ALTMIŞ DÖRT - ARKA BAHÇE

2.2K 257 24
                                    

Kaba adam: Bir sonraki ders beden.

Kaba adam: Arka bahçede buluşalım mı?

Bulut: Olur.

Bulut: Buluşalım.

Kaba adam: Tamam o zaman.

Kaba adam: Bahçede bekleyeceğim.

Bulut: Tamam.

Bitiş zili çaldığında sıramdan ayağa kalkıp Elif'in yanına gittim. "Elif ben beden dersine girmeyeceğim." dedim kısık sesle.

"Niye? Kendini kötü hissetmiyorsun di mi? Eğer bir sorun varsa yardımcı olabilirim." dedi.

"Hayır, iyiyim. Sadece girmek istemiyorum." Elif gözlerini kısarak, şüpheli bakışlar atıyordu bana. İşaret parmağıyla omzumu dürttü. "Yoksa?" diyerek sinsice sırıttı. "Adamınla mı bulaşacaksın. Hani kaba olan, hım?" dedi göz kırparak.

Elini tutup gözlerimi büyüttüm. Hâlâ sınıfta birkaç kişi vardı. "Yavaş konuşsana, sayende herkes duyacak." dedim.

Elini çekip kaşlarını çattı. "Tamam be, bir şey demedim." diyerek gözlerini devirdi. Daha sonra koluma girdi. "O zaman ben derse gideyim, sen de sevdiğinle güzel zaman geçir. Aranız nasıl?" diyerek beni yönlendirdi.

"Dur montumu alcam. Bahçede buluşalım demişti." Askılıktan montumu alıp giydim ve tekrar Elif'in yanına gittim.

"Şuan her şey yolunda. Önümüzdeki hafta onun evine taşınmayı planlıyorum." dedim. Elif geri çekilerek durup bana baktı ve ağzını eliyle kapattı şaşırarak. Büyük gözleriyle bana bakarak "Ay inanmıyorum." dedi.

Kolundan tutarak elini aşağı indirdim. "Sence de çok abartı tepkiler vermiyor musun?" dedim.

"Ay daha neler, az bile. Azat hızlı çıktı desene." dedi.

"Zaten taşınmayı planlıyordum. Azat bahane oldu, annemle yaşamak keyifli değil. Zaten benimle doğru düzgün konuşmuyor bile." dedim üzgün sesle. Aramızdaki mesafe beni hep üzüyordu. Annem farkında değildi bana olan tavırlarının beni nasıl etkilediğini.

"Ay üzülme Bulut'um. Hem ne güzel, sevdiğin adamla birlikte yaşayacaksın."

"Kimmiş o?" Birden arkamızdan gelen sesle irkildim. Arkaya dönüp baktığımda meraklı gözlerle bize bakan Özgür'ü gördüm. Bir sen eksiksin zaten.

Gözlerimi devirerek önüme döndüm. Sinsice arkamızdan gelmiş belli ki. Belki bütün konuşmayı dinlemiştir ve şimdi de masum ayaklarına yatıyordur.

"Soruma cevap verseniz keşke." diyerek önümüzde durdu. Elimi montumun cebine sokarak yüzüne baktım. "Seni ilgilendiren bir şey değil Özgür. Her şeyi bilmek zorunda da değilsin." dedim kısaca. Her şeye burnunu sokmazsa olmazdı.

"Neyse." diyerek tekrar Elif'e döndüm. "Ben gidiyorum Elif." diyerek oradan ayrılmak isterken Özgür kolumu tuttu. "Nereye? Derse girmeyecek misin?" diye sordu. Kolumu çekerek kaşlarımı çattım.

"Sen kendi işine baksan olmaz mı? Sana rapor vermek zorunda değilim. Bir yere gidiyorsam, demek ki derse girmeyeceğim anlamına geliyor. Ve bana soru sorup durma." diyerek merdivenlere doğru ilerledim.

Kendisiyle muhatap olmadığımı görüyordu, biliyordu. Ama ısrarla benimle konuşmaya ve iletişim kurmaya çalışıyordu.

Arka bahçeye açılan kapıya doğru giderken etrafımda biri var mı yok mu diye kontrol ediyordum arada. Burayı herkes bilmiyordu. Bir gün Elif'le okulu gezerek keşfetmiştik burayı.

KABA ADAMIM - BXB Where stories live. Discover now