küllük

226 32 6
                                    

Kendimi personel odasındaki kanepeye bırakıp derin bir nefes verdim.

Bugün kafe hafta içi olmasına rağmen tuhaf bir şekilde çok kalabalıktı ve canım çıkmıştı.

Yarım saat öncesine kadar bütün masalar doluydu ve biri boşaldığı an tekrar insanlar oturuyordu.

Melis'in burdaki ilk günüydü üstelik. Benim gibi yorulmuş olsa gerek dakika başı 'hep böyle mi oluyor' diye sorup durmuştu.

Tamam bir sürü bahşiş almıştım ama bu deli gibi yorulduğum gerçeğini değiştirmiyordu.

"Özlem mola bitti! "

İçerden seslenen Gökhan'a homurdandım ve tekrar ayaklandım. Kendisi mutfakta çalışıyordu. Gastronomi öğrencisiydi ama okulunu dondurmuştu. Eli de oldukça lezzetliydi.

Önlüğümü düzelttim ve tezgahın arkasındaki menülerden birini elime aldım. Tam o an tezgaha yanaşıp Serpil Abla'ya siparişlerini ileten Melis beni durdurdu.

Söylediği şeyleri bitirip bana döndü ve "Sen iyi misin? " diye sordu.

Kaşlarımı çattım. Kötü mü gözüküyordum?

"Evet, neden? "

Gözleriyle şöyle bir yüzümü taradı emin olmak ister gibi. "Betin benzin atmış sanki. Biri bir şey mi söyledi? "

Kafamı salladım iki yana. Bugün kalabalık olmasına rağmen bir tane bile müşteriyle sorun yaşamamıştım. Şans ilk defa yüzüme gülüyordu resmen.

"Yemek molasına çıkamadım bir türlü, o yüzdendir. "

Tam tekrar bir şey söyleyecekti ki müşterilerden biri seslendi. "Bakar mısınız? "

"Geldim. " Diye mırıldanıp seslenen kişinin masasına ilerledim. Yirmili yaşlarında bir erkekti ve aynı yaşlarda iki arkadaşı daha vardı.

Elindeki soğuk kahveyi ileri doğru itti. "Ben bunu pek beğenemedim. Bana daha tatlı bir şeyler önerebilir misin? " Dedi gevşek gevşek sırıtarak. Arkadaşlarından da birkaç gülüş duyuldu.

Yine de sakince elimdeki menüyü uzattım ve konuştum. "Menüdeki tatlı kısmından yardım alabilirsiniz. Kahve için üzgünüm ama içtiyseniz ücretini almak zorunda kalacağız. "

Kahve bardağını almak için uzattığım elimi tuttu ve aynı iticilikle konuşmaya devam etti. "Ben senin seçmeni istiyorum ama. Çok tatlısın, güzel bir şey seçeceğine eminim. "

Bugün kimseyle sorun yaşamadığımı söylemiştim değil mi?

Unutun siz onu.

Kaşlarım çatıldı ve dişlerimi sıkarak konuştum. "Benim öyle bir yetkim yok beyefendi. Lütfen birini seçin ki ben de işimi yapabileyim. "

Elimi çekmeye çalıştım ama daha sıkı tutarak inatla itiraz etti. "Bir türlü anlaşamadık seninle. " Diye söylendi. "İstersen evime gidelim, ben senin gerginliğini alırım. "

Kan beynime sıçrarken hırsla elimi geri çektim. Sol elimde tuttuğum menüyü iki elimle sıktım ve hırsla kafasına yapıştırdım.

"Sen bana ne demek istiyorsun orospu çocuğu! "

Hırsla bir tane daha vurdum kafasına. Çok bile durmuştum.

Arkadaşları bir şeyler söyleyerek ayaklandı ve beni tutmaya çalıştı ama onlara da bağırdım.

"Dokunmayın bana! Siz kimsiniz de bana böyle bir imada bulunuyorsunuz be! "

Bir el belime dolanırken hırsla o kişinin de kafasına menüyü geçirecektim ama bunun Melis olduğunu fark edince durdum.

Beni sakince birkaç adım uzaklaştırdı ve hala kafasını tutan am evladına yürüdü.

"Arkadaşım adına özür diliyorum. " demesiyle ağzımdan bir "Hey! " kaçtı. Ardından devam etti.

"Hak ettiğiniz cevabı verememiş. "

Ve tam o saniye elinde tuttuğunu fark ettiğim, üzerinde kafenin ismi yazan demir küllüğü adamın kafasına indirdi.

Ben şok içinde bakakalırken bir kere daha vurdu ve adam resmen kafasından kan sızarken yere yığıldı.

Kafasına her çeşit ekipmanla vurmuştuk adamın. Bundan sonra hayatına yamuk bir kafatasıyla devam etse şaşırmazdım.

Melis hiçbir şey olmamış gibi adamın arkadaşlarına döndü ve gülümseyerek konuştu.

"Şikayetçi olmaya çalışan olursa küllüğü başka yerlerinde bulur. Şimdi defolun burdan ve bir daha da gelmeyin. "

Küllüğü masaya bıraktı ve kollarımı sıvazladı. "Daha iyiysen yemek molasına çıkalım mı? "

Kafamı sallamakla yetindim.

........

gec geldiyse uzgunum cocuklar

ablanizin hayati harikaymis gibi tekrar tekrar altust oluyo da 😍

neyse bolumle ilgili bi sikinti varsa soyleyin gec olmadan duzeltim

hadi optum by

pretend - gxgWhere stories live. Discover now