19

8.4K 305 3
                                    

Gene sessiz usulca güneş doğmadan gel.
Gene sessiz yavaşça uyandırmadan gel.

Pişmanlık kırıntıları ardında bıraktığı adamı darmadağın ediyordu.
Bulut sayamadigi bilmem kaçıncı bardaktan sonra koltukta sızıyor sabah iğrenç bir baş ağrısıyla günü zehir ediyordu şirkette. Tek bir yanlışa tahammülü yoktu. Tek bir hadsizliğe tek bir kusura..

Telefonu çaldı. Sabahın ilk ışıkları koltuğun üzerinde yarı çıplak yatan adamın üzerinde duruyordu.

"Ne var?" Diye açtı telefonu. Kaba bir adamdı evet! Ama suan eskisinden 10 kat daha fazla.

"Kerim ben Bulut bey. Damla hanım ile ilgili bir gelisme meydana geldi. Ispanyadan ayrılıp Italyaya uçmuş sabah. Ve Bora beyde Turkiyeye döndü. Bora beyin Parmağında yüzük olmamasini soran gazetecilere ayrılık haberi vermis ve Ispanyaya gitme nedenleri sallantıdaki iliskilerini düzene sokmak olduğunu ama yapamadıklarini açıklamış " dedi.

"Damla nerede ne yapıyor bilgi istiyorum. Ayrıca Italyaya koruma ekibi gönder kaldığı semtte gittiği her yerde korunsun" dedi.

Ağır adımları onu dusa götürdü ve sonra şirkete yeni bir günü zehir etmeye.

Akşam üzeri iş çıkışı daha fazla dayanamadı ve bir uçak bileti ayarladı. Kesinlikle bu acı onu felaketlere sürükleyecekti. Hem kendisine hemde Damlaya bir özür borcu vardı. Elbette açılan yaralar bir özürle telafi edilemezdi ama bir şeyler icin başlangıç olabilirdi.

Evlenmek onun fıtratında yoktu. Evlilik teklifi bir kez kötü sonuçlar doğurmuştu. Aslıya 3 ay yalvarmak zorunda kalmış ve sonunda ikna etmişti. Gönülsüz olduğunu bile bile o kadinla aynı yastığa baş koymuştu senelerce. O zamanlar toy bir oğlan çocuğundan başka bişey değildi. Gönlünde bir hatun yatıyordu evet ama son zamanlarda farkındaydı ki bu aslı değildi. Karşılıksız sevdiginin neler getirdiğini en iyi Bulut biliyordu zaten. Damlayada aynısı olmamışmıydı sanki...

Damla ise Bulut ile beraber gittikleri Tura gelmisti. Onu burada yad ediyor ve hafızasından siliyordu. Adı gibi emindi ki Bulut suan kendisinden başkasını düşünmüyordu. Son aramasının üzerinden sadece 4 saat geçmişti.

Bir tescilliye göre oldukça cesur biriydi ..

Siyah gözlükleri ile Damlayı takip ediyor ve yalnız bir kuşu avlayan avcı gibi hissediyordu. Ne tabirdir ki suan aslında tamda onu yapıyordu.
Italyada havalar yağmurlu olduğu için sarı bir yağmurluk ve beyaz bir şemsiyesi vardı kadının.

Elinde yağmurda ıslanmış olan gülü şemsiyeli bankta oturan kadınına uzattı. Çok gecmeden bakışları cakıştı. Bu bakışlarda kırgınlık vardı ama en çok özlem yakaladı bulut.

"Güllerden nefret ederim " dedi. Bir zamanlar ediyordu evet ama nedense Bulut onaher geldiğinde özellikle gül getiriyordu. Kimi zaman en kırmızısını kimi zaman ise kar beyazını.

"Biliyorum" dedi adam. Elbette Gülden nefret ediyordu. Bunu ona ilk gül aldığında fark etmişti. Zor olmuştu onun yüz hatlarına göre hareket edip anlaması ama sonunda bu kanaate varmıştı. Inatla ona gül getiriyordu. Bir şeyi gözüne soktuklarında sevdiğini ailesinden öğrenmişti . Son oyunlarında Damlada oldukça gözüne girmişti zaten.

"Israrla almaya devam etmene gerek yok ozaman " dedi.
"Neden buradasın? Farkında değilsin diye söylüyorum senin hakaret dolu cümlelerinden kaçıp buralara geldim. Bu ne hadsizlik?"

"Damla .... ben söylediklerimde ciddi değildim. Sadece seni o adamla yakın görünce kendime engel olamadım" dedi

Damla daha fazla dayanamadı bu kokuya. Tanrım sevdiği adam bukadar güzel kokarken nasıl unutabilirdi ki onu? Ne kadarzaman olmuştu gömleğinin altındaki kaslara dokunmayalı? Özlemişti bedeni bu adamı.

Kalkıp parkın içinde tur atmaya başladı. Oturursa düşünceleri onu yanıltacaktı.

" Beni dinle" dedi elindeki parmaklara bakarken. Elini tutuyordu Bulut.

"Neyi dinleyeceğim?" Dedi

"Kabul ettim Damla." Dedi sessizce. "Seni sevdiğimi kabul ettim"

Merhabalar. Mesajlarda bir kaç kelime konuştuğum arkadaşlarımdan bildiğim kadarıyla herkes hikayeden memnun. Elbette kitap harikulade bir kitap değil. Tam olarak bir kitapta değil. Sadece karalıyorum. Beğeni dolu yorum ve mesajlara teşekkür ederim. Söylemek istediğim bana sormak istediklerinizi mesajla sorun yoruma yazmıyorum. Iyi okumalar. Umarım beğenmişsinizdir

LISTEN TO THE RAINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin