.

''Kızım ayağına dikkat et. Ayağın fazla yanmamış ama sen yinede dikkat et. '' dedi.

Heja büyük bir dikkatle doktoru dinliyordu. Doktor bir kaç şey daha deyiş geçmiş olsun diyerek ayrılmıştı.

Odada konuşan Mirza ağa sinirle oğluyla konuşuyordu.

''Sen ne yaparsın böyle oğlum.? Karın bir başına burada kalmış sen ise İstanbulda o kızın yanındasın. Kaç defa dedik Mardin de duyulursa hiç iyi şeyler olmaz diye.!''

Barlas sakin kalmaya çalışarak babasını dinliyordu. Yüsra ya sahip çıkmalıydi. O kız ona emanet edilmişti.

''O kız bana emanet edildi!'' dedi.

Oğlunun karşısında duran yaşlı adam öfkeli bakışlarını genç adamın yeşil gözlerine dikmiş ve bütün otoriter sesi ile cevap vermişti.

''Seni uyarıyorum oğlum. Bu kız ile yakınlaşmak olmayacak hele ki evli bir adamsın. Yakında aşiret çocuk isteyecek. En kısa zamanda çocuk olacak.! '' diyerek masasına oturmuş Barlası kapı dışarı etmişti.

Sıkıntı ile kendini salona atan Barlas Hejanın yanına gitmek için yukarı doğru çıkmaya başlamıştı. Kapının önüne geldiğinde duyduğu ses ile eli kapı kulpunda kalmıştı.

Heja odada yalnız kalmış olmanın verdiği rahatlık ile dizlerini kendine ayaklarını acıtmayacak şekilde çekmiş kollarını etrafına sarmıştı. Ardından diline o güzel şarkıyı dolamıştı.

Yarê, delalê, bûka baranê,
Bes e xwe bixemilîne bi rengê biharê
Bes e xwe bixemilîne bi rengê tavê

Çima tu nakenî?
Çima tu napeyivî?
Û li wê valahiyê
Weke mirin sar mayî

Çaxa te dibînim
Di wê jiyana tarî
Ez xembar dibim
Ez birîndar dibim.

Türkçe Çevirisi.

Yarim ,sevdiğim, yağmur gelini
Yeter artık süslen baharın renkleriyle
Yeter artık süslen güneşin renkleriyle

Neden gülmüyorsun?
Neden konuşmuyorsun?
Ve o sonsuz boşlukta,
ölüm gibi soğuk kalmışsın (neden?)

Ne zaman ki görsem
O karanlık yaşamında
Kederle doluyorum
Yaralanıyorum....

Küçük kadın şarkısını bitirmiş gözyaşlarını serbest bırakmıştı. Aldığı nefes ciğerlerini yakıyordu.

Barlas gözlerini sesin güzelliğini hazmetmeye çalışıp son kez derin bir nefes alıp içeri adımını attı. Karşısında gördüğü manzara ile şaşkına dönerken yutkundu. Bu kadın, bu küçük kadın neden bu kadar güzeldi. Dağılmış kahve saçları kızarmış küçük kahve gözleri ıslanmış yanakları onu o kadar güzel yapmıştı ki Barlas ağa bir kez daha yutkundu.

Heja kendine doğru gelen Barlası gördüğünde sadece olduğu yerde bakmış ve beklemişti. Sonunda yanına oturan kocası ile yüzüne bakmıştı.

''Nasılsın?''

Heja buruk bir şekilde güldü.

''İyiyim.'' dedi Heja.

Barlas şimdi konuşacağı konu hakkında pişmanlık yaşasada konuşacakti.

''Biliyorsun aşiret çocuk istiyor. Üstüne kuma gelsin istemiyorsan kendini bir an önce benim için hazırla Heja!''

Diyerek hemen ayağa kalkmış ve gitmişti. Arkasında küçük şaşkın bir kadın bırakarak.

BERDEL. (Düzenleniyor!) (Zor Evlilik Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin