kırmızı salıncak

97 22 0
                                    

"Abla ben çıkıyorum, Melis geldi! "

Serpil Abla kafasını uğraştığı faturalardan kaldırmadan onaylamak için salladı ve "Görüşürüz kuzum. " dedi.

Üstüne kafenin önlüğünü geçirmiş beni bekleyen Melis'in yanına ulaştım ve kimseye çaktırmadan dudaklarına hızlı bir öpücük kondurup çıkınca beni aramasını söyledim.

Bugün mesaim sabahtan olduğu için öğlen çıkıyordum ama o kafeye yeni gelmişti ve bugün o kapatacaktı. Eve gelene kadar bir daha görüşemeyecektik yani.

Yavaş yavaş yürümeye başladım ve paketimdeki son dalı yaktım.

Başım çok ağrıyordu. Midem de bulanıyordu biraz, migrenim tutmuştu sanırım ama nedenini bilmiyordum.

Sigaramı tuttuğum elimle şakaklarımı ovuşturdum ve sessizce küfür ettim.

Evde migren ilacı kalmış mıydı acaba?

Adımlarımı evin tersine çevirdim ve eczaneye yürüdüm. İhtimalle yürütülecek iş değildi çünkü. İlaç evde yoksa kafayı yerdim ve ağrı asla geçmezdi, biliyordum.

Biten sigarayı ayakkabımın ucuyla ezdim ve eczaneye girdim. İki kutu aldığım ilaçla beraber tekrar çıktım dışarı ve bu sefer eve yürümeye başladım.

Annemin işten çıkmasına hemen hemen beş saat vardı. Ev boştu ve kafa dinlemem için beni çağırıyordu resmen.

Önceki gece uyku tutmadığı için ilaç yutup direkt yatmayı planlıyordum. Gayet tatmin edici bir plandı bana göre. Bu yüzden adımlarımı sabırsızlıkla kestirme yola çevirdim.

Eğer mahalle parkının içinden geçersem normalde varacağım süreden hızlı bir şekilde eve ulaşırdım, böylece daha fazla yorgunluktan düşmüş omuzlarımla etrafta dolaşmama gerek kalmazdı.

Kendimi tutamadan esnerken ağzımı kapattım ve sulanmış gözlerimle parktaki insanları inceledim.

Çok boş bir gündü aslında. Sabah vardiyasında olduğum için öyle fazla insanla da uğraşmamıştım ama dükkanı ben açtığım için açılış temizliği bana kalmıştı ve önceki gün kapatan kişi kimse temizliği düzgün yapmadığı için uğraştırmıştı beni.

Serpil ablaya söylemiştim zaten. Temizliği aksatan kimse kulağını çekerdi.

Parkta oynayan birkaç mahalleli çocuk ve köşedeki bankta oturan bir çift dışında kimse yoktu. Kalan banklar da boştu. Genelde çok dolmazdı zaten burası. Biraz eski olduğundan çok da tercih etmiyordu insanlar burayı.

Ben yolumu yarılayıp salıncakların yanından geçerken üç kişi girdi parka. Hiçbir boku aklımda tutamayan ben ilk saniyede kim olduklarını anladım ve aklımdaki planları saniyesinde bir kenara atarak boş banklardan birine kuruldum. Bir sigara daha yaktım.

Kadını daha önce bir kere görmüştüm aslında. Canlı bile değildi üstelik. Fotoğrafını görmüştüm sadece ve saçlarını boyatmıştı sanırım. Çünkü fotoğrafta koyu kahve olan saçları şuanda kızıldı.

Kahkülleri aynıydı ama. Gülümseyiş şekli de aynıydı. Yanındaki babamla beraber yürürken bir yandan konuşuyor bir yandan da gülüyordu sürekli.

Sigaramdan bir nefes daha çektim.

Babam kucağındaki iki ya da üç yaşındaki küçük kızın saçlarını parmaklarıyla tarayarak severken gözlerimi üstlerinden ayırmadım. Beni görmemişlerdi.

Babamdan yüksek sesli bir kahkaha duyuldu ve kadın da gülerek onun koluna vurdu yavaşça.

Mutlu gözüküyorlardı.

Küçük kız ayaklarını hararetle salladı ve babam onu yere indirip kıyafetini düzelttikten sonra doğruldu. Kız koşarak kaydırağa tırmandı. Oynadı biraz.

Ben sessizce onları izlemeye devam ettim.

Aslında kendimi fark ettirmeden çıkacaktım parktan. Gerçekten. Sigaram da bitmişti zaten. Mutluluklarını kıskanmıştım ama bozmak istemedim küçük kız yüzünden.

Sonra babama seslenişini duydum. Yüzünde babamın çillerinden vardı onun da. Gülerek heyecanlı bir çığlık kopardı ve kırmızı salıncağa doğru koştu.

"Baba salla! " Düzgün konuşamıyordu bile daha. Cümle ağzından tuhaf çıkmıştı.

Kendimi tutamadım. Tutacaktım. Tutmam gerekirdi ama babam gülerek "Sallayayım kızım. " dedi. Bana demedi. Kırmızı salıncağa tırmanmaya çalışan küçük kıza dedi.

Ağlamadım. Kızdım sadece. Çok kızdım. Tepki vermemek için dişlerimi sıktım ama dişlerim acıdı.

Oturduğum banktan kalktım. Başta yavaş olan adımlarım babam salıncağa doğru yürürken hozlandı ve hatta son birkaç adımımda koştum.

Ellerimi yumruk yaptım.

Yanındaki hareketliliği fark eden babam kafasını bana çevirdi ve tepki vermesine izin vermeden yumruğum yüzüne çarptı.

Çenesini tuttu ve şokla bana baktı. Ağlamam gerekiyordu burda sanırım ama ağlamadım. Ben onun için yeterince ağlamıştım. Göz yaşlarım sel olup denize karışmıştı daha önce kaç kere. Hiçbirini hissetmemişti. Şimdi ağlasam ne önemi vardı?

"Özle- " bir kere daha vurdum konuşmasın diye. Bu sefer yumruğum kaşına değmişti. Keşke patlatabilseydim kaşını ama o kadar güçlü değildim.

"Sus. " dedim sadece. "Sus. Konuşma, sus. Madem başka bir ailen var, o zaman konuşma benimle, sus. Annemi boşanması için ikna ederim. Sen konuşma artık. "

Kafasını salladı hâlâ kocaman açılmış gözleriyle. Konuşmadı. Konuşsaydı keşke. Bir kere daha vurmak için bahanem olurdu. İçim soğurdu en azından.

Yüzüne baka baka bir sigara daha yaktım. Parkta oynayan çocuklar durmuş bize bakıyorlardı. O hiçbir şey söylemedi yine. Bir nefes çektim ve arkamı dönüp parktan çıktım.

Kadın vurduğum için panikle kalkmıştı banktan ama yanımıza gelmemişti. Ben uzaklaşınca gitti babamın yanına. Beni tanıyordu, belliydi.

Küçük kızın ağlayış sesini duydum ama arkamı dönmedim bir daha. Babamın kızı olarak dünyaya geldiyse daha çok ağlamalar vardı önünde çünkü. Alıştırma yapmalıydı.

Sessizce yürümeye devam ettim kalan yolu. Tuhaf bir şekilde rahatlamış hissediyordum. Hâlâ yorgundum ve migrenim de kötüleşmişti aslında ama yine de az öncekine göre daha mutluydum.

Hafiflemiş gibiydim sanki.

Anahtarımla evin kapısını açtım ve ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Mutfaktan bir bardak su aldım. Odama geçip ilacı içtim. Üstüme pijamalarımı geçirdim ağır ağır. Melis ararsa duyayım diye telefonumun sesini açıp baş ucuma koydum. Yorganımın altına girdim ve gözlerimi huzurla kapattım.

Yorucu bir gündü ama uzun zaman sonra huzurluydum.

............

kirk yil sonra gecenin bi yarisi gelen yb

neyse cocuklar yavas yavas toparliyorum bu hikayeyi cok surmeden final yapar yani haberiniz olsun

ama daha bikac bolumumuz var tabi

hadi ig ben yatiyom

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 28 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

pretend - gxgWhere stories live. Discover now