"Evet galiba. Ya onlar da bizim gibi çok kalabalık ya ben takip edemedim en son kime ne oldu diye."

"Geçen kahvede denk geldik biz de o zaman söyledi."

"Heeee." dedim.

Nedendir bilmem ama 'he' demem onu hep gülümsetiyordu. Odanın kapısını kapatırken sırtını kapıya yaslayıp kollarını birbirine geçirdi.

"Ne yaptın bugün bakalım?"

"Ya bak bugün ne oldu biliyor musun, biz Rojin'le sokakta oturuyorduk."

"Niye sokakta oturuyordunuz?"

"Markete gitmiştik."

"Eee?" dedi gülümseyerek.

"Bir tane kadın tuttu kolumu diyor senin abin evlenmedi değil mi. İçimden baya dua ettim inşallah Fırat abimdir diye. Yok ikisi de duruyor dedim. İyi o zaman Baran'ın görüştüğü yoksa bizim kızla bir konuşsunlar dedi." Olayı anlatırken aynı siniri yeniden içimde yaşadığımda yumruklarımı iki yanımda sıktım.

"Sen ne dedin?"

"Rojin küfür etti."

Kaşlarını kaldırdı hayretle.
"Ne dedi?"

"Söyleyeyim mi?"

"Söyle."

"Siktir git teyze dedi."

Baran birden güldüğünde omzuna vurdum.
"Gülme! Zaten sinirliyim! Şirketi aramamak için kendimi zor tuttum. Rojin olmasa sinirden bayılırdım hastanelik oldum resmen." Kesinlikle abartıyordum. "Ne kadar saçma şeyler ya? Her bekar olana birini mi ayarlayacağız? Çok isterlerse konuşurlar insanlar kendi aralarında size ne oluyor yani? Sen konuşamazsın orası ayrı da! Ben genel insanlar için dedim. Bundan sonra o kız kimse artık yanından geçemeyiz. Saçma sapan iş-"

Elini yanaklarımı koyup dudaklarımı büzüştürdü ve sıkı bir öpücük bıraktı.
"Yine bana fırsat vermedin Dilli." Bir kez daha öptü. "Kim olduğunu bile bilmediğimiz insanlar için canını sıkma güzelim."

"Olsun. Sinirlendim." dedim gayet sakin bir sesle.

"Hiç gerek yok."

"Ya konağa gelip annemle konuşursa ve senin için kız bakmaya gidersek?"

"Karaca saçmalama. Annen sence benim görüşümü almadan bu amaçla konaktan dışarıya adım atar mı? Konuşma şöyle, veririm ben de ağzının payını."

"Saçmalamıyorum Baran! Sinirliyim!"

"Gerek yok ki gülüm benim. Yanıma senden başka kimseyi yaklaştırmam, sen biliyorsun."

"İyi." dedim tam anlamıyla sakinleşirken.

"Özlemedin mi sen beni? Hani nerede benim hoş geldin öpücüğüm?"

"Özledim." İstemsiz çıkan tripli ve hafif çocuksu sesime rağmen dudaklarını öpmek için parmak uçlarımda yükseldiğimde eli belime yerleşti.

"Ben de özledim. Çok garip bir hismiş evde birinin seni gerçekten beklemesi."

"Ben hep bekliyordum sadece sen bilmiyordun."

Alnımdan öptü cevap olarak.
"Ne giyeceksin akşam?" dedim.

"Ne giyeyim?"

"Ben gömlek pantolon giymeye karar verdim. Uğraşmak gelmedi içimden."

"Sen nasıl istersen, her türlü feci bir şey oluyorsun zaten."

"E zaten hayatım! Yapıyoruz hani biz de bu işi!" deyip tırnaklarıma üflediğimde kısık bir sesle gülüp boynumdan öptü.

Nazende (bxb)Where stories live. Discover now