kırk bir

5.1K 606 130
                                    

"Benim asabımı bozma bak Songül!"

Yengem diğer yengeme bağırdında olduğum yerde kalakalırken dışarıya nasıl çıkacağımı bilemeden ve biraz da olayın heyecanıyla başımı kaldırdım hızlıca.

"Bozsana bir Allah'ın aşkına!"

Bağırışları arttığında diğerleri de avluya dökülmüştü. Konakta zaten her gün ufak tefek tartışmalar oluyordu ister istemez. Sonuçta çok kalabalıktık ve herkes herkesle anlaşacak diye bir şey yoktu.

"Yav susun! Anam duyacak şimdi, ne oluyor size?"

"Sen onu gelinine sor Ayfer Hanım!" yengem aşırı sinirli bir şekilde konuşmaya devam ettiğinde gerçekten birbirlerini dövebileceklerini düşündüğüm anda annem birden odasından çıktı.

"Anne dur! Ne olur dur!"

"Karaca bırak, birbirlerini yiyecekler."

"Anne ne olur yesinler, bırak da izleyeyim!"

"Saçmalama!" diye kızdı bana.

Eğer annem bir tartışmanın içine girdiyse kesinlikle o tartışma duracaktı bu yüzden sıkıntıyla oflayıp konaktan çıktım.

"Aman iki kavga dinlemeyeyim! Of!" diye sitem ederken arabaya bindim.

Bugün Faruk Bey'in ofisine gidecektim. Birlikte birkaç davayı incelememiz lazımdı. Evde durmak istemediğimden ben teklif etmiştim daha doğrusu.

Ofisini konumdan takip edip indikten sonra arabayı park edip ofisten içeriye girdim. İçerisi genişti ve kendisi dışında iki avukat daha olduğundan birkaç odadan fazla oda vardı. Onun odasına alınmadan önce etrafıma bakınırken benim yaşlarımda bir çocukla göz göze geldik. Kabalık olmasın diye hafifçe gülümsediğimde yüzünde kocaman bir gülümseme peyda olmuştu.

"Merhaba! Karaca sen misin?" dedi.

İsmimi tam olarak nereden bildiğini bilmediğim için kaşlarımı kaldırsam da başımı salladım.

"Evet."

"Faruk Abi seni bekliyordu. Birazdan gelecek."

"Teşekkür ederim."

Yaslandığı duvardan ayrılıp yanıma geldiğinde onu inceledim. Boyu benden birkaç santim kısaydı. Çok heyecanlı duruyordu. Gözleri parıl parıl parlıyordu. Üzerinde açık mavi bir gömlek ve altında siyah pantolon vardı.

"Sen gelmeden önce biraz seni araştırdım. Yani beraber çalışacağımız için en azından ismini falan bileyim istedim."

Gülümsedim.
"Senin adın?"

"Tufan."

"Memnun oldum."

"Ben de!"

Eliyle kapılardan birisini gösterdi.
"Burada Faruk Abi'nin yardımcı avukatlarından birisi çalışıyor, diğerinde de diğeri. Bizim için bu odayı ayırmışlar. Belirli günlerde geliyorum ben. Faruk Abi benim babamın en yakın arkadaşlarından biri."

Uzun uzun bir şeyler anlatmaya devam ettiğinde hepsini dinledim. Kendime çok yakın hissetmiştim çünkü ben de bazen bilinçsizce kendim hakkında yeni tanıdığım insanlara aynen bu saflıkla bir şeyler anlatıyordum.

Faruk Bey geldiğinde önce benimle özel olarak konuştu. İş konusunda hep yardımcı olacağını söyledi. Sonra da bize öylesine bir dosya verdi. Bu bugünü tamamen boş geçirmeyelim diyeydi sanırım.

O gün gerçekten iş benim için çok hızlı geçmişti. Tufan'la o kadar çok konuşuyorduk ki iş adına maalesef pek bir şey yapamamıştık ama çok eğlenceli geçmişti günüm. Eve gideceğimiz zaman onu bırakmayı teklif etmiştim ama Faruk Bey'in bıraktığını söyleyerek reddetmişti. Çok kibar ve biraz patavatsızdı. Yine de onu sevmiştim.

Nazende (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin