BÖLÜM -19-Yeni Hayata İlk Adım-

719 70 55
                                    


Bölüm, beğenerek okuduğum Zamansız adlı kitabın yazarı burcudemet e ithaf edilmiştir.

Selam:)
Yeni ve seveceğinizi umduğum bir bölümle, yine buradayım..
Son günlerde bir sürü sorun yüzünden yavaş gittiğimin farkındayım ve üzgünüm.
Ama arayı kapatmak için elimden geleni yapacağım;)
Keyifli okumalar diliyorum ve sizi seviyorum ❤️

KATY

Yüzümü yalayan serin rüzgarla burnuma ulaşan ferah çam kokusunu, ciğerlerime çekerek yatağımda vücudumu esnettim. İçimde, sebebini bilemediğim bir huzur vardı. Dışarıdaki cıvıl cıvıl kuş sesleri, içimdeki huzurun sebebi olabilirdi.

Uzun süredir bu kadar rahat ve huzurlu bir uyku çekmemiştim. Gözlerimi açmadan, yüzümdeki tebessümle birlikte pikeye dolanarak yatağımda döndüm...

Bir anda aklıma gelen düşünce ile yüzümdeki tebessüm, gerçek bir gülümsemeye dönüşürken, gözlerimi açarak yatağımdan fırladım..

Yeni odama bayılıyordum ki bunun en büyük nedenlerinden biri, çok güzel bir terasa sahip olmasıydı. Hafif esen rüzgarla dalgalanan ince tülün arasından, çıplak ayaklarımla kendimi terasa atıp beton korkuluklara tutundum. Gözlerimi kapattım ve  cıvıl cıvıl kuş sesleri arasında mis gibi orman kokusunu tekrar ciğerlerime çektim. Bunu o kadar sık yapıyordum ki benim için bir meditasyon gibiydi. Nefesimi verirken başımı kaldırıp gözlerimi, güneşli ve mavi beyaz bulutlarla süslenmiş gökyüzüne çevirdim.

Her şeyin bu kadar yolunda, hayatın 'benim için bile' bu kadar güzel ve yaşanılır olması normal miydi? Anlık bile olsa, ara sıra içimden böyle karanlık düşüncelerin geçmesinin huzursuzluğunu, hızlıca zihnimden kovalıyordum..

Dreamshine Ormanı; içinde yaşayan canlılar, odam ve tabi ki eşsiz manzarası, içimde sonsuz aidiyet hissi uyandırıyordu. Sanki hep burada olmalıymışım ama gecikmişim gibi hissediyordum.

Bu hisle, teras kapısının uçuşan tülleri arasından, odamı inceledim. Odanın ortasında, geniş ve normalden daha yüksek, adeta gökyüzündeki bulutlar kadar beyaz, pofidik yatağım tam karşımdaydı. Karyola, sağındaki tuvalet masası ve diğer tarafındaki dolap, tam da bu odanın mistik havasını yansıtan, antika mobilyalardı. Benden önce kim yaşıyorsa, zevkli olduğu, yatağın başucundaki duvarda asılı olan büyüleyici tablodan belli oluyordu.

Tabloda, alımlı, zarif, dalgalı saçları ve uzun beyaz tül elbisesinin etekleri uçuşan bir kadın vardı. Kadın, etrafı yemyeşil ağaçlarla çevrili gölün üzerinde süzülen bir peri gibi resmedilmişti.

Odadaki karbeyaz yatak örtüsü, halı ve tüller olmasa, kendimi eski bir tarihte yaşıyor gibi hissedebilirdim. Gözlerimi dikmiş odamı incelerken, kapının çalmasıyla bir anda düşüncelerimden sıyrıldım. Tam kapıyı açarken farkettim ki üzerimde sadece incecik, kısa bir gecelik vardı ama geç kalmış ve kapıyı açmıştım.

Alex, açılan kapının önünde beni öylece görünce, arkasındaki Kennard ve Fenmore'u bırakarak, gözlerindeki şaşkınlıkla kapı arasından içeri süzüldü.

"Sevgilim? Yeni mi uyandın? Giyinmemişsin? "

Alex'in soruları beni telaşlandırmış ve elim ayağıma dolanmıştı.

"Geciktim, geciktim, geciktim..."

Tabi ki ben acele ile giyinmeye çalışırken, Alex'in, başarısızca gözlerini kaçırma çabalarının da farkındaydım..

Kehanetin Gücü Where stories live. Discover now