18. Bölüm; 'Şart'

177 26 104
                                    

Hello hello...

Bilmem kaç sayfalık bölümle karşınızdayım.

Umarım güzel bir bölüm olmuştur, yorumlarınızı benden eksik etmeyin lütfen💕

Yazım hataları için şimdiden özür diliyorum. Hepinizi kocaman öpüyorum 💋

❄️

Doktor sargı bezini ayağıma dolarken bu kaçıncı dolamasıydı gerçekten bilmiyordum. Saymayı bıraklı beş dakika olmuştu. İki ayağımıda mumyaya çeviren doktora cins cins bakarken, "Kız yeter!" diye tısladım. "Durmak için Kleopatra filminin yönetmenini mi bekliyorsun? Mumya rolünü bana verdiklerinde mi duracaksın? Yeter!"

Doktor ayaklarımdaki sargıdan gözlerini çekmeden sargının ucunu bir makas yardımıyla kesti ardından kafasını kaldırdı. Yaklaşık iki saattir benimle ilgilenen orta yaşlı doktor, "Yaralarınız derin olmadığı için dikiş atma gereği duymadım." dedi tok bir sesle. "İki günde bir pansuman yapmanızı öneririm."

"Sen bir de kalbimdeki yaraları gör, aşko. Oradakilere pansuman da tutmaz." Sedyenin üstünde popomu kaydırırken sırıttım. "Çok derinler..."

Acil doktoru ciddiyetinden ödün vermeyerek "Ağrı kesici yazacağım." diye mırıldandı. "Günlük olarak kullanmanız lazım. Bunun dışında röntgen filminizi gördüm. İki parmağınızın kemikleri kaynamış görünüyor fakat ben demirlerin birkaç gün daha durmasını isteyeceğim. Yirmi güne tamamlansın ondan sonra demirleri çıkarırız."

Sırıtışımı bozmadan, "Hazır acile gelmişken bir de bana check up mı yapsaydınız?" diye sordum. "Ciğerlerimin çöktüğünden şüpheleniyorum. Nefes alırken bir şey batıyor gibi... Ay, şimdi gördüm. Batan şey sütyen teliymiş. Pardon." Gömleğimin altından göğüsüme batan sütyen telini dışa doğru büktüm. "Kusura bakmayın, doktor bey. Yanlış alarm."

Adam bıkkınlığını gözlerine yansıttı.

"Ciğerleriniz değil ama az önce aldığımız kan tahlilinizin sonucunu inceledim. Mesleki hayatımda gördüğüm en vasat kan tahlili sonucuydu diyebilirim. Yeterli beslenmiyor musunuz, Mayıs hanım?"

Yeterli beslenmek? Ben üç gündür yemek yemiyordum ama bunu onun bilmesine gerek yoktu bence.

"Vasat mı? Sen bir de benim hayatımı gör, doktor." Güldüm. Ota boka gülmeye başlamamın tek nedeni stresli olmamdı. Son yirmi dört saatte yaşadığım şeylerin ağırlığı, gülüş olarak benden çıkıyordu. "Neyse, ne varmış kan tahlilimde? Over doz seksilik dışında?"

Orta yaşlı doktor gözlerini gözlerimden ayırmadan "Bütün değerleriniz çok düşük." dedi ciddiyetle. "Kanınızdaki vitamin ve mineral seviyesi normalin çok aşağısında. Ayrıca ufak bir enfeksiyon tespit ettim. Bununla birlikte böbrekleriniz çalışmasında bir sıkıntı var gibi. Genel bir test yapmamıza engel olduğunuz için durumu tam olarak anlayamadım ama en yakın zamanda genel bir test yapmanızı tavsiye ediyorum. Çünkü sonuçlarınız hiç normal değil."

"Turp gibiyim yani?" dedim söylediklerini takmayarak. Şu anda uğraşmak istediğim son şey olmayan sağlığımdı. "Harikayım, öyle değil mi?"

Doktor ters ters bana bakarken eline aldığı mavi kapaklı dosyayı göğüsüne bastırdı. "Kapıda bekleyen beyefendi eşinizse eğer onunla konuşmam daha doğru olacak." diye mırıldandı. "İzninizle,"

"Hayır hayır!" dedim doktorun koluna yapışarak. Duraksadı, kocaman olmuş gözlerini bir bende bir onu tuttuğum kolunda gezdirdi. "Kapıda bekleyen beyefendi benim hiçbir şeyim değil. Onunla görüşemezsiniz! Zaten ben gereken testleri yarın yaptırmaya geleceğim."

MaziWhere stories live. Discover now