41

1.6K 126 84
                                    

Arat Emirzahoğlu;

"Cevap B!" Araz sabır çekti sinirle.

"Nah B! C ile E'nin arası!"

"Lan alakası yok soruyla şıkların!" Yüzüme baktı ayıplarcasına.

"Sen taktik bilmiyorsun, C ile E'nin arasında ne var? D var! Yani cevap D!" Alp girdi araya bu sefer.

"Hayır! Yanlış taktik biliyorsun abi!" Test kitabını önüne çekti.

"Bak böyle, Allah'ım sen yardım et!"

Ya sabır!

Araz, ensesine vurdu Alp'in.

"Sen mi yaptın bunu şimdi?!" Başını sallayınca siktir lan bakışı attı.

"Allah yardım etti! Enayi!"

"Sizin ben çalışma şeklinize tüküreyim!" Dedi Uğur. Üçümüzde anında ona döndük. Annem yukarıda kavga ediyoruz diye bizi buraya davet etmişti ders çalışırken.

Yine kavga ediyoruz.

Uğur'da bize nispet yapar gibi yanımızda telefonla uğraşıyordu, şu an yaptığı gibi arada bir bulaşıyordu da.

"Sen sus lan adalet terazisi!" Dedi Araz.

Ayağa kalktı hızla.

"Anne! Araz'a bir şey söyler misin?!" Diyerek salondan çıkınca güldük.

Artık bize laf yetiştiremeyince anneme şikayet etmeye başlamıştı.

Kapı çaldı, bir süre boyunca açılmayınca üçümüzde birbirimize baktık.

Ee? Kim açacaktı?

Kimse açmayınca kapı çalmaya devam etti.

"Alp, hadi abisi!" Dedi Araz, sırıttım ve Alp'e döndüm.

"Bana ne ya! Gidin siz açın!"

"Hadi biz bunları mutfağa götürüyoruz, sen kapıyı aç!" Dedim elime bardakları alırken.

"Ha mutfağa gidin ama kapıyı açmayın!" Dedi homurdanarak kalkarken.

Salondan çıkınca gülerek konuştu Araz.

"Ne demişler?! Evin küçüğü olacağına kapıdaki it ol daha iyi!" Güldüm dediğine.

Abi terörüyüz yemin ederim!

Biz mutfağa girip elimizdekileri bıraktık, mutfaktan çıkacakken Arslan abimin sesini duyduk.

"Arat'lar nerede?" Hızla mutfaktan çıkıp kapıya koştuk.

"Abi! Geldin mi..." yanındaki Ihtiyar'la gözlerimiz irileşti. Yüzünün belirli yerlerinde yaralar vardı. Eli de sargıdaydı.

Hızla sarıldık sıkıca.

"Çok özledik seni!"

"Bende sizi çok özledim..." başımı kaldırıp abime baktım minnetle. Gülümsedi genişçe.

İyi ki vardı, iyi ki bizim abimizdi...

"Öyle işte ama çokta etkileri yoktu, daha yumruk atmayı bilmiyorlar." Dedi İhtiyar. Araz yan yan baktı.

"Belli, bayağı bilmiyorlarmış." Güldük hep birlikte. İhtiyar ters ters baktı Araz'a.

"Çalışıyor musunuz lan siz derslere?!"

"Evet." Dedim hızla.

"Ya ne eveti?! Allah'tan yardım dileniyorlar doğru şıkkı bulmak için! Allah'ım sen yardım et diyorlar!" Dedi Uğur bizi taklit ederek.

"En azından çabalıyoruz!" Dedim sinirle.

"Büyük sınavda da C ile E arasından kalıp D'yi işaretlersiniz artık!" Dediğinde dayanamayıp yanımdaki yastığı fırlattım.

Salak ya!

"Cidden böyle mi yapıyorsunuz oğlum siz?" Dedi babam.

"Bunların hepsi bir taktik! Sallamasyon değil! Tutuyor arada bir!" Dedi Araz.

"Ha tutuyor ama arada bir? Tutanlar tamam, tutmayanlar?"

"Onları hallederiz, ne var onda?"

"Onlarda da dara düşünce Allah'tan yardım isteyecekler!" Dedi gülerek Uğur. Araz ayağa kalkınca koşarak çıktı salondan.

İhtiyar'da yanımızdaydı.

Koskocaman ailemiz vardı artık.

Hayallerimize bir adımdan daha yakındık...

UĞURU TOPLANIP DÖVELİM Mİİ

TAKTİKLERİMİZLE DALGA GEÇİYOR YİAA

MFÖDÖFÖDÖFÖDÖDÖ

ÖPTÜM SİZİ

HAMSİLİ VE LEVREKLİ RÜYALAR

𝘈𝘳𝘢𝘻 𝘐̇𝘭𝘦 𝘈𝘳𝘢𝘵 (𝘎𝘦𝘳𝘤̧𝘦𝘬 𝘈𝘪𝘭𝘦𝘮)  ✅Where stories live. Discover now