43. Tesettür

914 111 66
                                    










3.Mayıs - Cuma

Karalar evindeydik. Benim evim boyanmış, bütün eşyalar çıkarılmıştı. Onları kullanılacak en güzel yere, yakınlarda bir çocuk yuvasına gönderdik. Yatacak yerimiz yok ama sıkıntı da yok. Biraz burada, biraz Gönül ablamda hallediyoruz o işi. Hafta başında gelecek yeni eşyalar. Bizzat nişanlımla seçip beğendik. Bir haftadır hiç oturmadan düğün hazırlığı yapıyorduk. Yunus abim lojmana dönecekti düğünden sonra. Öznur bırakırsa tabi.

Şimdi davetiyeleri zarflıyorduk. Davetiyede ailemin adı merhum olarak yazıyordu. Ağzımın içinde mırıldanıyordum. Bugün Feride ve Amcamlar geri gelecek. Önümüzde ki hafta düğün haftası olduğu için burdalar.

"İyi akşamlar, ben geldim" dedi Duygu. Canım benim bir haftadır benimle fellik fellik geziyordu. Aynı anda birden fazla şey yapıyorduk. Bu sırada gelinlik işine asla girmedik, çünkü Feride bensiz yapma dedi. Gelinlikçi mağazası yarın da açıktı, birlikte gidip ölçü verecek, istediğim modeli anlatacaktım.

Hatice abla - "Duygu çay koysana kız, kalkamadık buradan."

"Koyarım. Şey yok mu?" deyince kafamı kaldırıp ona baktım.

"Ney?"

"Şey işte..." diye geveledi. "Feride!"

"Yok daha gelmedi" dedim gözlerimi karartarak. Mutfağa giderken kafamı salladım. Hâlâ bana bir şey demediler. Bik bik mesajlaşıyorlar ama bana demiyorlar.

"İpek, nişanlım."

"Burdayım."

"Az bana bak."

İpek kucağım dakileri kenara bırakıp kalktım. Kapıya gittiğimde Murat'ı asker kıyafeti içinde buldum. Kollarını boynuna sarıp yanağını öptüm.

"Nasılsın canım?" Yanaklarımı öptü sıkı sıkı. Elinde ki poşeti verdi bu sırada. Ondan browni istedim çünkü. Düğünden önce stresten erken regl oldum. Tatlı istedi canım.

"Yorgunum. Sen üstünü değiştirmemişsin, gidiyor musun?"

"Şöyle bir devriye atacağım denetim amaçlı. İki saat sürer."

"Tamam canım. Aç mısın, yemek ye öyle git."

"Yok hiç oturmayayım. Gideyim hemen geleyim."

"Tamam madem. Teşekkür ederim."

"Rica ederim" deyip alnımı öptü. Bütün heybetiyle gidip askerinin yanına oturdu. Havasından da öpücük atmadı, havasını yediğim. Geri geri çıkıp aşağıya dönerken kolunu çıkardı camdan, giderken öpücük attı. Elimi öperek salladım.

"Yemin ediyorum çok aşığım ya" diyerek içeriye geçtim.

"Allah belasımızı vermesin biliyoruz ya" dedi Öznur. Telefona bakıyordu. "Aha tamam mesaj geldi. Hadi Mete. Anne davetiyeleri alayım, Yunus abim çıkmış."

"Kızım serserilik edip davetiye vereceklerinizi unutmayın."

"Tamam ama erken gelmeyiz. Trabzon'a gidiyoruz bebeğim. Abimize Trabzon'u gezdirelim ama değil mi?"

Gönül ablam hazır davetiyeleri poşete koydu. Mete ve Öznur birlikte çıktı. Abimi alıp Trabzon'a gideceklerdi. Bir browni attım ağzıma. Herkes alsın diye poşeti ortaya koydum. Duygu çayları alıp geldiğinde biz davetiye zarflamaya devam ediyorduk. Zarfla zarfla bitmiyor yav.

Dursun amcanın televizyonda işi bitince müzik kanalı açtı. Ona browni uzattım.

"Sağ ol kizum."

YÜREĞİNE MESKEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin