BÖLÜM -15- Sihir Fırtınası -

752 96 53
                                    

SELAM ❤️
GECİKTİĞİM İÇİN ÖZÜR DİLERİM..
AMA BU SIRALAR ÇOK YOĞUNDUM...
UMARIM, BU BÖLÜMÜ DE KEYİFLE OKURSUNUZ📜❤️📜

Bölüm, Vaat Edilen Tanrıça'nın yazarı, yzr_kedi ye ithaf edilmiştir😊

Yinelememe Gerek Var Mı Bilmiyorum ❤️SİZİ SEVİYORUMMM❤️

Katy, boynundaki gümüş zincirin ucundaki kolyeyi ki artık bu kolyenin bir tılsım olduğunda hem fikirlerdi, büyük bir dikkatle, esrarengiz defterdeki şablonla karşılaştırıyordu.Arkadaşlarının tüm ısrarlarına rağmen boynundan çıkarmadığı kolyeyi, adeta pimi parmak uçlarında olan bir el bombası hassasiyeti ile inceliyordu. Bir sorun çıkacaksa, boynunda olmalıydı ki arkadaşları etkilenmemeliydi. Her zamanki Katy mantığıydı bu düşünce...

Bir kaç saatlik sonuçsuz araştırmanın ardından kolye ve esrarengiz defteri Aldrich'e danışmak için ortak bir karara varmışlardı.

"Saat geç oldu ve sizi bilmem ama benim beynim sulanmaya başladı kızlar. Yarın sabah ilk iş Aldrich'e gideriz ve bu tılsımın ne işe yaradığını öğreniriz."

Gece boyunca beyin fırtınası yapmış ama bir sonuca ulaşamamış olmak, Katy'nin gerilmesine sebep olmuştu ve artık arkadaşlarının da yorgun düştüğünün farkındaydı. Bu öneriye ilk yanıt veren, ayağa kalkıp,altındaki şeker pembe minderini kapının yanındaki köşeye götüren Abigail olmuştu:

"Haklısın tatlım... Hadi kalk bakalım beyaz güvercin, yarın nasıl olsa Aldrich'den öğreniriz ne olduğunu.."

Animate, kendisine böyle seslenilmesine şaşkınlıkla karışık memnuniyetle, parmaklarını bir kısmı beyazlamış olan kaşına dokundurup gülümseyerek ayağa kalktı. Kendi minderini, Abigail'in yaptığı gibi köşedeki diğer minderin üzerine yerleştirdi.

Katy, yerde oturmaktan tutulmuş eklemlerini esneterek ayağa kalktı ve uykulu gözlerini, yumruk yaptığı elleriyle ovmaya başladı.

"Hadi kızlar, sabah kahvaltıda görüşürüz.İyi geceler..."

Kızlar da Katy'nin bulaşıcı uyku halinden iyice etkilenerek, esneme ile karışık iyi geceler dileyip, odalarına çekildiler..

Kızların odayı terk etmesi ile Katy, hızlıca yatağına girip esrarengiz defteri de kucağına aldı, vazgeçmeye niyeti yoktu. Artık kızlar gittiğine göre kolyeyi boynundan çıkarıp avucunun içine aldı ve incelemeye başladı.

Defterdeki şablonun üzerinde oklar ve bu okların gösterdiği yönlerde de okuyamadığı yazılar vardı. Ama ne yazdığını öğrenmek için Aldrich' i bekleyemeyecek kadar da sabırsızlanıyordu. Annesinden yadigar olan bu tılsım kolyenin özelliğini en kısa sürede bulmaya kararlıydı.

Birden, şablondaki bir detayı farketti... Hemen kolyeyi çevirdi ve arkasındaki ince metalden oluşarak, kolyenin taşına gömülen çıkıntıyı işaret parmağının ucu ile dışarı çıkardı. İnce metalin dışarı çıkması ile mis gibi bahar çiçekleri ve nemli toprak kokulu hafif esinti, Katy'nin yüzünden ipeksi bir dokunuşla kayarak, saçlarını havalandırdı..

Bu rahatlatıcı esintinin etkisi ile Katy, gözlerini kapatarak mis gibi kokuyu ciğerlerine çekti. Kendini zinde ve dinlenmiş, adeta yeni dinmiş nisan yağmurlarından sonraki taze, yeşil yapraklar gibi hissediyordu.

Yaklaşık on saniye süren bu her şeye bedel güzel hisler karmaşasından sonra bir anda başı dönmeye başladı ve ne kadar açmak için uğraşsa da göz kapaklarının inadını kıramadı. Son hatırladığı, karanlık boşlukta süzülüyor oluşuydu...

Kehanetin Gücü Where stories live. Discover now