BÖLÜM 17

5.5K 405 70
                                    

Tate'in loş ışıkta aydınlanan suratına baktım. Kollarını göğsünde kavuşturarak bana beklentiyle bakmaya başladığında; acilen bir şeyler düşünmem gerekiyordu.

"Tuvaleti arıyordum."

Bir an gülecek sandım ama bunu yapmadı ve uzanarak kolumu tuttu.

"Burada tuvalet yok Sky."

"Hadi ya... Hmm... Tuvaletinizi nereye yapıyorsunuz peki?"

Bu gereksiz çabam, beni gülünç duruma düşürmekten başka bir işe yaramıyordu.Peşinden beni de sürükleyerek, odanın diğer ucuna yürüdü.

"Kendi çabanla bir şeyler öğrenmeye çalışmana gerek yok."

"Evet. Tabi. Bana anlatmaya o kadar isteklisiniz ki."

"Bilmediğin konular hakkında hep bu kadar konuşur musun?"

Duvardaki taşlardan tekini, yumruk yaptığı eliyle ittirdiğinde, tavanda bir delik açıldı.

"Gizli kapaklı işleri sevmiyorum sadece."

Tim kafasını, delikten sarkıttığında; utanmıştım. Gerçekten her şeye burnunu sokan, misafir çocukları gibi davranıyordum.

Tate belimden tutarak beni kaldırdığında, refleksle ellerimi onun ellerinin üzerine kapadım. Tim'in uzattığı eli gördüğümde, tutarak beni yukarıya çekmesine izin verdim. Tam Tate'i nasıl çıkaracaklar, diye düşünüyordum ki; Ron delikten aşağıya halat tarzı bir şey attı.

"Sanırım daha fazla burada durmamızın bir anlamı yok." demesiyle kafamı ona çevirdim.

"Beni buraya meraklanmam için mi getirdin Tim?"

"Seni buraya bir şeyler olduğunun farkına varman için getirdim." dediğinde, bağırdığı için irkildim. Gözlerim istemsizce irileşti.

Bağırdığını farkettiğinde, elleriyle yüzünü sıvazladı. "Bak üzgünüm tamam mı, zor bir dönemden geçiyoruz."

"Gitmek istiyorum."

Anlayışla kafasını salladığında, birlikte asansöre doğru ilerledik.

"Sonra görüşürüz Sky!" dediğinde kızlardan biri, belli belirsiz gülümsedim ve onlara el salladım.

Asansör yukarı yükselirken, ellerimi arkamda birleştirdim. Zemin kata geldiğimizde, asansörden ilk çıkan ben oldum. Geldiğimiz yolu takip ederek, kapıya yöneldim.

"Seni eve bırakmamı ister misin?"

"Rahatsız olma, taksi çeviririm."

İtiraz etmesini bekledim ama bunu yapmadı. Kafasını olumlu anlamda sallamakla yetindi.

Taş yolda hala bana eşlik ediyordu. Bakışlarını üzerimde hissediyordum.

"Ne haltlar karıştırıyorsun Tim?"

"Buradan eve mi gideceksin?"

Soruma soruyla karşılık verdiğinde, cevap vermedim ve önüme döndüm. Ortada yanıtlamasını istediğim bir soru vardı ve onun üstünü örtmesine izin vermeyecektim.

Adımlarıma bir son verip, olduğum yerde durdum. Bir süre farketmeyip, sonunda durduğunda aramızda en fazla bir metre vardı

"Bak ne diyeceğim Tim. Sen bazı şeyleri açığa kavuşturana kadar, konuşmasak daha iyi."

Sesimin sert çıkması için çaba harcamıştım ve görünüşe bakılırsa işe yaramıştı.

"Senin bu yaptığına şantaj denir." diyerek sitem ettiğinde, omuz silktim.

RENKSİZ(Düzenleniyor)Where stories live. Discover now