Kim Taehyung'un Kalesi

1.1K 137 130
                                    

İyi okumalar.

.
.
.
.

"Cehenneme hoş geldin Jeon."

Ne cehennemi? Biraz fazla ileri gidiyordu. Gülemez miyim yasak mı? Saçma sapan bir sebepten dolayı buraya geldim ve karşımdaki kişi cehennem diyordu bana ya!

Kıpkırmızı gözleri üzerimdeyken açıkçası pek rahat hissetmiyordum. Ayrıca her gülümsediğinde ortaya çıkan o sivri dişlerini her an boynuma geçirecekmiş gibi duruyordu.

"Benden ne istediğinizi anlayamıyorum Bay Kim Taehyung beyefendiciğim ama cehennem falan ayıp oluyor yani."

Kaşlarını çatıp üzerime yürüdüğünde sırtım kalenin soğuk duvarına yaslanana kadar geri geri yürüdüm.

Yüzünde bir sırıtış belirince iyice korkup korkudan dudaklarımı ısırmaya başladım.

"Yetmedi bir de benimle alay mı ediyorsun!?"

"Ne? Hayır, hayır benim amacım o değildi, siz beni çok yanlış anlıyorsunuz."

"Ha yani sıkıntı bende öyle mi!?"

Konuştukça daha çok sıçıyordum. Alnıma vurup gözlerine baktım ve ne diyeceğimi düşündüm. Pekâlâ biraz düşünerek konuşmayı deneyebilirim yoksa bu adam her dediğimi yanlış anlayacak.

"Şimdi Kim Taehyung beyefendiciğim ben kesinlikle size öyle şeyler demek istemedim. Birincisi; sizin de dediğiniz gibi ben aptal bir ölümüyüm değil mi? İkincisi; haddime değil. Sizin gibi...mmm haşmetli biriyle bu şekilde konuşmak olmaz değil mi?"

Gülümsedi. Elini uzattığında korkup gözlerimi sıkıca kapattım. Parmaklarını saçlarımda gezdirip önüme gelen saçları kulağımın arkasına sıkıştırdı ve bana yaklaştı.

"Bu sözlere kanacağımı düşündüysen daha da aptalsın Jeon."

"Ama Bay Kim Taehyung beyefendiciğim siz beni hiç anlamıyorsunuz ki."

"Bana sitem etme Jeon. Yürü odana, git yerleş."

Eh en azından oda vermişti. Şöminenin önüne kedi gibi kıvrılmak zorunda kalacağımı düşünmüştüm.

"Teşekkür ederim."

Saygıdan diye eğildim keşke yapmasaydım. Gerçekten ben gerizekalıların en önde gideniyim. Eğilince bana yakın olduğundan dolayı başım orasına değmişti.

Kızarıp kalktım ve duvarla arasından çıkıp valizle beraber merdivenleri ikişer ikişer çıkarak üst kata çıktım.

Bir dakika... Odam hangisiydi?

Omzumda hissettiğim elle gözlerimi kocaman açıp yanıma ne ara geldiğini anlamadığım Taehyung'a baktım.

Parmağıyla bir odayı işaret edince gözlerimi onun üzerinden çekip tahta kapıya baktım. Gerçekten bu adam kaçıncı yüzyıldan kalmıştı?

"Orası mı odam?"

"Orayı işaret ettiğime göre?"

"Ah anladım."

Odaya ilerlerken arkamdan dediği şeyle kaşlarımı çatmıştım.

"Seninle çok eğleneceğiz Jeon."

Odaya girdim ve kapıyı kapatıp etrafa baktım. Aydınlatma şekli ilk geldiğimdeki odayla aynıydı. Tavanda mumdan avize ve duvarların üzerinde mumlar. Bir tane pencere vardı ve pencerenin önünde de kırmızı bir perde. Çok koyu değildi ve güneş ışınlarının içeriyi aydınlatmasına engel değildi. İlk geldiğim zamanki odada pencere yoktu.

Campfire | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin