"Biraz hak ettiniz de... Bu kadarına gerek yokmuş cidden. Sana vurmadı mı?" dedi Serhat Abi.

"Öyle bir şey yapamaz abi. Bana ne yaparsa yapsın boynum kıldan ince. İstiyorsa gelsin yatırsın bir daha dövsün hatta çeksin vursun. Laf edersem en adi şerefsizim. Kardeşi olması umrumda bile değil, benim sevdiğime zarar vermek için el değdirenin elini kırarım." dedi Baran sert bir sesle.

Bunu söylediğin için bazen kendime iki tane tokat atmak istiyordum ama beni bu kadar sahiplenmesi deli gibi hoşuma gidiyordu. İnsanların yanında olmasaydık şimdiye kucağındaydım.

Serhat Abi başını salladı.
"Hakkın var koçum. Aşk bu başka bir şeye benzemez. Ha bana sorarsan anlık bir gazla veya kontrolden çıkmış öfkeyle her ne kadar Karaca'nın üzerine yürümüş bile olsa ben Karaca'ya asla vuracağını düşünmüyorum. Tasvip etmiyorum ama belki ittirir belki korkuturdu ama Fırat gerçekten hayatta en çok Karaca'yı seviyor muhtemelen."

"Muhtemelen değil. En çok onu seviyor tabii abi. Kendi ağzıyla dedi." Oturuşunu düzeltti Baran. "Normal aklıyla zaten Karaca'ya ne olursa olsun vurmaz. O an sinirlendiğinde de zaten üstüne yürüdü de ne yapacağını görmeye fırsat bırakamazdım."

Abimin beni bu hayatta herkesten daha çok sevdiğini kendi ağzından duymamıştım ama hareketlerinden belli ediyordu. Her ne kadar tam anlamıyla öküz olsa da...

"Abimin Baran'a kızgın olduğuna eminiz ama bence bana kızgın değil. Kırgın. Aklında muhtemelen Baran'ın bana yanaşmasına kızdı, benimse ona asla söylememe." diye mırıldandım.

Kıyaslamak için de demiyordum asla ama kırgınlığı tamir etmek kızgınlığı tamir etmekten gerçekten daha zordu. Bir şekilde Baran'dan hırsını çıkarmıştı ama bana hiçbir zaman hırslanmamıştı bile. Bunda beni çok sevmesinin etkisi vardı elbette.

"Gidip konuşalım mı? Yardımcı olalım mı yani?" dedi Esra yenge.

"Yok yenge sağ olasın." İç çekti Baran. "Ne yapacağımızı biz bile kestiremiyoruz. Fırat kincidir biliyorsunuz. Affeder mi bizi bilmiyorum."

"Gidin anlatın."

"Yarın yanına gitmeyi düşünüyorum. Karaca'yla beraber gidersek daha çok sinirlenebilir. Benden önce Karaca giderse her ne kadar çok az bir ihtimal olsa da belki kendini kaybedebilir. Ben önceden gidip biraz durumuna bakmalıyım."

"Ben de gelmek istiyorum." dedim hızlıca.

Baran bana dönüp gülümsedi.
"Ben istemez miyim seni abine götürmeyi? Biraz sinirinden emin olayım söz bensiz götürürüm seni."

Öyle tatlı bir sesle söyledi ki yapacak başka bir şey olmadığından başımı salladım.

Serhat Abi ve yengem bir süre daha bizimle oturup sohbet etti. Her şeyden emin olduktan sonra Baran abimin yanından ayrıldıktan sonra onlara gitmemiz şartıyla ayrıldılar konaktan.

Geç olan saatle birlikte ikimiz de uyumaya gittik.

————

Yazardan,

Baran belindeki kemeri düzeltip emniyet kemerini taktıktan sonra etrafa bakınarak kalabalık sokaktan ayrıldı. Eğer yolda birisiyle sohbet etmek zorunda kalırsa Fırat'a daha çok geç kalabilirdi bu yüzden ayıp olmasın diye bazılarına korna çalarken bazılarının yanından tekerleklerinin devinimini arttırarak ilerledi. Anayola indiğinde bile kafasında bir konuşma planı yoktu. Duruma göre davranıp duruma göre konuşacaktı.

Nazende (bxb)Where stories live. Discover now