28. BÖLÜM

58.2K 2.5K 107
                                    

Canlar, şimdi bu bölüm de bazı sahneler yanı kısacık kısacık parçacıklar halinde Balcanın geçen bölümünde de yazmıştım ama Balcayı okumayanlarınız vardır diye :) Bu yüzden sorun yapmazsınız diye umuyorum :) Vote ve yorumlarınızı benden esirgemeyin :) multimedyada bizim veletler var :)

"Anneğğ! Acıktım ben!" Kate masanın tam yanında ki bebek sandalyesinde oturan bebeğe mamasını zorlukla veriyordu. Masanın etrafında koşan iki küçük velet sürekli saçlarını çekip bağırarak koşuyorlardı. Ve masanın diğer ucunda duran küçük bir kız sürekli olarak Kate bağırıyordu.

"Acıktım amaaa..."

"Aman Tanrım Anna! Görmüyor musun, kardeşine yemek yedirmeye çalışıyorum! Seninle daha sonra uğraşırım lütfen-" Kate daha lafını tamamlamadan mutfak tezgahına tırmanmış vaziyette olan Coral ve Tim'i fark etti.

"Hey! Siz ikiniz hemen aşağıya inin yoksa o hiçbir işe yaramayan beni 6 çocukla bu evde bırakan babanızı ararım! Tanrım! Tim! Kardeşinin saçını çekme.."

Kate hızlı bir hareketle masadan kalktı ve birbirleri didişmekten muhteşem zevk alan ikizleri ayırdı. Hayatının son 10 yılı buydu işte! Koskoca Kate Carter 6 çocuklu erken yaşta anne ve büyük anne olma adayıydı! Kate kızıl saçlarını ondan alan kızını sürükleyerek indirdi tezgahtan.

"Hayır efendim! Çikolata yedikçe azıyorsunuz siz! OLMAZ, Tim hemen aşağıya yoksa babanı ararım ve silahlarıyla oynadığınız konusunda konuşurum!"

"Ama biz öyle bir şey yapmadık ki!" dedi öfkeyle küçük çocuk. Kate kaşlarını hafifçe çattı ve gülümsedi.

"Sence hangimize inanır bayım? Henüz 6 yaşında ki bir çocuğa mı yoksa Tanrıçasına mı!"

"Bu adilik ama!" dedi Tim öfkeyle.

"Bundan sonra Niko amcanla fazla takılmak falan yok- git gide babana ve ona benzedin!"

"Niko amcam senin ve yengemin deli olduğunu söylüyor" dedi Carol kahkahayla.

"Güzel, deli bir anneniz var! Hanginizi öldürmekle başlasam acaba! Bu ülkede deliler fazla ceza almıyor diye biliyorum" dedi kadın düşünceli bir şekilde. Carol ve diğerleri aniden pimi çekilmek üzere bir bomba edesinde duraksadılar. Hatta sürekli koşan Marcus ve Fred bile.

"Gerçekten mi annecim?" dedi Fred şaşkınlıkla. Ona dünyada en çok benzeyen belki de Freddi, onun gibi zor anlarda hemen işi yalaka ve kaçmaya vururdu. Kate alaycı bir edayla ellerini salladı ve güldü.

"Neden olmasın.. Belki de birkaçınızı uslu durmanız için babanıza veririm!"

"Aman Tanrım, annem çıldırdı, Tim babamı ara!" dedi Carol hızlıca. Kate hızlıca elini kaldırdı ve etrafında ki bu karmaşayı hemen çözmek için hızlı davrandı.

"Herkes dursun! Fred ve Marcus! Hemen odanıza, ödevler yapılacak."

İki çocuk asla itiraz etmeden koşarak odadan çıktı. Kate iki elini birbirlerine bağladı ve alayla gülümsedi.

"Harika, isteyince mükemmel olabiliyorsunuz canlarım." Diye şakıdı kadın.

"Şimdii... Tim ve Carol hemen etrafda ki dağınıklığı hallediyorsunuz, yoksa silahları babanıza anlatırım ve bir hafta ev cezası alırsınız.."

"İnsan hiç öz evladına bu kadar acımasız olur mu?" dedi Tim hızlıca. Kate hafifçe eğildi ve çocuğun babasından aldığı o griliğe baktı.

"Annenizin sizi ne kadar sevdiğini bilmiyor musunuz aşkım, ben sizin iyiliğiniz için yapıyorum.." dedi Kate dudaklarını hafifçe büzerek. Tim kaşlarını kaldırdı ve annesine öfkeyle söylendi.

EYVAH! BENİM SEVGİLİM BİR MAFYA (Atos Serisi-2)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon