pansuman

334 36 0
                                    

"Masaları toplayıp çıkabilirsin kuzum. "

Kafenin mutfağından seslenen Serpil ablaya cevap vermek yerine dediği gibi masaları toplamaya başladım.

Sandalyeleri ters bir şekilde masaların üstüne koyup yerleri silmem gerekiyordu. Kendisi de bugün izinli olan bulaşıkçı yüzünden mutfağa girişmiş bulaşık yıkıyordu.

Bu sevimli kafede hemen hemen bir buçuk yıldır çalışıyordum. Kendime harçlık çıkarıyor, kenara para koymuş oluyordum.

Saat gece yarısını geçerken Serpil ablaya iyi geceler dileyip giyinme odasında üzerimi değiştirdim ve kafeden ayrıldım. Kendisi hemen kafenin üst katında oturuyordu zaten. Birazdan evine çıkardı.

Sessiz ve karanlık sokaklarda evime doğru yürürken bir gürültü duydum. Sanki bir şey yere düşmüş gibiydi. Ardından duyduğum kısık söylenişler ve inlemeler merakımı kabartırken sesi takip ettim.

"Hassiktir ya. " diye mırıldandım. "Üstünden tır falan mı geçti, hayırdır? "

Beni yeni fark etmiş gibi irkilerek kafasını kaldırdı. Dağılmış yüzünü o an fark ettim.

"Keşke tır geçseydi amına koyayım. Daha az hasar alırdım. " İstemsiz dediklerine gülerken bana ters ters baktı.

"Evin yakınlarda mı bari, bırakayım seni. "

Kafasını salladı iki yana. "Ev olmaz. "

Nedenini merak etsem de sormadım. Söylemek isteseydi söylerdi diye düşündüm.

"Nerde kalmayı planlıyorsun o zaman, bir arkadaşını falan ara da alsın bari. "

Sana ne Özlem. İsterse sokakta kalır Özlem. Her boka niye nane oluyorsun Özlem!

Kendi kendime sinir olurken iki adım geriledim. Sanki bu iki adım ona olan mesafemi geri getirmişti. Güvenle nefes aldım.

"Aslında güzel bir soruymuş ne yazık ki bir cevabı yok. "

Anlamaz gibi baktım. "Ne? "

"Gecenin bir yarısı, ağzımla burnum yer değiştirmişken, beni evine alacak arkadaşlarım yok diyorum. "

Kafamı salladım. "Bana kaldın yani. " Dudağındaki yaranın izin verdiği kadarıyla gülümsemeye çalıştı.

"Kalk o zaman. " dedim. Kaldırıma yığılmış, sırtını duvara yaslamış duruyordu. "Pansuman yapalım sana. "

Dikkatlice ayağa kaldırıp kolunu omzuma atmasını sağladım ve ağır ağır yürümeye başladık. Arada yalpalıyorduk ama yine de düşmeden kafeye geri dönmeyi başardık.

Yanımda Melis'le eve gidemezdim. Annemin uyuduğunu sanmıyordum ve saçma sapan konuşup ikimizin de sinirlerini bozacaktı. Belki pansumandan sonra giderdik beraber ama en azından önce Melis'in elini yüzünü düzeltmeliydik.

İndirdiğim sandalyelerden birine oturmasını sağlayıp ilk yardım çantasını getirdim.

Pansuman yaptığım süre boyunca sessizce oturdu ve ne yaptığımı izledi. Bitirdiğimde sessiz mırıltısı duyuldu.

"Nasıl bu kadar iyi bilebilirsin? "

"Neyi? "

"Pansuman. "

Sessiz kaldım. Kendi kişiliğim yüzünden yemediğim dayak kalmadı diyemezdim. Benim sessizliğime karşılık anlamını çözemediğim bir bakış attı.

Tuhaf bir bakıştı bu.

"Hadi gidelim. " diye mırıldandım. Evimle kafe arasında iki sokak vardı sadece. Olabildiğince hızlı yürüyerek -pek de hızlı olamamıştık- evin önüne vardık.

Cebimden anahtarı çıkarırken sessizce fısıldadım. "Kapıyı açtığımda ses gelmezse direkt koridorun sonundaki odaya yürü, hiçbir yere sapma veya ses çıkarma. "

Kafasını salladı ağırca. "Ses gelirse ne yapayım? "

"Arkamda kal ve konuşulanları duymazdan gel. "

"Sen öyle diyorsan... "

Elimdeki anahtarı deliğe soktum ve iki kez çevirdim. Kapının açıldığını belirten ufak ses geldi ve kapıyı ittirerek içeri doğru bir adım attım.

Ses gelmiyordu. Melis'e baş parmağımı kaldırarak gelebileceğini belirttim ve hızlı adımlarla odama girdik.

O odamı incelerken yatağın altındaki yavrusunu çektim ve örtünmesi için dolaptan yorgan çıkardım.

"Çok değişik bir havası var odanın, tuhaf ama güvende hissettiriyor sanki. "

Üstüne değiştirmesi için çıkardığım kıyafetleri verirken tuhaf bir sesle yanıtladım. "Teşekkür ederim? "

İkimiz de üstümüzü değiştirdik ve yataklarımıza girip yorganlarımıza sarıldık. Sabah ne bok yiyeceğimizi düşünürken gözlerim kapandı ve yavaşça uykuya daldım.

......

kitaba bir an once alicin diye ilk birkac bolumu yakin araliklarla atmaya calisiyorum ama bakicaz artik

bi de ben bunlari nasi sevgili yapcam ya

hadi by

pretend - gxgWhere stories live. Discover now