1

6.2K 231 33
                                    

"Hoş geldiniz." içerisi ana baba günüydü resmen. Yani kısaca ev ev değil, yol geçen hanına dönüşmüştü. Araz'ın her zaman ki tepkisiz haliyle hemen konuştum.

"Hoş bulduk Hülya Hanım." bana genişçe gülümsedi ve bizi salona doğru yöneltti. Az önce ki yüksek hızdan dolayı bulanan midem, bu sefer kalabalığın verdiği stresten dolayı gün yüzüne çıkmıştı.

"Bunlar kim?" dedi içlerinden birisi. Araz sabır çekince kolunu tuttum uyarmak amaçlı.

"Gerçek kardeşleriniz."

"Biz başka bir kardeş istemediğimizi belirtmiştik." Hülya Hanım, kaşlarını çattı.

"Bende ikizlerim eksik yaşamayacağımı belirtmiştim." bir şey demeyip sessiz kalmayı seçmişti.

Şaşırtıcıydı, hemde çok.

Oğullarının istemediği bir ikiz kardeşi neden getirirdi ki eve?

Tamam bizde çok meraklı değildik tabii ki de. Hem reşit olmadığımız için zorunluluktan, hemde ikimizde biraz da olsa aile sevgisi görmek istiyorduk. Tabii ki de Araz asla hayatında böyle bir şey söylemez ama kalbimin diğer yarısıydı o, onun da benim gibi içinde aile sevgisi konusunda bir ukde kalmıştı. Hissediyordum.

"Eee, çocuklar. Gördüğünüz kişiler amcalarınız, eşleri ve çocukları. Yemekte tanışırsınız, zor bir gündü sizin için. Dinlenin isterseniz birazcık." diyerek eliyle merdivenleri gösterdi. Gülümsedim. Araz'ın kolundan tutup peşimden sürükledim.

Hülya Hanım, bize odamıza kadar eşlik ettikten sonra tekrar aşağıya inmişti. Araz yatağa oturup dirseklerini dizlerine yasladı öne eğilerek ve başını elleri arasına aldı. Sıkıntılı bir nefes alıp yanına oturdum ve elimi destek verircesine sırtına koydum.

"Bana bak Arat, eğer aşağıda ki aile bozuntularına tekrar alışıp durmadan darbe yersen seni de gebertirim, aşağıdakileri de!" dedi tehdit barındıran sesiyle.

"Araz, herkes aynı değildir. Evet, yaşadıklarımız kolay şeyler değildi ama insanlara ön yargıyla yaklaşamazsın. Belli ki onlarda geçmişte kötü şeyler yaşamışlar. Onlarda yaralı, bizde Araz." sabır çekti.

"Seni düşünmeyenleri düşünmeyi bırak artık Arat! Kimse sen, ben değil!"

Sustum sadece, çünkü Araz'ın bu sözüne diyecek bir kelimem bile yoktu. Dibine kadar haklıydı ama bu huyumu terk edemiyordum ne yapayım? Olmuyor işte.

Derin bir nefes alıp bana döndürdü tüm bedenini.

"Bak Arat... İyisin, hoşsun, şu dünyadaki herkesi alabilecek geniş bir kalbin var ama bu dünya o dünya değil kardeşim. Anlıyor musun? Kimsenin kimseye eyvallahı yok Arat. Ulan boşuna dememişler bu hayatta babana bile güvenmeyeceksin diye!"

"Tamam, aile nedir bilmiyoruz. Anne sevgisi, baba sevgisi ne demek bilmiyoruz ama bu yaştan sonra da o sevgiyi tatmamız imkansız Arat." gülümsedim.

"Hatırlatırım Araz, bizim yaşamamız da imkansızdı. Yaşamayı başardıysak, aile olmayı da başarırız diye düşünüyorum." dediğimde elini omuzuma koydu.

"Sen aile olmaya çalış Arat. Ben yokum, sadece yedi ay. Yedi ay sonra her şey benim için bir hiç. O zaman yine gelme yanıma darbelerinle."

"Dediğin gibi sadece yedi ay Araz, yedi ay sonra ben inanıyorum büyük bir ailemiz olacağına."

𝘈𝘳𝘢𝘻 𝘐̇𝘭𝘦 𝘈𝘳𝘢𝘵 (𝘎𝘦𝘳𝘤̧𝘦𝘬 𝘈𝘪𝘭𝘦𝘮)  ✅Where stories live. Discover now