ELLİ YEDİ - BAHÇEDEKİ GÜZEL ÇOCUK

3.5K 282 36
                                    

Zil çalınca ayağa kalkıp askılıktan beyaz montumu alıp giyindim. Çantamı omzuma atarak sınıftan çıktım. Bugün hava sisli ve hafif yağmurluydu. Aslında bugün hiç gelesim yoktu derse. Belki de gelmezdim.

O olmasaydı...

Eskiden bu okula gelmek benim için azap gibiydi. İçe kapanık biri olduğum için çok arkadaşım yoktu. Herkes arkamca konuşur, varlığınla yokluğun aynı şey bizim için derlerdi. Beni sinirlendiren şeyin yüzüme doğru değil de, arkamdan söylemeleriydi.

Bu kadar mı korkaksınız? Yoksa sadece birinin arkasından atıp tutmayı seviyorsunuz?

Soğuk bir insan olduğumun farkındayım. Herkesle hemen anlaşamıyorum. Herkese kolay kolay güvenip kendimi açamıyorum. Bazı insanlara özeniyorum bazen. Nasıl da düştükleri ortama kolaylıkla uyum sağlaya biliyorlar? Bu bazıları için normal bir şey olabilir, ama benim için öyle değil işte.

Koridordan aşağı inerken etrafa baktım. Geçirdiğim sıkıcı yıllara nazaran bu sene biri yüzünden, kalbimi ısıtan biri yüzünden o kadar da kötü geçmiyordu.

İlk defa birinin yanında ağlamıştım. Küçüklüğümden beri annemin, babamın yanında bile ağlama şansı tanınmamıştı bana. Onlar kavga ederken bile bunu yapamamıştım. Sanki onların kavga etmesi bile normal bir halmiş gibi gelirdi bana.

Çantamdan beremi alıp kafama geçirdim. Çantayı omzuma tamamen takıp ellerimi cebime soktum. Aralık ayının ortasında olduğumuz için hava soğuktu.

Okuldan çıkınca gözlerim hemen onu aramaya başladı. Arkamdan biri elini omzuma atarak bana sarılınca irkildim. Sola dönüp baktığımda onun gülümseyerek bana baktığını görünce istemsizce ben de gülümsedim.

"Ee bugün ne yapıyoruz?" dedi göz kırparak.

Elini omzumdan atarak yürümeye devam ettim. "Yemek yiyip, ders çalışıp uyuyacağız Azat. Başka ne yapabiliriz?"

Dudaklarını büzerek omuz silkti. "Bilmem. Oyun oynamayı biliyor musun?" Durdum yüzüne baktım. "Oynayabiliyor musun ne Azat? O kadar da değil."

"Oynayamaz mısın?"

Gözlerimi devirdim. "Hadi gidelim."

İleride motosikletini görünce durdum işaret parmağımla göstererek "Bununla gitmem ben." dedim.

"Bununla gideceksin." Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Hayır binmem ben buna."

Kafasını sallayarak yanıma geldi. "Çok şanslısın biliyor musun? Sevgilinin bir motosikleti var. Ama sen naz yapıyorsun." Dediği şeyler yüzünden utanarak acıtmayacak şekilde omzuna vurdum. Sırıtarak yalandan omzunu tuttu.

"Elin ağırmış be Bulut'um." Bu sefer acıtacak bir şekilde omzunu çimdikledim. İnleyerek yüzünü buruşturup omzunu tuttu. "Bu sefer gerçekten acıttı lan."

"Lan mı?" dedim kaşlarmı kaldırarak.

"Pardon sevgilim." Gözlerimi büyüterek etrafımıza baktım. "Kaç kere dedim sana yavaş konuş kaba adam. Ses tonun çok yüksek, bütün okul duyacak seni."

Sırıttı. Göz kırparak "E duysun, saklayacak bir şeyim yok ki benim?" dedi.

"Neyse, yürüyerek gidelim."

"Saçmalama Bulut ya."

"Korkuyorum."

"Araba mı alayım?"

Kolundan tutarak kendime doğru çektim. "Düş önüme büyüyünce alırsın."

"Ama büyüdüm ben zaten? Büyük değil miyim lan?"

KABA ADAMIM - BXB Donde viven las historias. Descúbrelo ahora