five

1K 75 100
                                    

(Düzenleme ile eklenen not: Hala 8. hafta. Ve bu bölümde birkaç değişiklik yapacağım galiba.)

Dean ''Gerçekten hamile olup olmadığımı daha bilmiyoruz bile!'' diyerek durumu kurtarmaya çalışırken Sam ilgili görünmüyordu. İkili, Castiel'in odasından çıktıktan sonra ilk işleri (henüz daha yeni uyanmış olan) Sam'e olanları anlatmak olmuştu. Ve şimdi de iki saattir tartışıyorlardı. 

Sam, ağabeyi ile en iyi arkadaşlarından birinin birlikte olduğunu ve ikisinin bunu kendisine ancak şimdi (yani birkaç ay sonra) açıkladıklarını öğrenen herhangi birinin vereceği bir tepki vermişti. 

Aslında, Cas ve Dean'ın ona açıklamalarından sonra Sam'in tek yapabildiği şaşkınlık dolu bakışlarını Dean ile Castiel arasında gezdirmek olmuştu. Daha sonra dengesini kaybeder gibi olduğunda kanepeye oturması için Dean'ın yardım etmesi gerekmişti. 

Bunun üstünden geçen iki saatte Sam hiç konuşmamıştı; vücudunu öne eğmiş, dirseklerini dizlerine yaslamış, ileri geri sallanarak arada sırada kendisine açıklama yapma çabasında olan ağabeyine kısa bakışlar atıyordu.

Sam ürkütücü sessizliğini korurken, Dean'ın söylediği bir sonraki şey Castiel'in ona hayal kırıklığı dolu mavi gözlerle bakmasına neden oldu. 'Hamile olup olmadığımı nereden bilebiliriz ki, test yapmadım. Sadece belirtilerden yola çıktık, belki de üşütmüşümdür ya da onun gibi bir şeydir?'

Dean meleğin kırgın bakışlarını üzerinde hissettiğinde ona döndü ve dudaklarını oynatarak ''Özür dilerim.'' dedi. 

Dean'ın son sözleri Sam'i sessizliğini bozmaya ikna etmiş gibiydi. Yine de Dean'a bakmaya bile tenezzül etmeden, 'O zaman git ve bir test al.' derken sesi karlı bir kış gecesi kadar soğuktu. Cümlesi bitince de kalkıp odasına gitti. 

Dean, onun bu kadar soğuk konuşmasını kesinlikle beklemiyordu. Kanepeye oturdu ve hala ayakta duran meleğe baktı. 'Keşke ona daha önce söylemiş olsaydık.' derken Sam'inkinin aksine sesi titriyordu.

Castiel onu başını sallayarak onayladı. Dean bir süre öylece durduktan sonra ayağa kalktı. Evin kapısına ilerledi ve Castiel'in bakışlarını üzerinde hissettiğinde açıklama gereği duydu. 'Sanırım gidip test alacağım.'

Dışarı çıkıp kapıyı kapattığında melek hala ayakta duruyordu.

***********************************************************************************************

Avcı elinde tuttuğu minik poşetle eve girdiğinde ne Castiel ne de Sam görünürde yoktu. Odalarına çekilmiş olabileceklerini düşündü ve elleri titreyerek banyoya gitti. 

Kutudan bir test alırken durumun ciddiyetini bir kez daha farkına vardı. Bu bir şaka ya da bir oyun değildi. Eğer test pozitif çıkarsa Castiel ile ikisinin hayatları büyük ölçüde etkilenecekti, büyük bir sorumluluk üstleneceklerdi. Sam'in neden aşırı tepki verdiğini anlamaya başlıyor gibiydi. Bir bebek demek, aileye birinin daha katılması ve sorumluluğun artması demekti. 

Testi yapıp, kutuda yazana uyarak, 15 dakika bekledi. Dakikalar saatler gibi hissettiriyordu. Test sonucuna bakmadan önce derin bir nefes aldı ve baktığında aldığı nefesin boğazında takılı kaldığını hissetti. Çift çizgi kendisine göz kırpıyor gibiydi. Üşüttüğü ya da başka bir şey olduğu yoktu. HAMİLEYDİ! Testi, kutuyu ve poşeti çöpe atıp hızlıca tuvaletten çıktı. Haberi duyurmak için salona gittiğinde Sam ve Castiel'in kanepenin iki ayrı ucunda oturduklarını gördü. Bir şey konuştukları yoktu, ikisi de oturmuş kapalı televizyonun siyah ekranını izliyorlardı.

İçinden bu manzaraya kahkaha atmak gelse de, kendine saçmalamanın sırası olmadığını hatırlattı ve gidip ikilinin arasına oturdu. (İşin komik tarafı, ikisi de televizyona öyle bir dalmışlardı ki Dean'ın geldiğini fark etmemişlerdi bile.)

Baby Inside DemonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin