söz

265 31 0
                                    

Yanımdan gelen ufak seslerle sonunda Melis'in uyandığını anladım. Ben uyanalı da çok olmamıştı. Artık yaralarını temizlememiz ve tekrar sarmamız gerekiyordu.

"Ağrın var mı? "

Yattığı yerde doğruldu ve elini alnına koydu. "Sadece başım. "

Kalkıp komodinimin üstünde duran ağrı kesici ve suyu ona verdim.

Pansuman için malzemeleri çıkarırken anneme nasıl açıklayacağımı düşünüyordum. Beni sikine takmıyordu ama evimizde birinin kalmasına ne derdi bilemiyordum.

Elimdekilerle beraber yattığı yatağın kenarına oturdum ve önce eski bantları çıkardım.

Kaşı ve dudağı patlamıştı, karnında ve yüzünde morluklar vardı ama anlamadığım şekilde  omzunda da büyük bir kesik vardı.

Yaralarına krem sürerken mırıldandım. "Omzundaki nasıl oldu? "

"Yerde sürüklerken oldu sanırım. " Bu kadar dürüst olması iyiydi ama kendimi onun için üzülmekten alamıyordum.

Gerçi ben kimdim de başkasına üzülecek kadar iyi görüyodum kendimi.

Kafamı salladım ve işimi bitirdim. Bir şeyler sorup durmam yanlıştı. Ona yaşadıklarını hatırlatıyor olmalıydım.

Eşyaları yerlerine bırakıp yeniden yatağa oturdum.

"Şimdi ne yapacağız? "

Omuzlarını silkti. "Annenler gelmeden gitmeliyim sanırım. "

"Saçmalama. Nereye gideceksin başka sanki. Hem annem çok da umursamaz yani. "

Umarım umursamazdı.

Emin misin der gibi bir bakış attı. "Annenin senden haz etmediğini söylemiştin. Burda kalmamdan hoşnut olacağını hiç sanmıyorum. "

"İstediği boku yiyebilir Melis. Dün seni ona göstermememin sebebi çenesini çekmek istemememdi. Ne yapıp yapmadığımla ilgilenmiyor o benim. "

Doğruydu aslında. Şimdi tekrar düşündüğümde fark ediyordum. Annem cidden eve birini getirmemi umursayacak biri değildi.

"Kendimi kötü hissediyorum. " diye mırıldandı. Kaşlarım çatılırken elimi alnına koydum.

"Ateşin yok. "

Elimi geri ittirdi. "O anlamda değil. " Gözlerini kaçırdı ve yatağa sindi biraz daha. Hiç okuldaki gibi değildi burda. Okulda çok daha enerjik ve özgüven doluydu. Ya da dışardan öyle gözüküyordu.

"Bana evini açtın ve her konuda yardım ettin, ediyorsun. Mahçup hissediyorum. "

Saçlarını hızlı hızlı karıştırdım ve beni yakalayamadan uzağa kaçtım.

"O zaman borcunu ödemek için bir söz vermelisin. "

Homurdana homurdana saçlarını düzeltirken ne sözü olduğunu sordu. Ben ağzımdaki iki sigarayı yakıyordum. Birini ona uzattım, aldı.

"Bilmem, sen karar ver. Sözü verecek olan sensin. "

Birkaç saniye düşündü. "O zaman seni gece pikniğine götüreceğim, sahile. " Biraz daha düşündü. "Her şey benden olacak. Biraz yüzeceğiz ve aldığımız değişik abur cuburları deneyip yorumlayacağız. Hatta belki kamp yapar orda uyuruz! "

Gözleri parlıyordu. İki saniyede bütün bunları planlamasına şaşırmıştım aslında. Hayal gücüm öyle geniş değildi benim.

"Söz mü? "

"Söz. " dedi. "İlk fırsatta. "

"O zaman anlaştık! " dedim. Kafasını salladı hızlıca.

Birkaç saniye geçti. Sigaralarımızı yarılamıştık. "Neden gece ve neden sahil? " diye sordum.

Omuz silkti yine. Ne çok omuz silkiyordu!

"Gece olursa insanların bakışlarından kurtuluruz. Hem denizi de severim. Kocaman ve masmavi, tam benlik. "

Kafamı salladım ve bir kez daha ortam sessizleşti. Ardından dış kapının açılma sesi duyuldu. İkimiz de nefesimizi tuttuk farkında olmadan.

Annem önce odasına girdi. Muhtemelen üstünü değiştirdikten sonra da mutfağa. Birkaç dakika heykel gibi durup bir şey demesini ya da odaya dalmasını bekledik ama hiçbiri olmadı.

Annem, bir kez daha beni umursamadığını yüzüme vurdu. Sessizce birbirimize dönüp baktık.

"Sana söylemiştim. " dedim. "Beni sikine bile takmıyor. Rahat rahat takıl yani. "

.........

kisa oldugunu biliyorum ama devami gelmedi sonraki bolume artik

onceki bolumleri oyladiginiza emin olun hadi by

pretend - gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin