BÖLÜM 12

7K 462 76
                                    

Göz kapaklarım üzerinde demir beton ağırlığında bir baskı varken tam anlayamadığım sesler biraz daha dünyaya dönmeme yardımcı olacak gibiydi. Vücudumda ki tüm uzuvlarım sızlarken acıyla yüzümü buruşturdum.

Gözlerimi sıkarak açmayı başardığımda ilk gördüğüm beyaz tavandı. Tavanda ki çamurlu top izinin nasıl orada olduğunu anlamaya çalışırken "Uyandın sanırım?" dedi bir ses. Tutulmuş boynumu kütleterek yattığım yerde hafifçe kıpırdandım. Yanımda ki sandalyede rahat bir şekilde oturan Christian'a ait sese döndüm.

Rahatlamış bir ifade yüzünde belirdiğinde kafamı onaylar biçimde salladım ve etrafa baktım.

Sadece ve beyaz oda beni sinir ederken kolumda ki serumda dikkatimi çekmişti. Belirgin damarıma bakarken aklıma Tim'in üşüşmesi ile sinirlerim bir anda daha da gerildi ve kendimi dişlerimi sıkarken buldum.

Chris'in tuhaf bakışlarını üstümde hissettiğimde ona baktım. "Vücudunu çok zorlamışsın. Bayıldığında herkesi ne kadar endişelendirdiğimi tahmin bile edemezsin." dedi umursamaz bir şekilde. Dediği şey ile söyleyiş şekli çelişirken çok irdelemedim ve "Sana yenilmek istemedim." Dedim. Bay hazır cevap hemen "Beni yenmen sağlığından önemli olmamalıydı. Kendine kalıcı bir zarar verseydin ne olacaktı?" diye sinirle cevapladığında yattığım yere iyice sindim.

Bu dengesiz tavırları beni ne yapacağımı bilemez bir hale getirirken durdum ve vereceğim cevabı düşünmeye başladım. Sürekli kararlarımı sorguluyor, aynı şekilde kendi kararlarımı kendimin de sorgulamasına neden oluyordu.

Mantıklı bir cevap bulamadığım için isyanlara girdiğim anlarda kapının aniden açılması resmen şükretmeme sebep oldu.

Kapıya doğru döndüğümde ağzında ki keki tamamen ağzına sıkıştırarak sincaba dönen Daniel ile bakıştık. Dudaklarımdan istemsiz bir kahkaha döküldüğünde Daniel kocaman gülümseyerek ağzının iğrençliğini gözler önüne serdi ve "Sky!" diye bağırdı.

Ağzı tamamen dolu olduğu için ağzından saçılan kekler özgürlüklerini ilan ederken bana doğru koştu. Bana sarıldığında serum takılı olmayan elimi bin bir sızlamayla kaldırdım ve sırtına koydum. Daniel anlam veremediğim şeyler söyleyip geri çekildiğinde hala ağzındakileri bitirmediğini fark ettim. Büyük ihtimalle bütün bir keki ağzına atmıştı.

Christian Daniel'a bakıp gözlerini devirdiğinde içeri büyükannem girmişti. Kendimi yeni bir azara hazırladığımdanbüyükannem yüzünde ki endişe kırıntıları tek tek yok olurken gelip yanıma oturdu.

"İyi misin tatlım? Beni çok korkuttun."dedi.

"İyiyim büyükanne. Her zamanki halim.Sadece biraz fazla yorulmuşum." diye açıkladım. Büyükannem elini alnıma koyup saçlarımı okşadığında bu his hiç tanıdık gelmiyordu.

Annem ve babam hiçbir zaman bana bu şekilde sevgi içeren fiziksel temaslarda bulunmamışlardı. Ne kadar gariptir ki içimdeki umut hiç kaybolmamıştı.

Büyükanneme gideceğim zamanda onları uzun zaman sonra ilk kez mutlu gördüğümde canımın ne kadar yandığını hatırladım.

Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde hızla kafamı yukarı kaldırdım ve gözlerimi kırpıştırdım. Eski zamandan kalan anıları eşeleyip kendimi üzmem şu an yeterince gereksizdi.

"Bücür biraz yemek yesen böyle olmaz, bak bana aylardır hasta olmuyorum."

Daniel, elindeki meyveli sütü, ses çıkararak içince gülümsedim.

Christian bana gözlerini kısarak bakarken bakışlarından rahatsız olduğum için gözlerimi kaçırdım.

*

RENKSİZ(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin