BÖLÜM 3

10.5K 525 71
                                    

Odama çıktığımda içim içime sığmıyordu. Bu hissi hissetmeyeli o kadar uzun zaman olmuş gibiydi ki. Yüzümde kontrol edemediğim bir gülüş oluşurken üstümdeki kıyafetleri pijamalarımla değiştirdim ve yatağımın kenarına oturdum. Aklıma Daniel'ın telefonuma kaydettiği numara geldiğinde telefonumu bir tarafa fırlattığım pantalonumun cebinde unuttuğum geldi.

Ekranına bir şey olmasını bile umursamayacak olan mutlu tarafım beni dehşete düşürürken yere çöktüm ve pantalonumun cebinden telefonumu çıkardım. Sırıtmam bir saniye bile sekteye uğramamışken kendini ne olarak kaydettiğini merak ederek rehbere girdim.

İlk denediğim *Daniel* olmuştu ama değildi. Kaşlarım istemsizce çatılırken tek tek isimler arasında farklı olanı aramaya başladım.

A, b, c derken g'ye kadar gelmiştim ama hala farklılık yoktu listemde. Kaşlarım çatılabilirmiş gibi daha da çatılınca H harfine geldim ve bakmaya başladım. Hayley'in üstünde ki isim ile bir anda kahkahamı tutamayıp gülmeye başladım.

Handsome Boy ve yanındaki gözlüklü emoji Daniel'ın hala aynı olduğunun bir kanıtıydı sanki. Küçükken de hep "Ne kadar yakışıklı bir adam, aynı benim gibi." repliklerini ondan sıkça duyduğumu hatırlıyorum.

Gülmem kesildiğinde yüzümde hala bir sırıtma vardı. İsmin üstüne tıklayıp mesaj kısmını açtım.

"Hey yakışıklı olan ben Sky." mesajını yazarak gönderdim.

Telefon elimde heyecanla olası mesajı beklerken aradan dakikalar geçmiş olmasına rağmen hala bir cevap yoktu. Üzüntü ile ekranı kilitleyip telefonu pijamanın cebine attım ve odamdan çıktım. Kendimi 5 çocukla bırakılmış hissinden kurtulmam sanki televizyon sayesinde olabilirdi.

Aşağı indiğimde büyükannem radyo açmış çıkan şarkıya eşlik ediyor ve bir yandan da yemek yapıyordu. Beni görünce gülümsedi.

"Bakıyorum da çok mutlusunuz Sky Hanım." dedi.

Mutluluğumun fark edilecek kadar olması beni şaşırtırken o konu hakkında düşünmeyi geceye erteledim.

"Bugün Daniel ile karşılaştık. Hatırlıyorsun değil mi onu?" dedim.

Büyükannem bir süre düşündükten sonra "Ah hatırladım. Küçükken çok oyun oynardınız. Evlere dönme vaktiniz geldiğinde karşılıklı oturur ağlardınız." dedi ve düşünceli bir ifade ile daldı gitti. Yüzündeki gülümseme tekrar belirdiğinde "Ben içerideyim." dedim ve salona geçtim.

Koltuğa zıplayıp kumandayı elime aldım ve rastgele bir kanal açıp izlemeye başladım.

...

Gece mesaj gelmeyince pes ederek, telefonumu yatağımın yanındaki komidine bıraktım ve tavanı izlemeye başladım. Uyku ile uyanıklık arasında giderken telefonumun titreşmesi ile irkilerek gözlerimi açtım ve bir süre etrafa baktım. Telefonumun ekranı parlerken hızla kalktım ve telefonumu elime aldım.

Aniden kalktığım için başım dönse de umursamamış ve mesajı açmıştım. Handsome Boy'dan gelen "Üzgünüm telefonum şarjdaydı, uyudun mu?" mesajı ile sırıtarak yazmaya başladım.

"Hayır" cevabıma verdiği , "Konuşalım o zaman" mesajı gülümsememi daha da genişletirken ardından "Hangi okulda okuyacağın belli oldu mu?" sorusu ile okul konusunda hiçbir şeyin belli olmadığı da su yüzüne çıkmıştı.

"Tam olarak hiçbir okul içime sinmediği için büyükanneme havale ettim, sen hangi okuldasın?" mesajını gönderip düşüncelere daldığımda çok geçmeden gelen "Ben Greenwork'teyim." cevabı bir süre duraklatmıştı beni.

RENKSİZ(Düzenleniyor)Where stories live. Discover now