12

9.9K 291 12
                                    

Bulutu yolcu ettiğim 3 günün ardından evde pinekleyip kendimce takılıyordum. Ricardo denen eski patron bozuntusu kapımda bitiyor ve benden hesap soruyordu. Anlaşmanın 2 katını ödeyen Buluta kızsamda beni sahiplenmesi hoşuma gidiyordu.
Babamdan gelen bir maille burdan dönüşte evde kalmaya karar verdim. Zaten Silivrideki evim fazla uzaktı şehirden. Bulutu az görecektim.
Bulut 3 gündür mail atıp hemen oraya gitmezsem karşısına çıkan ilk kızı yatağına atmakla tehtit ediyor ve ben böyle birşey yaparsa temelli gelmeyeceğimi söyleyip onu caydırıyorum bu fikirden.
Sonunda biletimi alıp hazırlık yapmaya başlamıştım. Hediyeler tamamdı ve sanırım buraya gelirken 1 bavulla gelmiştim ama dönerken kesinlikle 3 büyük 2 orta olmak üzere sırt cantasi dahil 6. Cantayla dönüyorum.

Uçağa binip Istanbula Yeşilköye kadar yattım. Babamın beni karşılamasını beklemesemde beni buraya getiren lanet adamın yerini merak ettim.

"Bulut nerde?" Diye sordum.

"Bulut mu gelecekti?" Dedi.

"Hayir konuşmadık ama biletimi aldığımdan haberi vardı. " diye mirildandim.

"Gününü söyledin mi ?"

"Hatırlamıyorum. Neyse sen çantalarla eve git bende ona bakayım?" Dedim.

Babam keyifsiz bir şekilde yanımdan ayrilirken bende aptal kafamin neden buluta haber vermede. Buraya geldiğini düşündüm. Ani bir kararla Bulutun şirketine gitmek için taksiye bindim.

Telefonumda Ricardodan gelen 2 mesaj vardı ve kesinlikle onu yüz üstü bıraktığım için beni hayıflayan mesajlardı.

Koca binanin önünde durunca hemen indim. Onsuz geçen bilmem kaç günde özlemiştim. Nedense yalnızlığıma yoldaş olmuştu. Benim istediğim sadece biri değildi .. benimle beraber yalnız olacak benimleyken mutlu olacak ve biz olabilecek bir kişiydi. BULUT sert Mizaçlı biriydi. Kesinlikle ulaşılmaz bir tavrı vardı ve bazen soğuktu.

Onu ilk gördüğümde de nedense elmacık kemiklerini sevmiştim. Beraberken hep dudaklarımın dokunduğu yer orasıydı.

Ofisten içeri adım atar atmaz Bulutun odasına yöneldim.

"Merhaba Damla" dedi Selda.

"Selam. Bulut içeride mi?" Diye sordum.

"Evet kendisi müstakbel eşi Seda Hanım ile beraber kahve içiyor " dedi.

Müstakbel eşi? Haha şaka!

"Bulut evleniyor mu?" Dedim cılız çıkan sesimle.

"Evet ama duyduğum kadariyla mantık evliliğiymiş Tulin hanıma boşandıkları takdirde hiç bir mal mül talep edilemez dedi"
Sonra yanıma yaklaştı ve kulağıma fısıldadı.

"Seda Hanım hamileymiş anlaşmada çocuğa sadece %11 hisse düşüyor " dedi.

Duyduklarım karşısında yıkılırken adım atamaz hale geldim. Ellerim duyduklarım karşısında titrerken kendimi 2.kez terk edilmiş gibi hissettim.

Silivri'deki evime doğru yol alırken babama haftaya geri geleceğimi söyledim.

Bulutun nişan meselesini herkes biliyordu. Bütün dünya bundan haberdardı bende Selda olmasa öğrenemeyecektim. Selda boş boğaz biriydi. Yakınlık gördüğü herkese anlatırdı.

Eve adım atıp oturdum tozlu çarşaflara.

Gülleri bana sevdiren kırmızı rengiydi. Demiştim ona. Alper hemen gidip bir demet alıp gelmişti.

Aynı cümleyi Buluta söylediğinde bana Hic bir kırmızı senin dudakların kadar güzel olamaz. Hiç bir kokuda senin kokunun yanından geçemez demişti.
Ben ikisini karşılaştırmayı o zaman bıraktım.

Elimdeki telefon çaldı. Ekranda adı var.

"Efendim" dedim ağlamaklı bir sesle.

"Ofisime gelmişsin" dedi. Ne Bekliyordum. Özür mü?

"Ve geri döndüm " dedim.

"Bilmediğin birsey var Damla" dedi. Telefonda sesi gayet hoş geliyordu.

"Öğrendim" dedim.

"Onun dışında " dedi .

Ne diye soramadım. Belkide sormak istemedim.

Derin bir nefes aldı.

"Seni özlediğimi biliyor musun?" Dedi

Hayır

Ses yok.

"Sesinide özledim Damla. " dedi.

Yalancı..

Ses yok.

"Kokunuda özledim. Ve dudaklarını" diye devam etti.

Devam etme.!

"Beni yanlış tanıdın Bulut. Ben Nişanlısı tarafından aldatılmiş biriyim. Ben birine deli gibi asikken biris benin olani benden alıyordu ve bu benim canımı yakıyordu. Şimdi sen evleniyorsun. Ve bende senden hoşlanıyorum diye sana metreslik yapacak değilim. Mümkünse burda bırakalım " dedim.

"Seni istiyorum " dedi son kez.

"Bende seni " diyebildim. "Ama bu gece son isteyişim" diyip telefonu kapattım. Hemen. Ardından zil çaldı.

Kapıda duran adam az önceki adam.

"Bu gece son kez ise bence bırakmadan önce ..canın cehenneme lanet kadın odan hala ayni yerdemi" dedi beni kucağına alırken.

Onun kokusuyla merdivenlerden çıkarken son kez aynalara baktım. Bu bizin böyle son kezimizdi.

LISTEN TO THE RAINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin