otuz iki

7.9K 647 138
                                    

Gözlerimi rahatsızlıkla zar zor araladığımda elimi gözlerime götürüp ovuşturdum. Tam indireceğim sırada elime bulaşan rimeli görmek sessiz bir çığlık atmama sebep olmuştu.

"Of ya of!"

Makyajla ne zaman uyusam ertesi gün cildim bok gibi oluyordu. Ayağa kalktım. Her yerim ağrıyordu geceden beri. Sürekli pistte dans etmiştim. Bir ara babamla omuz omuza halay bile çekmiştik. Düğünlerimiz hep böyle geçerdi. Uzun ama güzel bir eğlenceyi arkamızda bırakmıştık ve sonunda yengemler de dünya evine girmişti. Mutlu hissediyordum hem onlar hem de sebepsizce kendi adıma.

Ayağa kalkıp akan göz makyajımı sildim. Sabah cilt bakım rutinimi yapıp yüzüme bir kağıt maske koydum. Etrafı toparlamaya başladım. Takım elbisem burada olmadığına göre annem kuru temizlemeye vermek için almış olmalıydı. Ayakkabılarımı, kıyafet parçalarımı topladım. Bugün hafta sonuydu yani herkes evdeydi. Herkes kendi işinde kendi temizliğinde ve kendi tatilinde olacaktı yani.

Makyaj fırçalarımı yıkarken yüzümdeki maskeyi kaldırmıştım. Şarkı söyleyerek odama tekrar geldim. Masamdaki boş bardakları kucaklayıp altımdaki kısacık şortu düzeltip avluya, oradan da mutfağa geçtim. Hepsini bıraktım.

"Uyanmış benim gül yüzlüm!" dedi Semra Teyze.

Yanağından öptüm.

"Karnım çok acıktı!"

"Kahvaltıyı kaldırdık. Senin odana geldim ama çok yoruldun dün uyandırmaya kıyamadım."

"Kurban olayım sana!"

Ayaküstü bir şeyler atıştırmama kızdığı için masanın kenarına oturdum. Hemen önüme bir tabak hazırladım. Onlar da bu sırada diğer işleriyle meşguldüler.

Ben kahvaltı yaparken annem girdi içeriye. Saçları dağılmıştı ve geceden kalan elbisesiyleydi. Kaşlarımı çattım.

"Anne? Ne bu halin?"

Elini başına götürüp yüzünü buruşturdu.

"Uyuyakalmışım." Başını kaldırdı. "Semra'm Baran'a bir nane-limon ya da ıhlamur kaynatsana. Bir de ağrı kesici alayım başım çok kötü."

"Hemen hanımım."

"Nesi var?" dedim kaşlarımı çatarak. Bu soruyu sorarken kendime engel olamamıştım. Durum ne olursa olsun,  nasıl bir konumda olursak olalım ben hep onun iyi olmasını isteyecektim.

Annem bana baktı. Hafifçe omzunu kaldırıp indirdi.
"Hasta biraz bir şeyi yok."

"Allah Allah." diye mırıldandım.

Kahvaltımı yaptığımda annem benim kalktığım yere oturdu. O sırada kaynayan ıhlamuru kupaya dökmüşlerdi.

"Annem sen götür ben de biraz kendime geleyim." dedi annem gözümün içine bakarak.

Artık dikkat çekmek istemiyordum bu yüzden isteksizce başımı salladım. Onu görmek bana iyi mi geliyordu kötü mü geliyordu anlamamıştım.

Kupayı alıp odasının kapısına kadar yürüdüğümde derin bir nefes aldım. Kapıyı tıklattım sonra da açtım.

Baran yatağın kenarında üzerine tişört geçiriyordu. Beni görünce yüzüme baktı.

Kupayı dikkatlice masaya koydum.

"Annem gönderdi."

"Sağ olasın. Teşekkür ettiğimi söylersin." dedi. Sesi çok bozuk ve kısık geliyordu.

İlk kez yüzüne baktığımda biraz endişelenmiştim açıkçası çünkü gerçekten yüzü çok beyaz duruyordu. Esmer teninde fark edilecek bir beyazlıktı.

Nazende (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin