OTUZ DOKUZ - YEŞİL GÖZLER

8.7K 655 48
                                    

Kaba adam: Bulut.

Bulut: Efendim.

Kaba adam: Sen niye beni öpmüyorsun?

Bulut: Nasıl yani?

Kaba adam: Hiç öpmek istemiyorsun.

Kaba adam: Neden?

Bulut: Bu konular beni utandırıyor.

Kaba adam: Öpsene beni.

Bulut: Okuldayız.

Kaba adam: Bu bir engel mi?

Bulut: Değil mi?

Kaba adam: Hayır.

Kaba adam: Spor salonundaki giyinme odası boş şuan.

Kaba adam: Yanıma gel ve öp.

Kaba adam: İstediğin zaman öp beni.

Kaba adam: Ben izin veriyorum.

Bulut: Ama dersteyim.

Kaba adam: Lütfen.

Bulut: Başımın belası.

Kaba adam: Sen de benim.

Kaba adam: Hadi gel bir öpücük ver bana.

Bulut: Ama yanaktan.

Kaba adam: Yanak amk yanak.

Kaba adam: Sanki başka bir yerimi öp dedim Bulut.

Bulut: Pisleşme.

Kaba adam: Sen fesat anlıyorsun ben ne yapayım?

Bulut: Gelmiyorum.

Kaba adam: LÜTFENNNNN.

Bulut: İzin almam lazım.

Kaba adam: Bekliyorum o zaman?

Bulut: Tamam.

Sınıftan çıkıp, ilk katta bulunan spor salona doğru ilerledim. Azat'ı öpeceğimi aklıma geldikçe heyecanlanıyordum. Bana neden beni öpmek istemiyorsun sorunca nedense utanmıştım. Salonun kapısını açıp yavaşça içeri girdim. Giyinme odasına doğru ilerledim. İçeri girince etrafa bakınmaya başladım.

Beni kandırmış mıydı bu? "Azat, burada mısın?" diye sordum. Birkaç saniye sonra Azat'ın sesi geldi. "Bir dakika geliyorum."

Bir dakika sonra üstünde sade beyaz tişörtü ve altında siyah eşofmanıyla, saçını kurulayarak yanıma geldi. Havluylu omzuna attı ve gülümseyerek bana baktı. Yeni duş aldığı için çok güzel görünüyordu.

Sıcak suyla duş aldığı için yüzü kızarmıştı. Yeşil gözleri ve nemli saçlarıyla çok şirin duruyordu. Azat hem yakışıklı, hem de güzeldi. Kalbi de kendisi gibi güzeldi. Onu tanımadan önce, onun hakkında böyle şeyler düşünmüyordum. Düşündüğüm tek şey, kaba olmasıydı.

"Gelmişsin."

Kafamı salladım. "Evet, evet geldim."

"Nasıl izin aldın hocadan?"

"Karnım ağrıyor dedim bıraktı." Bana yaklaşarak hımm'layarak dudağını büzdü. "Çok kötüsün Bulut. Utanmıyor musun?" diyince kaşlarımı çattım.

"Gel dedin geldim işte?"

Sırıtarak alt dudağını ısırdı. "Beni öpmek için hocaya yalan mı söyledin? Beni öpmeyi bu kadar mı çok istiyorsun?"

Dediği şeylere şaşırarak gözlerimi büyüttüm. Omzundan iterek Azat'tan uzaklaştıım. Giyinme odasından çıkacakken bileğimi tutarak "Allah belamı vermesin şaka yaptım. Valla şaka yaptım lan Bulut. Gitme." dedi.

Kaşlarımı çatarak yüzüne baktım. "Sen şaka yapma Azat. Gerçekten senin şakanı da insan ciddiye alıyor."

"Lan gülerek söyledim. Burada anlamayacak ne var yavrum?" İkide bir bana böyle hitap etmesi bile hoşuma gitmeye başlamıştı artık.

"Ses tonun Azat."

"Ne yapabilirim? Doğuştan mükemmelim." diyerek göz kırptı. Gözlerimi devirdim. Birden kolundaki dövmeleri dikkatimi çekti. Kolunu tutarak daha yakından baktım.

"Dövmelerin çok güzelmiş. Bir anlamı var mı?" diyerek gözlerine baktım. Gözlerimin içine bakarak kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Bir dokunuşun bile beni mahvediyor Bulut. Birazdan ölmem umarım."

"Doğru. Öpmek için gelmiştim. Çok geç kalmamam lazım."

"Evet."

Birkaç dakika öylece durup yüzüne ve yeşilin en güzel tonu olan gözlerine baktım. Elimi ensesine koydum. Parmaklarıma değen kısa ve yumuşak saçlarını içimi garip bir şekilde hoş etmişti ç Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, o değil de ben ölebilirim şuan. Onun boyuna ulaşmak için parmak uçlarımda yükseldim. Gözlerimi kapatarak, dudaklarımı yanağına bastırdım.

Geri çekilip yüzüne baktım. Nasıl tepki vereceğini merak ediyordum. Yanakları biraz daha kızarmıştı sanki?

"Bulut, ben de seni öpebilir miyim?"

"Evet."

İki eliyle yüzümü kavradı. "Yanakların kızarmış." Güldüm. "Senin de." İkimizde aynı anda gülümsedik.

Azat sağ eliyle destekleyerek, yüzüme sert bir şekilde öptü. Öperken çıkan ses kulağımda yankılandı.

"Çok tatlısın Bulut. Bak şimdi ben seni öptüm. Sen de beni?"

"Allah aşkına Azat şimdi ne uyduracaksın çok merak ediyorum."

"Sen beni, ben de seni öptüm. Öpüşmüş sayılırız. Artık son aşamaya geldik. Hadi sevgili olalım."

"Sence bunun için biraz erken değil mi? Hem o nereden çıktı be?"

"Şimdi aklıma geldi söylemek istedim."

"Of Azat."

"Azat bir kere ısırabilir mi şu yanaklarını?"

"Hayır, derse gitmem lazım."

"Okulu sikeyim."

"En iyi sen hiç kimseyi şey etme Azat."

"Şey etme ne kibarlığını sevdiğim, şey etme ne. Isıracağım şu yanaklarını şimdi he."

Ondan ayrılarak geri çekildim. "En iyisi bir yerim ısırılmadan ben gideyim."

"Kaç bakalım."

"Kaçmıyorum ki?"

"Sen öyle diyorsan öyledir."

"Öyle."

"Hadi git, yoksa yine öpeceğim seni."

"Dışarısı soğuk üstünü giy."

"Tamam."

Spor salonundan çıkıp sınıfa gidene kadar kalbil deli gibi atmaya devam etmişti. Keşke yüzümü yıkasaydım, belki kendime gelirdim...

KABA ADAMIM - BXB Where stories live. Discover now