BÖLÜM 5

8.7K 496 78
                                    

Ertesi sabah kalktığımda biraz karmaşık bir haldeydim. Dün yaşananlar kendimi tuhaf hissetmemi sağlıyordu. Tabi bir de bugün büyükannemle beni yeni okuluma kayıt ettirmeye gidecektik. Birde onun gerginliği vardı üzerimde.

Eski okulumda yaşadığım olayları hatırladıkça bir köşeye oturup dizlerimi karnıma çekmek ve öylece sonsuza kadar durmak istiyordum.

Bana her hakaret edişlerinde, itip kalktıklarında duygusuzluk maskemin ardına saklanmış ve kendimi biraz korumaya çalışmıştım. Ama okuldan sonra her eve gidişimde odamda bir köşeye çekilip saatlerce ağladığım günleri de unutmuş değildim.

Aklıma gelen anılar ve dün Christian'ın bana karşı olan tavrı ile birleşince bütün vücudumu bir kızgınlık kapladı ve ayaklarımı yere vura vura banyoya girdim.

Sakinleşmemi sağlayacağını umduğum soğuk duş beni daha sinirlendirirken duştan çıkmış ve bir süre yatağıma oturarak düşüncelere dalmıştım. Ah tabii bir de gerginliğimin nedenlerinden biriside Tim meselesi idi.

Kasabada ki tek renksiz olmadığım için içten içe sevinen tarafım ve ondan iliklerine kadar tırsan tarafım bir çatışma içerisindeydi.

O çocuk bana iticilik abidesi gibi gelirken aynı zamanda tuhaf bir çekim duymama sebep oluyordu. Ona yakın olduğum anlarda zihnen bir kaosa sürüklenmiş ve vücudumun değişik reaksiyonlar göstermişti. Ne olduğu ve ne olacağı konusunda en ufak bir fikrim yoktu.

Bornozumu çıkarıp iç çamaşırlarımı giydiğimde hayıflanarak dolabın karşısına geçtim ve kıyafetlerime şöyle bir göz attım.

Siyah *ne kadar şaşırtıcı* kısa eteğimi ve siyah thirtü üzerime geçirip odadan çıktığımda düşüncelerim birbirini kovalıyordu.

Yeni okul meselesi, Christian'ın tavrı, Tim, tek renksiz olmamam etrafında dönen düşüncelerim ile merdiven basamaklarını indiğimde büyükannemi mutfak kapısına yaslanmış bir halde bana bakarken bulmuştum.

Endişeli yüz ifadesi beni görünce dağılıp sıcacık bir gülümsemeye dönüştüğünde istemsizce bende gülümsedim ve büyükannemin peşinden mutfağa girdim.

Beraber sakince yaptığımız bir kahvaltı sonrası evden çıktığımızda çevredeki insanlara bakmadan yürüyordum. Bakışlarım siyah babetimden bir saniye olsun değişmezken okula gittikçe yaklaştığımız gerçeği ile nefeslerim sıklaşıyordu.

Yarın okula başlayacak olmam beni ölesiye korkutuyordu. Daniel'ın her daim benim yanımda olacağını bilsem de insanların bana olan tuhaf veya ezici bakışlarına artık gerçekten katlanabilir miydim hiçbir fikrim yoktu.

Kaldırabileceğimi umarak kolumu tutan büyükanneme döndüm ve bakışlarını takip ettim.

Koyu yeşil ve gri renklere boyanmış bir binaya bakıyordu. Üzerinde ki *greenwork lisesi* ile bakışırken büyükannem okula girdi ve yürümeye devam etti.

Okulun önünde tuhaf bir şekilde dikilip zaten yeterince çektiğim dikkat sayısını artırmamak amacıyla büyükannemin peşinden okulun bahçesine daldım. İki tane kocaman basketbol sahası, ve voleybol sahası benden takdiri alırken büyükannem binaya girmişti bile. Etrafı inceleme işini sonraya erteleyip büyükannemi kaybetmemek adına okula girdim.

*

Kaydı yapan sekreter görünümlü kadının bana olan bakışları ve isteksizliği ile kendimi dışarı atmıştım. Şu an okulun önünde ki kaldırımda oturmuş elimde ki artık siyah olan çakıl taşı ile oynuyordum.

Telefonumun mesaj sesi beni bu tuhaf depresyonik ruh halimden biraz kurtarırken telefonu elime aldım ve mesajı açtım.

Handsome Boy'dan gelen "Evde değil misiniz?" mesajı ile gülümseyerek hızla cevap yazdım.

RENKSİZ(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin