21

3.1K 234 84
                                    

Arat Emirzahoğlu;

Evde annem, ben ve Araz tektik. Diğer herkes sabah işine gitmişti, Alp ise dershaneye gitmişti.

Biz üçümüz sohbet ederken kapı çalmıştı. Annem kalkacakken izin vermeyip çıktım salondan ve kapıya ilerledim.

Kapıyı açtığımda içeriye babam, Arslan abim ve Onur girmişti. Yüz ifadeleri değişikti, sinirliler miydi, üzgünler miydi anlamadım.

Hepsi salona geçince bende hızlıca kapıyı kapatıp peşlerinden salona geçtim. Üçü de teker teker koltuklara oturdu.

Bir şey olmuştu.

Araz'ın yanına oturdum.

Üçü de bize bakıyordu.

Annem de bir şeyler olduğunu anlamıştı.

"Turan? Bir şey mi oldu?" Babam gözlerini kapattı bir süre, sonra bize döndü. Gözlerinde bir sürü duygu vardı.

"Neden bize söylemediniz?" Dediğinde Araz'ın kaşları çatılmıştı,

"Neyi?"

"O adamdan yıllarca şiddet gördüğünüzü!" Dediğinde ikimizde donup kalmıştık. Nereden öğrenmişlerdi ki?

"Nereden öğrendiniz?" Dedi Araz.

"Sorgu sayesinde Araz, senin bir kaç kez dediğin yıllarcaymış. Adnan, sorgu da her şeyi sırıtarak anlattı!" Sertçe yutkundum. Onur'la göz göze geldik. Gözlerinde pişmanlık vardı. Hızla gözlerimi kaçırdım.

İnsanların bize bu yüzden pişmanlık duymalarını istemiyordum.

"Ne yapsaydık? Geldiğimiz gün tüm yaşadıklarımızı harfi harfine anlatsa mıydık?" Araz'ın dedikleriyle babam sabır çekti.

"En azından daha sonra sadece üçümüz bu konuyu konuşabilirdik Araz! Oğullarımın geçmişini o şerefsizden öğrenmezdim en azından!"

"Kolay değil... Bir anda size geçmişimizi anlatmak öyle kolay değil. Yaşamadan bilemezsiniz."dedim. Onur bize bir bakış atıp sertçe yutkundu ve hızla çıktı salondan.

"Oğlum... Yaşadıklarınız kolay şeyler değil zaten, ona diyecek bir kelimem bile yok. Sadece anlatmanızı beklerdim ama bir yandan siz de haklısınız. Benim gibi hâlâ özür dilemeye yüzü olmayan adama anlatmazsınız tabii ki de. O gün söylediğim geri dönüşü olmayan laflardan dolayı çok ama çok özür dilerim sizden. Affetmezseniz anlarım, çünkü affedilecek bir baba değilim..." dedi dolu gözlerle. Hızla kalkıp o da çıktı salondan.

İkimizde sustuk sadece, annem hâlâ şiddet gördüğümüzü yedirememişti...

Arkadaşını, abini, kardeşini ağlarken görürsün. Onun yanında durur ona teselli verirsin.

Annen ağlar, onunla üzülür yanında durursun.

Ama babanın dolu gözlerini bile görmek yıkılmana sebeptir. Gördüğün an sarsılırsın...

İhtiyar zamanında bunları derken anlamazdık Araz'la, çünkü Adnan'da o baba hissini bilmezdik...

Ama şimdi babamı böyle görmek bizi sarsmıştı...

Tamam, bize hatası oldu. Geç özür diledi ama bu kısa sürede bile bize o babalık hissini hissettirmişti demek ki...

O dağ gibi görünüşüne bu dolu gözlerini yakıştıramamıştık...

Yemek masasında ölüm sessizliği vardı. Herkes yemek yemekten başka bir şey yapmıyordu. Ki o yediğimiz yemekte boğazımızda takılı kalıyordu. Yalın ve Uğur herkeste gözlerini gezdirmişti. Olanları bilmiyorlardı tabii.

"Anne? Baba? İyi misiniz? Ne bu sessizlik?" Dedi Yalın. Cevap gelmeyince Uğur alayla güldü.

"Ya biz boşuna mı dedik bu çocuklar yine huzurumuzu bozacak diye?!" Araz'la ben cevap vermeyi bırak yüzlerine bile bakmaya tenezzül etmemiştik.

Arslan abim cevap verecekken Onur ondan önce davranmıştı.

"Sus Uğur!" Uğur şaşkınlıkla kala kalmıştı.

"Abi seni de mi oyuncak ettiler gerçekten?!"

"Uğur kes sesini dedim! Kimse bugün iyi değil! Yemeğine dön! İkinizden de çıt duymayacağım!" Dediğinde sus pus olmuş, yemeklerine dönmüşlerdi.

Onur bile acımıştı bize bu konudan dolayı...

Acınacak halimiz vardı işte...

İLK ÖNCELİKLE SELAMM BEBİTOLARIMMM

ANİ BİR KARARLA DIŞARI ÇIKTIK O YÜZDEN BÖLÜM BU KADAR GEÇ GELDİ AMA BU HAFTANIN PAZAR GÜNÜNDEN SONRA BAYRAM GÜNLERİ HARİÇ ZOR DURUMDA KALMADIĞIM SÜRECE BÖLÜMLERİ AKSATACAĞIMI DÜŞÜNMÜYORUMMMM

8,72K OLMUŞUZZZ🥹🥹🥹🥹🥹🥳🥳🥳🥳

İYİ Kİ VARSINIZZZZ

SAHURDA YORUMLARDA GÖRÜŞÜRÜZZ

HAMSİLİ RÜYALARRR🐟🐟🐟🐟🐟🐟🐟

𝘈𝘳𝘢𝘻 𝘐̇𝘭𝘦 𝘈𝘳𝘢𝘵 (𝘎𝘦𝘳𝘤̧𝘦𝘬 𝘈𝘪𝘭𝘦𝘮)  ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin