36. Sedef Çakıcı

573 120 28
                                    




İnci kucağımda uyuyor, Öznur başını dizime yatırmış yerde oturuyordu. Saçını seviyordum bir yandan. Söyleyecek çok şeyleri olmasına rağmen susarak kendilerini teselli ediyorlardı. Gökhan'la ayrıldıklarını biliyordum, ne kadar üzülüyor olduğunu da tahmin edebiliyordum.

"Lan!" diye bağırdı Feyzullah. İnci düşer gibi sıçradı.

"Senin Allah cezanı vermesin" diyerek kızımı göğsüme bastırdım.

Murat - "Çenenin yayını... Öküz sessiz ol."

"Bir şey yok boncuğum." Gözlerini açıp yüzüme bakarken dudakları büküldü. "Ben burdayım." Elini yakamdan yüzüme çıkardı. Elinin içini öptüm. Gözlerini kapatıp uyumaya devam ederken yüreğim ağzıma gelmişti.

"Çok özür dilerim... Hoş geldin İpek hemşire."

"Hoş buldum Feyzullah. Nasılsın?"

"Biz iyiyiz kızım, senden haber ver." Onun elini, ardından Yavuz'un elini tutarak selamlaştım. Yavuz evlenmişti, eşi de Zeynep.

Gönül abla bir örtü örttü İnci'nin üstüne.

"Odaya yatırsan durmaz mı?"

"Durur da, alışınca. Böyle uyusun şimdi abla."

"Gözün aydın kardeşim" diyerek Murat'ı selamladılar. Murat hem yanımda oturuyor, hemde gözlerini üstümden bir an bile çekmiyordu.

"Bu çocuk?" dedi Yavuz.

"Benim."

"Senin mi?"

"Evlat edindim. Savaşta ailesini kaybetti."

"Savaş! Sen neredeydin?"

"Ben direkt savaş bölgesine gittim sınır tanımayan doktorlarla."

"Hay Allah."

İçime işleyen şeyler gözümden canlanınca tüylerim diken diken oldu. Amcam ayaklandı. Hep beraber kalktık. Usul usul indik aşağıya. Gönül ablamlar evi yerleştirmiş, bana yapacak bir şey bırakmamışlar sağ olsunlar.

"Ver bana" dedi Duygu. İnci'yi yavaşça kucağına verdim.

"Oyuncağı var çantamın üstünde. Yatağa yatırınca kollarının arasına koy, uyanmaz o zaman."

"Tamam."

Amcamla sarıldık.

"Her şey için teşekkür ederim amca."

"Lafı bile olmaz. Ben istediğim zaman alır başımı gelirim."

"Gel tabi, sorma bile."

"Kendine iyi bak."

"Sende. İyi yolculuklar."

Amcam koruma araçlarıyla birlikte yola çıkarken Feride yanımdaydı. O biraz daha kalacaktı.

"Hadi bakalum" dedi Dursun amca. Yine sarıldık, hep sarılacağız. Onlar köye çıkmak için harekete geçti.

"Güzelim, iyisin değil mi?"

"İyiyim Hatice abla, hiç bu kadar iyi olmamıştım."

"Çok kızıyorum ama anlıyorum da. Of ne denir bilmiyorum ki."

"Ne deseniz haklısınız. Kimse benim yüzümden zarar görsün istemediğim için askeri oyunla hayatınızı alt üst ettim. Çok özür dilerim."

"O cani geberdi değil mi?"

"Evet."

"Ateşi bol olsun inşallah."

"Amin."

"Şimdi gidiyoruz ama köye gel sen."

YÜREĞİNE MESKEN Where stories live. Discover now