BÖLÜM 8

7.3K 398 73
                                    

Evimin önüne gelene kadar duraksamadan koştuğum için, karnımın sağ alt tarafına bir ağrı girmişti.

Büyük bir savaş olmuşta, ben büyük hasarla hayatta kalmışım gibi hissediyordum. Bacaklarım beni daha fazla taşıyamayacağından, zile uzanarak bastım. Kuş cıvıltıları etrafı sararken, zil sesine lanet ettim. Şuan ki ruh halim için cıvıldama değilde dramatik bir şeyler olabilirdi.

Büyükannem gülümseyerek kapıyı açtığında, araladığı kapıdan içeri sıvıştım. Yüzümü görmemiş olmasını diliyordum ama attığı çığlıktan çok geç olduğunu anladım.

"Büyükanne açıklayabilirim." dedim kendimi koltuğa atarak. Ardından, "Ama biraz ertelesek çok iyi olur." diye ekledim. Gözlerimi kapadıktan sonra, derin nefesler alarak koşmaktan yanmış akciğerlerimi rahatlatmaya çalıştım.

"Sky! Tanrım inanamıyorum! Ne yapmam gerekiyor? Canın acıyor mu? Hemen krem getiriyorum."

Gözlerimi dahi açmaya halim olmadığı için, kısaca başımı salladım. Kim demişti bana eve kadar koş diye!

Kalp atışlarım düzene girdiğinde, beynim bir bir olanları gözümün önüne getirdi. Sıçtığımın saçmalığını yapmış, ilk öpücüğümü sırf kendimi ispatlamak için aşık olduğum kişiye değilde başka birine vermiştim. Üstelik bu kişi Tim'di ve bunu Christian'ın önünde yapmıştım. Çok klişeydi kahretsin.

Ağladığımı büyükannemin pamukla yanaklarımdaki ıslaklıkları sildiğinde farkettim.

"Bebeyim, canın acıyor ama halledeceğiz şimdi."

Canım acıdığı için ağladığımı sanmıştı, itiraz da etmedim açıkçası. Büyükannem elindeki kremli olduğunu düşündüğüm pamuğu gözüme bastırdığında, kremin soğukluğuyla inledim. Günün sözü; lanet olsun.

"Her şeyi anlatmanı istiyorum Sky."

Gözlerimi kırpıştırarak açtıktan sonra, ayak ucumda oturan büyükanneme baktım. Onun daha rahat oturması için, toparlandığımda eliyle bacağıma dokundu ve açıklama beklediğini söylercesine yüzüme bakmaya başladı.

"Erkek kavgasına karışmış bulunmaktayım. Ve ayrıca sert bir yumruk yemekten de kurtulamadım."

"Şikayetçi oldun değil mi?" Büyükannem bana endişeyle baktığı sıralarda, güldüm. En iyi arkadaşımı, bana yanlışlıkla yumruk attığı için şikayet etsem komik olurdu.

"Yanlışlıkla oldu. Ve şu işe bak ki hayattayım büyükanne. O yüzden yaşamsal faaliyetlerimi gerçekleştirmek, yani beslenmek istiyorum." Dengesiz ruh halimi aktif hale getirmiştim. Bir kaç gün evden çıkmasam iyi ederdim. Yüzüm de yoktu zaten.

"Biyoloji dersini dinlemen ne kadar da hoş." Büyükannem alayla güldüğünde, yavaşça yattığım yerde doğruldum.

"İlk günden ders işledi kadın." dedim mızmızlanarak ve banyoya doğru yürümeye başladım.

Tam aynanın önüne geldiğimde gözlerimi sıkıca yumdum ve kendimi görüntüme hazırladım. Ardından gözlerimi açarak aynadaki yansımama baktım.

Aynadaki kızın mavi gözlerinin çevresinde morluklar vardı ve elmacık kemikleri kırmızı ve mavi bir hal almıştı. Parmaklarımı hasarlı yerlerin üzerinde gezdirdikten sonra, homurdandım. Kötü gözüküyordum ve kesinlikle bir savaş gazisiydim. Ruhsal ve bedensel bir savaşta bulunmuş bir gazi hemde.

Fiziksel hasarlarım birkaç haftaya geçerdi ama içinde bulunduğum bu durumun etkisini üzerimden atmam zor olacağa benziyordu. Küçük duruma düşmüştüm bir kere bunu nasıl düzeltebilirdim ki.

RENKSİZ(Düzenleniyor)Where stories live. Discover now