Bölüm 22: In Omnibus Requiem Quæsivi

1.6K 173 547
                                    

"In omnibus requem quæsivi." : "Her şeyde barışı (huzuru) aradım.

✨✨

Mavi Duvar · Haramiler

✨✨

✨✨

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

✨✨

"Mert verecek misin artık?"

Kömür karası saçlarından yüzüne damlayan suların teninde yarattığı rahatsızlık hissini, karşısındaki huysuz adamın ona sinirli bir ifade ile söylenmesi yüzünden umursamıyordu şimdi Mert. Belinde sarılı olan havluyla birlikte gülümseyerek bir dizini yatağın üzerine koyup hâlâ kendisine somurtarak bakan Barış'ın sevimli ifadesini daha da yakından görebilmek için adamın tam dibinde bitti.

Sırıtışı yüzünde genişlerken, "Bence gerek yok." diyerek havluyu belinden çekip yere fırlattı. Sabahın erken saatleri olmasına, bu saate kadar bıkmadan yorulmadan Barış'ın içinden çıkmamasına rağmen derinlerinde yükselen tutkunun bir türlü doymak bilmeyen bünyesine yeniden bir selam çaktığını hissetti. Suçlu o değildi. Burada illa bir suçlu aranacaksa o da sinirlendiği zaman Mert'in gözlerine daha da yenilesi gelen kumral adamdı.

Barış'ın ısrarla örtünün altına saklanma telaşına düştüğünü görünce de, "Hâlâ kucağımda değilsin?" dedi sorar gibi.

"Mert." diyen Barış derince bir nefes verdi. Tamam, kendisi de yanındaki adama doyamıyordu ama Mert'in ona olan iştahı başka bir gezegenden gelme özel bir dürtü falan olmalıydı. Yoksa dinlenmeden onu kucağına çekip durmasının açıklamasını kendi hızlı çalışan zihninde bile yapamıyordu ki!

"Gözlerim kapanıyor. Dahası ayaklarımı senden saklayacağım diye kırk şekle girdim! Çorap ver artık bana."

Onun bu yeni öğrendiği özelliğini sanki çok değerli, üzerinde türlü hazinelerin saklandığı bir kara parçasını keşfetmiş gibi büyük bir heyecanla karşılayan Mert gülümsedi. Saçlarının uçlarından akan damlaları başını sallayıp Barış'ın suratına sıçrattıktan sonra adamın, "Ya ama!" diyerek yeniden huysuzlandığı sevimli anlarını da daha sonra hatırlayabilmek için cebine atıp Barış'ın yanağını hafifçe ısırdı.

"Ayaklarını benden saklaman ne kadar normal güzelim?" diye sordu. "Her yerini görmemişim gibi."

Barış'ın kimselerin bilmediği, Mert'e de sabah duşa girmeden önce söylemek gibi bir hata yaptığı, gizli bir huyu vardı. Çıplak ayaklarını göstermemek... Bunun elbette yirmi yedi yıllık hayatında istisnaları olmuştu, özellikle de son birkaç ayda... Ama o istisnalar, genellikle Barış'ın gözlerinin hazdan geriye doğru kaydığı ya da yaşlarla dolu olduğu için saçma çorapları pek de sallamadığı zamanlardan oluşuyordu.

KIZIL ÖLÜMÜN MASKESİ |BXBWhere stories live. Discover now