Bölüm 3: Beşinci Ev: Zihin

1.7K 211 441
                                    

İyi ki doğdun! ✨♥️ Bölüm senin için canım @EmelDereci ✨♥️

✨✨

Ride of the Valkyries · Richard Wagner

✨✨

İnsanların kendilerini gizleme yetenekleri vardı. Kişi, karşısındaki onu dokuz ay karnında taşımış annesi bile olsa isterse eğer kendisini ondan bile gizleyebiliyordu. İnsanın en mahrem duyguları, zaafları, hatta ileri gidilecekse fantezileri sadece aklının içindeki dört duvarın arasında saklıydı, zaman zaman kendisinin bile iğrenç bulup da var olduğunu kabullenemediği şekilde hem de.

Mert'in yirmi beş yıllık hayatında 'ev' addettiği tam dört yer olmuştu. Birini o da tam hatırlamıyordu ama kendisini kandırmamak için orayı da saymak zorundaydı. Çünkü Mert ne olursa olsun kendisine dürüst olan adamlardandı. 'Yuva' nedir bilmezdi o. Ama ev ve yuva arasındaki farkı çok iyi bilirdi.

Onun ev saydığı dört yerden başka kimselerin ona ulaşamadığı bir beşinci evi vardı ki Mert orada herkesin aksine kendisini çırılçıplak bırakır, en yalın haliyle, hiçbir duvar örmeden kendisine bakardı.

Onun beşinci evi zihniydi.

Yine kendisinden başka kimselerin görmediği ama çalışacağı yeri, o yerin sahibini kapsayan olayları en ince detayına kadar ilmek ilmek dokuduğu ve gerçek evi saydığı zihniyle birlikte ofise adım attığı andan beri Volkan'ı öven küt saçlı kadına baktı. Hayatının en önemli dakikalarından birkaçını alıp götüreceğinden emin olduğu kadından şimdiden sıkılmıştı.

"Bunun yanında ücretsiz pek çok davaya da bakar Murat Bey. Tabii onunla birlikte biz de." dedi kadın. "Ah ben ona Murat Bey diyorum ama ismi Volkan Murat."

"Şaşırtıcı bir bilgi benim için."

Kadın, çalıştıkları yeri ve işleyişleri anlattığı genç adamı ilk gördüğünde yakışıklılığı ile mest olmuştu. Beyaz teni, tenine zıt gece karası saçları ve siyah gözleriyle birlikte mora çalan kalın dudakları, büyükçe burnu, uzun boyu ve yapılı gövdesiyle onu görür görmez heyecanlanmış, ofisindeki eciş bücüş, sıska tiplerden farklı olan bu adamı beğeniyle süzmüştü.

Ama adam görüntüsünün aksine kadının sadece patronunda gördüğü ve şimdiye kadar ona özel sandığı bir kibirle donanmıştı. Evet, Emine'nin onda fark ettiği ikinci şey Mert'in bakışlarındaki küçümser ifadesiydi. Yine de ona ulaşmak ister gibi, yardımcı olmak adına burada süregelen politikayı, firmadaki hiyerarşiyi ve Murat Bey'in davaları ile başarılarını anlatmaya başlamıştı. Şansı varsa bu adamla bir molada kahve bile içebilirdi.

Adamdan gelen alaylı sözleri duymazdan gelerek, "En çok kadınlar konusunda hassastır Murat Bey." diye ekledi. "Ücretsiz davalarına mutlaka mağdur kadınları dahil eder. Uzaktan ulaşılamaz ve kibirli gibi dursa da yufka gibi bir yüreği vardır."

"Sence de fazla alaturka bir söylem olmadı mı bu?"

Emine kıkırdayarak, "Doğrudur." dedi. "Ama söz konusu Murat Bey olunca onu övmeden duramıyorum." Daha sonra elindeki defterin sayfasında yazılı olan cümlelerden birinin yanına bir tik atıp, "Burası da senin masan." diyerek geniş ofisin içindeki cam kenarında bulunan bir masayı gösterdi.

"Masanın üzerindeki hoş geldin hediyeleri senin." Hediyelerin bulunduğu kutudaki termosu alıp, "Binlerce lira verip aldığın termoslardan bile daha kaliteli."

Sikik termos umurunda bile olmayan Mert sadece, "Anladım." demekle yetindi. Bu kadından çok sıkılmıştı ve acilen ondan kurtulmalıydı.

"Şimdi Murat Bey'le görüşeceksin. Gelen her elemanla mutlaka özel olarak bir saat kadar görüşür. Burada çalıştığın için çok şanslısın Mert ve yeniden aramıza hoş geldin."

KIZIL ÖLÜMÜN MASKESİ |BXBWhere stories live. Discover now