11

2.5K 172 19
                                    

Arat Emirzahoğlu;

Tavlayı kapattım, sonra dedemin koluna baktım çatık kaşlarla.

"O ne dede?" Kolunu kaldırınca hızla kolunun altına sıkıştırdım tavlayı.

"Uy seni palamut!" Herkes lakabına gülerken bende kıkırdamıştım. Yan taraftaki masada Tufan amcamın oğlu Can'la bilek güreşi yapan Araz, dedemin bana ithafen dediğiyle kahkaha atmıştı istemsizce ve eli yana düşmüştü.

"Ya abi!" Dedi Can gülerken. Dakikalardır direndiği ikisinin de kızarmış yüzlerinden ve ellerinde çıkan parmak izlerinden belli oluyordu. Babam, burukça gülümseyerek Araz'ın gülüşünü izliyordu.

Bizi çok kırmıştı ama farkındaydı. Neden hâlâ özür dilemedi bilmiyorum ama yakında dileyecek sanırım...

Araz'ın bilek güreşinde iyi olduğunu öğrenen Kaan abi [Tufan amcasının büyük oğlu] Araz'la birlikte masaya geçmiş ve bilek güreşine başlamışlardı.

Bütün herkes oturmuş ikisini izliyorduk. Kaan abinin kol kası maşallah bir kırk santimetre vardı, aslında Arslan abimin de ondan aşağı kalır yanı yoktu yani. Kaç dakika oldu bilmiyorum ama bayağıdır direniyorlardı.

Bir anda Kaan abi son hamleyi yapmış, Araz'ın bileğini yatırmıştı masaya sertçe.

"Lan Kaan abi! Oha!" Araz'ın dediğiyle Arslan abinin içtiği kahve boğazında kalmıştı ve öksürmeye başlamıştı. Babam, Arslan abime bakarak sırıttı ve sertçe sırtına vurmaya başladı.

"Kalk lan!" Dedi Arslan abim, Kaan abiye. Kaan abi kalkınca Arslan abim oturdu ve dirseğini masaya dayayıp Araz'a elini uzattı. Araz, hızla elini kavrayıp sıkmaya başladı. Artık ikiside öyle bir hırslanmıştı ki sadece birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı.

Tam o sırada bir ses duyuldu.

"Ah! Hassiktir!"

"Acıyor mu dedim eline bakarken."

"Hayır." İşaret ve orta parmağı çatlamıştı... Arslan abim, yanımıza yaklaştı. Araz ters ters bakıp gözlerini devirdi. Yanımıza oturunca Araz uzaklaştı. Bu hareketine amcamlar gülerken Arslan abim kaşlarını çatmıştı.

"Kusura bakma ya." Araz şaşkın gözlerle Arslan abime döndü.

"İki tane parmağımı çatlattın, sonra da kusura bakma ya mı?!"

"Ya oğlum hırsla oldu işte!" Değişik değişik baktı Arslan abime.

"Sen burada hırsla parmak çatlatıyorsan Allah bilir dağda neler yapıyorsundur!" Arslan abim sırıttı psikopatça.

"Sırıtıyor birde!" Babaannem elindeki tabağı masaya bırakınca annem yanımıza geldi.

Araz'la beni kaldırıp masaya yöneltti. Ailecek masaya oturunca aramızda oturan annem tabaklarımızı doldurmaya başladı. Araz'ın karşısına oturan Arslan abi hâlâ sırıtarak bakıyordu. Araz sabır çekip sol eliyle suyunu içti.

Araz önündeki dolu tabağı sol eliyle yemeğe çalışmıştı. Olmayınca annem hızla elindeki çatalı alıp yedirmeye başladı. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

Bu çocuğa buraya geldiğimizden beri hep birileri yediriyor.

Araz bana döndü hızla.

"Umarım o düşündüğün şey için kendini sıkmıyorsundur Arat!" Dediğinde ciddileştim ne kadar ciddileşebildiysem. Başımı kaldırıp Araz'a baktım.

"Anlamadım?" Sesim gülecek gibi çıkınca kaşları çatıldı. Diğer herkes bizi anlamadığı için arada bir bize bakıp yemeklerini yiyorlardı.

Bana gözlerini devirip önüne döndü, bende yemeğimi yemeye devam ettim.

Artık mutluydu, eskisi kadar ifadesiz değildi.

Onun bu halini görünce içimdeki ölen kelebekler tekrardan canlanmaya başlıyordu.

Onun mutluluğu bana can veriyordu...

İLK ÖNCELİKLE BÖLÜM ARASINI UZATTIĞIM İÇİN ÖZÜR DİLİYORUMM

BİR KAÇ GÜNLÜĞÜNE YATILI MİSAFİRLERİMİZ VARR

O YÜZDEN BU KADAR GECİKTİİ

AKŞAM BÖLÜM ATABİLİR MİYİM BİLMİYORUM AMA GECE ATABİLİRİM SANIRIM

2,84K OLMUŞUZZZ🥳🥳🥳🥳🥳🥳🥳🥳🥳🥳🥳

HEPİNİZE TEKRARDAN VE BOLCA TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM

AYNI ZAMANDA ARAZ ETİKETİNDE 1. ARAT ETİKETİNDE 2. OLMUŞUZZ

SİZLERİ ÇOK SEVİYORUMMMM

İYİ Kİ VARSINIZZ🥹🥹🥹🥹

𝘈𝘳𝘢𝘻 𝘐̇𝘭𝘦 𝘈𝘳𝘢𝘵 (𝘎𝘦𝘳𝘤̧𝘦𝘬 𝘈𝘪𝘭𝘦𝘮)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin